Enerji: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Vkpd11 (mesaj | katkılar)
Vkpd11 (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
109. satır:
 
==Enerji ve yaşam==
 
[[File:Energy and life.svg|thumb|Basic overview of [[Bioenergetics|energy and human life]].]]
 
Dünya'da yaşayan neredeyse her organizma Güneş'ten dışsal bir enerji ışınıma (radyasyonuna) bağımlıdır. Yeşil bitkiler bu şekilde gelen enerjiyi farklı biçimlerde kimyasal bileşiklere çevirirler. Bitkiler dışındaki canlıların neredeyse tamamı bu kimyasal enerjiyi büyüyebilmek ve yenilenebilmek için kullanır. Yetişkin bir insana oksijen ve besin moleküllerinin(bunlar daha çok [[glukoz]] (C6H12O6) ve [[stearin]] (C57H110O6) gibi karbonhidratlar ve yağlardır.) İnsana, bitkilerin ürettiği bu enerjiden farklı biçimlerde günlük 1500-2000 kalori(6-8 MJ) enerji alması önerilir. Besin molekülleri [[mitokondri]]de su ve karbondioksite oksitlendirilir.
Satır 318 ⟶ 320:
 
==Ölçme==
 
[[Image:X-ray microcalorimeter diagram.jpg|thumb|Kalorimetre için şematik çizim. ]]
 
Enerjinin kesin ölçümü yoktur. Çünkü; enerji nesneler üzerinde iş yapabilme yeteneği olarak tanımlanır. Bir durumdan başka bir duruma bir sistemin sadece transferi olarak tanımlanabilir ve sonuçta enerji; görecelilik terimlerle ölçümlendirilir. Taban çizgisi ve sıfır noktası arasındaki yapılacak tercih genellikle isteğe bağlıdır ve sorunun çeşidine elverişli herhangi bir biçimde yapılabilir. Örneğin, diyagramda gösterilen X- ışınlarının bıraktığı enerjinin ölçümünde sıklıkla kalorimetri yöntemi kullanılagelmiştir. Bu bir ısı bilgisi tekniktir ve ısının ölçümünde kullanılan bir termometre ya da radyasyonun yoğunluğunun ölçümünde kullanılan bir barometreye dayanır.
Satır 326 ⟶ 330:
Yakıtlar için birim hacimdeki enerji bazen kullanışlı bir parametredir. Bazı uygulamalarda, örneğin hidrojen yakıtı ve benzinin tesirliliğini karşılaştırırken, hidrojenin daha yüksek bir spesifik enerjisinin olduğu ancak, sıvı formdayken bile çok daha düşük bir enerji yoğunluğunun olduğu ortaya çıkmıştır.
 
==İlave Okumalar==
 
Alekseev, G. N. (1986). Enerji ve Entropi. Moscow: Mir Publishers.
Crowell, Benjamin (2011) [2003]. Işık ve Madde. Fullerton, CA: Işık ve Madde.
Ross, John S. (23 April 2002). İş, Güç, Kinetik Enerji". Project PHYSNET. Michigan State University.
Smil, Vaclav (2008). Doğadaki ve toplumdaki enerji:karmaşık sistemlerin genel enerji bilgisi. Cambridge, USA: MIT Press. ISBN 0-262-19565-8.
Walding, Richard,  Rapkins, Greg,  Rossiter, Glenn (