Cumhuriyet Halk Partisi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Oğuzhan (mesaj | katkılar)
Düzenleme
k WPCleaner v1.33 - 14
49. satır:
[[Millî Mücadele]] zaferinden sonra Mustafa Kemal önderliğindeki Birinci Grup, ülke çapında siyasi örgütlenmeye girişmiş ve 8 Nisan 1923'te yapılan seçimlere tek liste ile girerek biri dışında bütün milletvekilliklerini elde etmiştir.
 
[[Lozan Antlaşması]]'nın kabulü nedeniyle mecliste baş gösteren yoğun tartışmalar üzerine Mustafa Kemal, 9 Eylül 1923'te [[9 Umde]] adı verilen siyasî programı ilan etti ve iki gün sonra [[Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı|İçişleri Bakanlığı]]'na verilen bir dilekçeyle kendisine bağlı milletvekillerinden oluşan Halk Fırkası'nı kurdu. Parti kurucuları [[Refik Saydam]], [[Celâl Bayar]], [[Sabit Sağıroğlu]], [[Münir Hüsrev Göle]], [[Cemil Uybadın]], [[Kazım Hüsnü]], [[Saffet Arıkan]] ve [[Zülfü Bey]], ilk genel sekreter ise [[Recep Peker]]'di.
 
== Mustafa Kemal Atatürk dönemi (1923-1938) ==
56. satır:
29 Ekim 1923'te, Halk Fırkası üyesi 158 milletvekili [[Cumhuriyet]]'i ilan ederek Mustafa Kemal Paşa'yı cumhurbaşkanı seçti.<ref>[http://www.gulsunbilgehan.com.tr/index.php/component/content/article/34-gulsun-bilgehan/87-chpnin-tek-basina-iktidar-oldugu-donemde-yaptiklari-ve-eserleri] ''gulsunbilgehan.com.tr''</ref> İlerleyen aylarda halifeliğin kaldırılması ve 2. dönem BMM'de muhalif milletvekillerinin sayısının azaltılması gibi bazı hususlardan rahatsız olan, [[Millî Mücadele]]'nin lider ve aydın kadrosundaki [[Kâzım Karabekir]], [[Rauf Orbay]], [[Adnan Adıvar]], [[Ali Fuat Cebesoy]], [[Hüseyin Avni]], [[Cafer Tayyar Eğilmez]], [[Refet Bele]], [[Lutfi Polatoğlu]], [[Bekir Sami]] ve [[Hüseyin Cahit Yalçın]] gibi bazı milletvekilleri mecliste ayrı bir grup oluşturdular ve 17 Kasım 1924'de [[Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası]]'nı (TCF) kurdular. Bu olaydan bir hafta önce Halk Fırkası'nın adı "Cumhuriyet Halk Fırkası" olarak değiştirildi. TCF'nin, [[Şeyh Said İsyanı]]'ndan sonra 5 Haziran 1925'te kapatılıp önde gelen üyelerinin idamı veya siyasetten uzaklaştırılmasından sonra, 1946 yılına kadar CHF/CHP TBMM seçimlerine tek parti olarak katıldı.
 
Cumhuriyet idaresini kuran önemli reformların birçoğu 15 Ekim 1927'deki 2. Kurultay’dan önce gerçekleştirildi. İkinci Kurultay'da [[Gazi Mustafa Kemal]] Büyük [[Nutuk (eser)|Nutuk]]'unu okudu. Kurultayda kabul edilen tüzüğe CHF'nin cumhuriyetçi, halkçı, milliyetçi siyasi bir cemiyet olduğu, fırkanın değişmez Umumi Reisinin Gazi Mustafa Kemal olduğu yazıldı.<ref>[http://www.kaynakyayinlari.com/pinfo.asp?pid=2491 Atatürk'ün CHP Program ve Tüzükleri Doğu Perinçek, Kaynak Yayınları], 2. Basım, sf. 81, ISBN 978-975-343-526-0</ref> Başvekil İsmet İnönü, Umumi Reis yardımcılığına atandı.
 
[[1929 Dünya Ekonomik Bunalımı]]nın ardından Türkiye, [[Devletçilik (Atatürk İlkesi)|devletçi]] ekonomik kalkınma politikasına başvurdu. Önemli yatırımların devlet eliyle yapılması kararlaştırıldı. 1930 yılında ekonomik krizin derinleşerek sürmesi ve toplumda ciddi huzursuzlukların baş göstermesi üzerine Mustafa Kemal, yakın arkadaşı olan [[Ali Fethi Okyar|Fethi Bey]]'i bir muhalefet partisi kurmakla görevlendirdi. 1930 yılı Ağustos ayı başında [[Serbest Cumhuriyet Fırkası]] kuruldu.<ref name="atanet">[http://www.ataturk.net/cumh/scf.html Serbest Cumhuriyet Fırkası] ''Ataturk.net''</ref> İlk etapta CHF'den 15 milletvekili SCF'ye geçti. Yeni parti ülke çapında büyük heyecanla karşılandı. 5 Eylül'de yapılan İzmir Mitingi, [[Ege Bölgesi]]'nde rejime karşı genel bir ayaklanmaya dönüşme eğilimi gösterdi. Ekim ayında yapılan belediye seçimlerinde SCF'nin oy çoğunluğunu elde ettiği, ancak sandıklarda tahrifat yapılarak CHF'nin kazandırıldığı söylentisi yayıldı. Silifke, bu seçimde SCF'yi seçtiği için ilçeye çevrildi.<ref>{{Web kaynağı| url = http://www.anayasa.gen.tr/1961anayasasi.htm | başlık = 1961 Anayasası | erişimtarihi = | quote = Ancak 1930 yılında CHP de, Silifke ilini Serbest Fırkaya oy verdiği için ilçe haline getirmiştir. Dolayısıyla bu uygulamanın eski örneği de vardır. | yayımcı = Anayasa.gen.tr | tarih = 16 Eylül 2007 | ilk = Gözler | son = Kemal }}</ref> Aralık ayındaki [[Menemen Olayı]] neticesinde SCF kendisini feshetti.<ref name="atanet" />
106. satır:
İsmet İnönü, [[cumhurbaşkanı]] ve Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı olduktan sonra 1939 yılında seçimler yenilendi. TBMM yeni dönem çalışmalarına Mart ayında başladı. 1 Eylül 1939'da [[Nazi Almanyası|Almanya]], [[Polonya]]'ya ya saldırdı ve [[II. Dünya Savaşı]] başladı. [[Avrupa]]’da [[Hitler Almanya’sı]], [[İtalya Krallığı|Mussolini İtalya’sı]] ile birlikte istilaya başlamıştı. [[Uzak Doğu]]'da da [[Japonya]] bu gruba katılmıştı. Savaşın diğer tarafında ise Fransa ve İngiltere bulunuyordu. [[Hitler]]'in güçlü ordusu kısa zamanda Avrupa'yı istila etti. [[Mussolini]] kendisine [[Afrika]]'yı hedef almıştı. [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]] olayları uzaktan izliyordu. Ancak Japonlar 7 Aralık 1941'de ABD'nin [[Pearl Harbor Saldırısı|Pearl Harbor üssüne saldırınca]] [[Birleşik Devletler]] [[Almanya]], [[İtalya]] ve [[Japonya]]'ya savaş açtı. Bu arada [[Almanya]] [[Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği|SSCB]]'ye saldırdı. Dünya adeta bir cehenneme dönmüştü. Ancak bu cehennemin ortasında, İnönü'nün deyimiyle "yangınlar içinde inleyen Asya ve Avrupa kıtalarının bitişik noktasında sessizlik yurdu" aziz vatanımızdı. Türkiye Milli Şef İnönü yönetiminde savaşın dışında durmayı başardı. Son derece başarılı bir dış politika ile Türkiye bu büyük yangının dışında kaldı. Ancak savaş Türkiye'yi iktisadi yönden sıkıntıya soktu. Birçok temel madde bile karneye bağlandı.
 
[[Türk Silahlı Kuvvetleri|Türk Ordusu]] her türlü tehlikeye karşı ayakta tutuldu. Dönemin en olumlu görülen olayı ise [[Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı|Milli Eğitim Bakanı]] [[Hasan Âli Yücel]] öncülüğünde açılan [[Köy Enstitüleri]] idi. [[Kemalizm]]'in dayanak noktası olan köylü aydınlanması açısından bu kurum çok önemli görevler yaptı.
 
II. Dünya Savaşı yıllarında kurulan CHP hükümetleri:
116. satır:
* [[14. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti|II. Şükrü Saraçoğlu Hükümeti]] (9 Mart 1943 - 7 Ağustos 1946)
II. Dünya Savaşı 1945'te sona erdiğinde demokrasiler kayıtsız şartsız galip gelmişlerdi. Diğer tarafta bir başka galip ise hemen yanı başımızdaki [[Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti|Sovyet Rusya]] olarak belirmişti. Dünya adeta iki kutba ayrılmıştı ve Türkiye de bunlardan biri içerisinde yer almalıydı.
 
=== Çok partili döneme geçiş ===
189. satır:
[[Yassıada]]'da yargılanan Demokrat Partililer için 1961 yılı Ağustos ayında karar verildi ve 15 kişi idam cezasına çarptırıldı. Milli Birlik Komitesi bu cezaların üç tanesini onayladı ve 16 Eylül 1961 günü DP dönemi Dışişleri Bakanı [[Fatin Rüştü Zorlu]] ve Maliye Bakanı [[Hasan Polatkan]] idam edildi. Ertesi gün de Başbakan [[Adnan Menderes]] idam edildi. Celal Bayar'ın idam cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi.
15 Ekim 1961 günü yapılan [[1961 Türkiye genel seçimleri|seçimlerde]] Cumhuriyet Halk Partisi beklenen başarıyı elde edemedi. CHP milletvekili seçimlerinde % 36.7 oy alarak 173 milletvekilliği elde etti. Kapatılan DP'nin ardılı olarak kurulan iki partiden; [[Adalet Partisi (Türkiye)|Adalet Partisi]] ise % 34.8 oyla 158 milletvekilliği, [[Yeni Türkiye Partisi (1961)|Yeni Türkiye Partisi]] (YTP) ise 65 milletvekili aldı. [[Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi]] (CKMP) ise 54 milletvekili çıkardı. [[Cumhuriyet Senatosu]]'nda ise senatörlükler şu şekilde dağılmıştı: CHP 36, AP 71, YTP 27, CKMP 16.
 
Hiçbir parti hükümet olmak için salt çoğunluğu yakalayamamıştı ve Türkiye tarihinde ilk defa koalisyona gidilecekti. Seçmen 27 Mayıs Darbesi'nin ve idamların faturasını CHP'ye kesmişti. {{fact}} Örgüt seçim neticelerinden hoşnut değildi. Bu nedenle koalisyon çalışmalarına girilmeyerek muhalefette kalınması istenmekteydi. Bütün bu tartışmalar arasında 25 Ekim 1961 günü TBMM açıldı. Ertesi gün 27 Mayıs Darbesi'nin lideri [[Cemal Gürsel]] son derece güç şartlar ve özverilerle IV. Cumhurbaşkanlığına seçildi. Seçim son derece zor şartlar altında yapıldı. Çünkü sandıktan çıkan sonuçla Gürsel'in seçilmesi zor görünüyordu. Hatta bu yüzden Silahlı Kuvvetler yönetime bir defa daha el koyma niyetine girdi ancak TBMM sağduyulu davrandı ve Gürsel [[Çankaya Köşkü]]'ne çıktı.
215. satır:
Ancak CHP'nin büyük rakibi AP bu sloganı seçimlere gidilirken tam tersi yönde kullandı ve CHP'yi [[sosyalizm]]e kaymakla suçladı. 1964 yılında AP'nin başına geçen [[Süleyman Demirel]] meydanlarda ''"Ortanın Solu Moskova Yolu"'' diyerek CHP'yi yerden yere vurdu. Ayrıca seçimler öncesinde CHP'nin girişimiyle seçim kanunu değiştirildi ve [[Millî bakiye sistemi|Millî bakiye usulü]] getirildi. Bu, küçük partilerin lehine bir gelişmeydi. AP kanuna muhalefet etti. 1968 yılında AP bu kanunu kaldırmıştır.<ref>[http://www.chp.org.tr/?page_id=67&page=15] ''CHP Resmi İnternet Sitesi''</ref>
10 Ekim 1965 günü yapılan genel seçimlerden AP zaferle ayrıldı. Türkiye genelinde AP % 52.8 oyla 240 milletvekilliği kazanırken CHP % 28.7 oyla ancak 134 milletvekili kazanabildi. [[Adalet Partisi (Türkiye)|Adalet Partisi]] tek başına iktidara gelmiş, CHP ise çok büyük oy kaybıyla ana muhalefette kalmıştı (MP:31, YTP:19, TİP:14, CKMP:11, BĞM:1).
 
Partide yeni bir isim parlamıştı. Bu isim 1961-1965 arası kurulan üç İnönü Hükümeti'nin de Çalışma Bakanı olan [[Bülent Ecevit]]’ti. 24 Ekim 1966 tarihindeki 18. Kurultay’da Bülent Ecevit genel sekreter seçildi. Ecevit "Ortanın Solu" politikasını benimsemiş, özellikle Çalışma Bakanlığı döneminde işçilerle çok iyi ilişkiler kurmuştu. 28 Nisan 1967 olağanüstü kurultayında partiden kopmalar başladı. [[Turhan Feyzioğlu]]'nun başını çektiği orta-sağ görüşlü "48'ler Grubu" partiden ayrıldı. 48'ler daha sonra [[Cumhuriyetçi Güven Partisi]]'ni kurdu. 18 Ekim 1968'de 19. Kurultay toplandı. İnönü-Ecevit listesi seçimleri kazandı. Ecevit gitgide partinin hakimi olmaktaydı. [[1969 Türkiye genel seçimleri|12 Ekim 1969 Milletvekilliği Genel Seçimlerinde]] CHP beklediğini bulamadı. İktidardaki AP %46,5 oy alarak 256 milletvekilliği kazandı ve tek başına iktidarını sürdürdü. Buna karşın CHP %27.3’le 143 milletvekili kazanabilmişti. Şurası dikkat çekicidir ki, CHP'den kopma olmasına karşılık parti yine de çok fazla oy kaybı yaşamamıştır (GP:15, BĞM:13, BP:8, MP:6, YTP:6, TİP:2, MHP:1).
247. satır:
Ülke, [[39. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti|Milliyetçi Cephe]] iktidarıyla oldukça sıkıntılı günler yaşıyordu. Ekonomi ve anarşi toplumun en büyük sıkıntılarıydı. CHP ise 1977 yılı başlarken gitgide güçlenmekteydi. Şubat ayında [[DİSK]], seçimlerde CHP'yi destekleyeceğini açıkladı. Nisan ayında ise TBMM seçimleri 5 Haziran günü yenileme kararı aldı. Seçim kampanyası oldukça sıkıntılı geçti. 26 Nisan 1977'de Ecevit'in seçim otobüsü [[Niksar]]'da kurşunlandı. [[1 Mayıs 1977]]'de [[Taksim Meydanı]]'nda düzenlenen [[Kanlı 1 Mayıs|1 Mayıs Mitingi]]'nde kalabalığın üzerine çevredeki binalardan ateş açıldı. Oluşan izdihamda ve saldırı sonucunda 37 kişi hayatını kaybetti. 29 Mayıs günü İzmir - Çiğli Havaalanı'nda uçaktan inen Bülent Ecevit'in bulunduğu gruba ateş edildi. Bu, apaçık, CHP genel başkanını öldürmeye yönelik bir suikast girişimiydi. 2 Haziran 1977 günü Başbakan Demirel, 3 Haziran'da yapılacak CHP Taksim mitinginde Ecevit'e suikast yapılacağını, CHP Genel Başkanı'na bir mektupla bildirdi. Ecevit ise mitingden vazgeçmeyeceğini bildirdi. 3 Haziran günü CHP, tarihinin en görkemli mitinglerinden bir tanesi İstanbul Taksim Meydanı'nda gerçekleştirildi. Yüz binlerce insan CHP mitingine katıldı ve Ecevit'e destek verdi.
Bu ortamda 5 Haziran 1977 günü yapılan [[1977 Türkiye genel seçimleri|Milletvekilliği Genel Seçimleri]]'nden CHP buruk bir zaferle çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi oyların % 41.3’ünü alarak 213 milletvekilliği kazandı. AP % 36.8 oy almış ve 189 milletvekili kazanmıştı (CHP:213, AP:189, MSP:24, MHP:16, CGP:3, DP:1, BĞM:4). [[1977 Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Senatosu Seçimleri|Senato üçte bir yenileme seçimlerinde]] ise CHP:28, AP:21, MSP:1 senatörlük kazandılar. Ecevit ve CHP çok güçlenmişti ancak matematiksel tablo CHP'ye tek başına hükümet kuracak çoğunluğu vermiyordu. 14 Haziran 1977'de hükümeti kurma görevini alan Bülent Ecevit, 21 Haziran 1977 günü azınlık hükümetini kurdu. Hükümet 3 Temmuz günü yapılan güvenoylamasında yeterli oyu alamayınca Ecevit istifa etti. Hükümeti kurma görevini alan [[AP]] Genel Başkanı Süleyman Demirel 21 Temmuz günü [[MHP]], [[MSP]] ve [[Demokratik Parti (Türkiye)|Demokratik Parti]] ile [[II. Milliyetçi Cephe hükümeti]]ni kurdu. Ülke çok sıkıntılı günler yaşıyordu. Ekonomi öyle bir darboğaza girmişti ki, en basit ihtiyaç maddeleri bile karaborsaya düşmüştü. Zamlar, [[devalüasyon]]lar birbirini izliyordu. Enerji sıkıntısı had safhadaydı. Türkiye ithal malların parasını ödeyemez haldeydi. Döviz bulunamıyordu. [[Financial Times]] gazetesi 25 Kasım günü durumu şöyle özetliyordu: ''Türkiye iflas etmiş bir ülkedir.'' Öte yandan anarşi ve terör artarak sürmekteydi ve toplumsal kutuplaşma can almaya devam ediyordu. Bu şartlar altında 11 Aralık 1977 günü yapılan [[1977 Türkiye yerel seçimleri|yerel seçimlerde]] CHP % 41.7 oy alarak 41 il merkezinin belediye başkanlığını kazandı. Milliyetçi Cephe'nin büyük ortağı AP ise % 37.1 oy aldı ve 15 il merkezini kazanabildi. Seçim sonuçlarının ardından AP'den ayrılanlar oldu. 11 milletvekili partiden istifa etti. Bu isimler şunlardır; [[Orhan Alp]], [[Tuncay Mataracı]], [[Şerafettin Elçi]], [[Mete Tan]], [[Güneş Öngüt]], [[Ahmet Karaaslan]], [[Hilmi İşgüzar]], [[Enver Akova]], [[Ali Rıza Septioğlu]], [[Mustafa Kılıç]], [[Cemalettin İnkaya]].
Seçimlerde başarılı olan CHP'nin genel başkanı Bülent Ecevit 22 Aralık günü hükümet hakkında bir gensoru verdi ve yılın son günü olan 31 Aralık 1977'de [[II. Milliyetçi Cephe hükümeti]] 218 güvenoyuna karşı 228 güvensizlik oyu ile düşürüldü. Hükümeti kurma görevini cumhurbaşkanından alan Bülent Ecevit [[Cumhuriyetçi Güven Partisi]], [[Demokratik Parti (Türkiye)|Demokratik Parti]] ve bağımsızların desteğiyle 5 Ocak 1978'de hükümetini kurdu. Ecevit, ekonomi ve devlet yapısında bir enkaz devraldıklarını ve çetin bir dönemden geçeceklerini belirtti.
 
Ülkedeki gerilim ve ekonomik buhran etkisini gitgide daha fazla hissettiriyordu. Zamlar, devalüasyonlar, uzayan kuyruklar, karaborsa, enerji kıtlığından kaynaklanan elektrik kesintileri artık olağan hale gelmişti. Ülke belki de en karanlık günlerini yaşamaktaydı. Bunun yanına bir de terör eklenince iş, içinden çıkılmaz bir hal alıyordu, bu nedenle Başbakan Bülent Ecevit'in enkaz benzetmesi hiç de abartı sayılmazdı. Mart 1978'de [[İstanbul Üniversitesi]]'nde öğrenciler katledildi. Ekim ayında [[Türk-İş]], CHP-AP koalisyonu kurulmasını önerse de bu kabul edilmedi. Yıl sonunda [[Kahramanmaraş Olayları|Kahramanmaraş'ta çıkan olaylarda]] 105 kişi öldü. Sadece 1978 yılı içinde ülkede 831 kişi öldürülmüştü. 1979 yılı da sıkıntılarla başladı. 1 Şubat'ta [[Milliyet Gazetesi]] Genel Yayın Yönetmeni [[Abdi İpekçi]] katledildi. Mart ayında iğneden ipliğe hemen her maddeye büyük oranda zam yapıldı. [[TÜSİAD]] Ecevit Hükümeti’nin çekilmesi için gazete ilanları vermeye başladı ve Başbakan Ecevit'in sert tepkisiyle karşılık buldu. 14 Ekim 1979'da yapılan milletvekili ara ve senato üçte bir yenileme seçimlerini AP kazandı. Açık bulunan 5 milletvekilliğinin tümünü ve 33 senatörlüğü Adalet Partisi kazandı, CHP 12 senatörlük kazanabildi. CHP'nin oyları % 41'den %29'a düştü. 16 Ekim'de başbakan Ecevit istifa etti. Hükümeti kurma görevini alan Süleyman Demirel 12 Kasım 1979'da azınlık hükümetini kurdu.
272. satır:
[[12 Eylül Darbesi|12 Eylül askeri yönetimi]] ülkedeki tüm siyasi etkinlikleri yasaklamıştı. Çok sayıda gözaltılar ve siyasi davalar yaşandı. Bu arada yeni anayasanın hazırlıkları da sürüyordu. Nihayet 7 Kasım 1982'de anayasa halkoylamasına sunuldu ve % 91.3 oyla kabul edildi. Aynı oylamayla [[Millî Güvenlik Konseyi]] (MGK) ve Devlet Başkanı [[Kenan Evren]] de 7. cumhurbaşkanlığına seçildi. Seçimlerin 6 Kasım 1983'te yapılacağı açıklandı ve 1983 yılı ortalarında siyasi faaliyetler serbest bırakıldı, ancak MGK işleri sıkı tutuyordu. Partiler kurulurken MGK'ya kurucuları veto etme yetkisi verildi.
 
Bu yüzden kapatılan CHP'nin tabanına hitap eden [[Erdal İnönü]]'nün kurduğu [[SODEP]] seçimlere katılamadı. Öte yandan [[Adalet Partisi (Türkiye)|Adalet Partisi]]'nin ardılları olarak kurulan [[Büyük Türkiye Partisi]] ve [[Doğru Yol Partisi]] de vetolardan nasibini almıştı. Seçimlere sadece [[Turgut Özal]]'ın başında bulunduğu [[ANAP]], [[Necdet Calp]]'in başında bulunduğu [[Halkçı Parti]] ve [[Turgut Sunalp]]'in [[Milliyetçi Demokrasi Partisi]] katılabildi. [[1983 Türkiye genel seçimleri|6 Kasım 1983 seçimleri]] sonucunda ANAP % 45 oy alarak tek başına iktidara geldi ve Turgut Özal yeni hükümeti kurdu (Milletvekili sayıları: ANAP:212, HP:117, MDP:71). CHP seçmenine seslenen Halkçı Parti %30 oy almıştı.<ref>[http://www.belgenet.net/ayrinti.php?yil_id=9 1983 Yılı Genel Seçim Sonuçları] ''Belgenet.net''</ref>
[[1984 Türkiye yerel seçimleri|24 Mart 1984 yerel seçimlerini]] de ANAP kazandı. Ancak bu defa SODEP ve DYP de seçimlere katıldı.<ref>[http://www.yerelnet.org.tr/secimler/?tur=&yil=1984 1984 Yılı Yerel Seçim Sonuçları] ''Yerelnet.org.tr''</ref> SODEP, ANAP'ın ardından ikinci sırayı aldı. CHP oylarının SODEP'te toplanacağı anlaşılıyordu.<ref name="k10">[http://www.belgenet.net/ayrinti.php?yil_id=10 1987 Yılı Genel Seçim Sonuçları] ''Belgenet.net''</ref> 13 Nisan 1984'te toplanan SODEP 1. Küçük Kurultayı'nda Genel Başkan [[Erdal İnönü]] solda tek çatının şart olduğunu söyledi. Temmuz ayında SODEP lideri İnönü ve HP lideri Necdet Calp birleşme konusunda prensipte anlaştıklarını açıkladılar. 1985 Haziran ayında [[Aydın Güven Gürkan]], Halkçı Parti genel başkanı seçildi ve birleşmeden yana olduğunu açıkladı. Hatta Gürkan birleşmeye 1985 yılında son CHP Genel Başkanı [[Bülent Ecevit]]'in eşi [[Rahşan Ecevit]] tarafından kurulan [[Demokratik Sol Parti]]'nin de dahil olmasını istedi ancak ret cevabı aldı.
303. satır:
CHP tabanı bu bildiriyle hareketlendi, 12 Eylül öncesi gençlik kolları bir araya geldi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin doğum tarihi de belirlenmişti: 9 Eylül 1992.
 
9 Eylül 1992'de, bir önceki kurultay olan 1979'daki 8. Olağanüstü Kurultay delegelerinin büyük çoğunluğunun katılımı ve oybirliği ile tekrar açılan partinin 25. Olağan Kurultay'ında, [[Deniz Baykal]] ve [[Erol Tuncer]]'in girdiği genel başkanlık yarışını 679 oyla [[Deniz Baykal]] kazanırken Tuncer 425 oy alabildi. Böylece Baykal; [[Mustafa Kemal Atatürk]], [[İsmet İnönü]] ve [[Bülent Ecevit]]'ten sonra dördüncü CHP genel başkanı oluyordu. CHP'nin maksadı diğer iki [[Solculuk|sol]] partiyi de bünyesine alarak tek güç haline gelmekti; ancak [[SHP]] Genel Başkanı Erdal İnönü birleşmenin SHP'de olmasını isterken, Ecevit ise işbirliğine yanaşmıyor ve [[Demokratik Sol Parti|DSP]] ile yola devam edeceğini açıklıyordu. 15 Mart 1993'deki ilk parti meclisi seçiminde genel sekreterliğe [[Ertuğrul Günay]] seçildi. Genel başkan yardımcıları [[İsmail Cem]], [[Erol Çevikçe]], [[Hasan Fehmi Güneş]], [[Adnan Keskin]], [[İstemihan Talay]] ve [[Ali Topuz]] oldular. İlk etapta 21 milletvekili [[SHP]] ve [[Demokratik Sol Parti|DSP]]'den ayrılarak anayasanın parti değiştirme engelini aşmak için Bütünleşme Partisi'ni kurdular ve bu partinin daha sonra CHP'ye katılmasıyla CHP, [[TBMM]]'de grup kurmayı başardı.
 
1993 yılı [[Türkiye]] açısından oldukça önemli olayların yaşandığı bir yıl oldu. 24 Ocak 1993 günü [[Cumhuriyet (gazete)|Cumhuriyet gazetesi]] yazarı [[Uğur Mumcu]] öldürüldü. Suikast uzun yıllar boyunca karanlıkta kaldı ve halen çözülemedi. Ancak siyasette bütün taşları yerinden oynatacak gelişme Nisan ayında yaşandı. 17 Nisan 1993'te Cumhurbaşkanı [[Turgut Özal]] vefat etti. Cumhurbaşkanının kim olacağı merakla beklenmekteydi. [[DYP]] Genel Başkanı ve Başbakan [[Süleyman Demirel]] cumhurbaşkanlığına aday oldu ve 16 Mayıs 1993'te yapılan üçüncü tur oylamada koalisyon ortağı SHP'nin desteğiyle dokuzuncu cumhurbaşkanlığına seçildi. CHP bu seçimlerde [[İsmail Cem]]'i aday göstermiştir. Bu gelişmeyle DYP-SHP hükümeti de sona ermiş bulunuyordu. 3 Haziran 1993'te [[Tansu Çiller]], DYP Genel Başkanı seçildi. 6 Haziran'da ise SHP Genel Başkanı İnönü, Eylül ayındaki kurultayda aday olmayarak siyaseti bırakacağını açıkladı. 25 Haziran 1993'te, Tansu Çiller başbakanlığında yeni DYP-SHP hükümeti göreve geldi. 2 Temmuz 1993'te [[Sivas Katliamı|Sivas - Madımak Oteli]]'nde 33 aydın ve 2 otel çalışanının yakılarak katledilmesi ülkeyi iyice gerdi. [[SHP]] olaylara karşı ilgisiz kalmakla suçlanmaktaydı. Eylül ayındaki kurultayda [[Murat Karayalçın]], SHP'nin başına geçti.
327. satır:
Deniz Baykal'ın CHP'den ayrı kalması kısa sürdü. Yaklaşık 1.5 yıl sonra 30 Eylül 2000 tarihinde toplanan XI. Olağanüstü Kurultay'da Baykal genel başkanlığa döndü. CHP genel sekreterliğine ise [[Önder Sav]] seçildi.
 
CHP, TBMM dışında olmasına rağmen iktidardaki koalisyona karşı muhalefetini sürdürdü. Özellikle Şubat 2001 ekonomik krizinden hükümeti sorumlu tutarak muhalefetini şiddetlendirdi. 2002 yılının Mayıs ayında başbakan Bülent Ecevit rahatsızlandı. Ekonomik gidişat zaten kriz nedeniyle iyi değildi. Ekonomi, krizden sonra [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]]'den getirilen iktisatçı [[Kemal Derviş]]'e teslim edilmişti. Başbakanın sağlık durumunun bozulması koalisyonda sarsıntıya neden oldu. Yaz aylarında koalisyon ortağı MHP, kendisinin bulunmadığı hükümet modelleri konuşulmaya başlanınca 3 Kasım 2002'de erken seçime gidilmesini talep etti. Koalisyonun büyük ortağı DSP'de ise Ecevit'in rahatsızlığından kaynaklanan iktidar mücadelesi partiyi böldü. DSP grubunun yarısı partiden ayrılarak [[İsmail Cem]] genel başkanlığında [[Yeni Türkiye Partisi (1961)|Yeni Türkiye Partisi]]'ni kurdu. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı [[Kemal Derviş]] önceleri [[Yeni Türkiye Partisi (1961)|YTP]] içinde siyaset yapacağının sinyallerini verse de Ağustos ayında CHP'ye katıldı. Ayrıca 3 milletvekili de CHP'ye katılarak partinin TBMM'de temsil edilmesini sağladı. TBMM Ağustos ayında toplanarak hem 3 Kasım'da erken seçim kararı aldı hem de [[Avrupa Birliği]] uyum yasalarını çıkardı. CHP [[2002 Türkiye genel seçimleri|3 Kasım 2002 Milletvekilliği Seçimleri]]'ne umutla gidiyordu. [[Kemal Derviş]]'in partiye katılımı ivme kazandırdı. Öte yandan [[Türk-İş]] başkanı [[Bayram Meral]], sanatçı [[Zülfü Livaneli]] ve ilahiyatçı Prof. Dr. [[Yaşar Nuri Öztürk]] de partiye katılıp milletvekili adayı oldular.
 
=== 2002 seçimleri ===
333. satır:
3 Kasım 2002 genel seçimlerinde [[Recep Tayyip Erdoğan]]'ın başında olduğu [[Adalet ve Kalkınma Partisi]] tek başına iktidara geldi. AKP seçimlerde yüzde 34.4 oy oranıyla 363 milletvekilliği kazanırken CHP yüzde 19.39'la 178 milletvekilliğinde kaldı. Kalan milletvekilliklerini bağımsızlar kazandı. Diğer partilerin hiçbiri yüzde 10 barajını aşamadı.<ref>[http://www.belgenet.net/ayrinti.php?yil_id=14 2002 Yılı Genel Seçim Sonuçları] ''Belgenet.net''</ref> TBMM yalnızca iki partiden oluşuyordu.
 
İktidardaki AKP'nin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmesi yasak olduğu için hükümeti AKP [[Kayseri]] milletvekili [[Abdullah Gül]] kurdu.<ref>[http://www.belgenet.com/kim/abdullahgul.html Abdullah Gül] ''Belgenet.net''</ref> Aralık ayında [[Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu|Yüksek Seçim Kurulu]] [[Siirt (il)|Siirt]] ilindeki seçimleri bağımsız milletvekili [[Fadıl Akgündüz]]'ün yolsuzluk iddiaları yüzünden iptal etti ve 1 AKP, 1 CHP, 1 de bağımsız 3 milletvekilinin üyeliği düştü.<ref>[http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=58469 Siirt seçimleri iptal] ''Radikal'', 2 Aralık 2002</ref> 9 Mart 2003'te bu ilde seçimler yenilendi ve 3 milletvekilliğini de AKP kazandı. Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasağının kalkması için mecliste yapılan anayasa değişikliğine CHP destek verdi. Erdoğan, 9 Mart'ta Siirt'ten milletvekili seçilerek 15 Mart'ta başbakanlık koltuğuna oturdu.<ref>[http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=228155 Erdoğan 116 günde nasıl Başbakan oldu?] ''Vatan'', 16 Mart 2009</ref>
 
Ana muhalefetteki CHP ile iktidardaki [[AKP]] arasındaki ilk ciddi tartışma 1 Mart 2003 günü [[Irak]]'a tezkere oylamasında ortaya çıktı. [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]], [[Irak Savaşı|Irak'ı işgal etmek]] niyetindeydi ve bu yüzden Türkiye topraklarını kullanmak ve Türk askerini Irak'a sokmak istiyordu. CHP buna şiddetle karşı çıktı, AKP içinde de ciddi bir muhalefet vardı. 1 Mart günü CHP ve AKP'li bir grup milletvekilinin oylarıyla hükümet tezkeresi reddedildi.<ref>2 Mart 2003 tarihli ''Milliyet'' gazetesi</ref>
339. satır:
2003 yılı Ekim ayında yapılan 30. Olağan Kurultay'da Baykal ve ekibi tekrar seçildiler. Tüzük değişikliği, sert tartışmalara sebep olsa da kabul edildi ve [[Kemal Derviş]] parti meclisine girdi. [[2004 Türkiye yerel seçimleri|28 Mart 2004 Yerel Seçimleri]]'nde AKP %41 oy alırken CHP 1999 yerel seçimlerinde %13 olan oyunu bu seçimde %18'e çıkardı. İllerin büyük çoğunluğunda belediye başkanlıklarını AKP kazandı.<ref>[http://www.yerelnet.org.tr/secimler/ 2004 Yılı Yerel Seçim Sonuçları] ''Yerelnet.org.tr''</ref>
 
Seçimlerin ardından Baykal'a karşı muhalefet yükseliyordu. Muhalefetin başında ise [[İstanbul]] [[Şişli]] ilçe belediye başkanlığına yüzde 65 oy alarak seçilen [[Mustafa Sarıgül]] bulunuyordu. Sarıgül CHP'yi iktidara taşıyacağı söylemiyle [[Anadolu]]'yu dolaşmaya başladı. Elbette bu eylem genel merkezi rahatsız etti ve genel başkan [[Deniz Baykal]] 3 Temmuz 2004'te XII. Olağanüstü kurultayı topladı, delegelerden güvenoyu istedi. 781 oyla güvenoyu alan Baykal, Sarıgül'e karşı güçlenmişti. Ayrıca 24 Ekim 2004'te [[Yeni Türkiye Partisi (1961)|Yeni Türkiye Partisi]] kendisini feshetti ve CHP'ye katıldı. Sarıgül ise muhalefetini sürdürdü. CHP adına mitingler ve toplantılara devam etti. Bunun üzerine yönetim Sarıgül'ü disiplin kuruluna sevketti. Kurul Sarıgül'ün ihracını 7'ye karşı 8 oyla reddetti. Genel Başkan Deniz Baykal kararın rüşvetle alındığını belirterek 29 Ocak 2005'te Olağanüstü Kurultayı toplayacağını söyledi. Kurultay öncesinde üç isim başkanlığa aday olarak ortaya çıktı: Baykal, Sarıgül ve [[Zülfü Livaneli]]. Daha sonra Livaneli adaylıktan çekildi. Baykal ve Sarıgül'ün hesaplaştığı XIII. Olağanüstü Kurultay çok gergin geçti. Büyük kavgalar çıktı, yaralanmalar yaşandı. Baykal ve Sarıgül arasında çok şiddetli tartışmalar yaşandı. Sonuçta Baykal 674 oyla güven tazeledi. Kurultaydan sonra Mustafa Sarıgül, 24 Mart 2005'te, CHP Yüksek Disiplin Kurulu tarafından “Kurultayı arbede ve şiddet ortamına çevirdiği” gerekçesiyle CHP'den ihraç edildi.<ref>[http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2005/03/25/618743.asp Sarıgül CHP'den ihraç edildi] ''Hürriyet'', 25 Mart 2005</ref>
 
Yine kurultay sonrası partiden istifalar oldu ancak meclis grubunun büyük kısmı partide kaldı. İstifa eden milletvekillerinin bir kısmı bağımsız kalırken bir kısmı da [[Sosyaldemokrat Halk Partisi|SHP]]'ye geçti. 19-20 Kasım 2005'te toplanan 31. Olağan Kurultay'da Deniz Baykal 1158 oyun tamamını alarak genel başkanlığına devam etti.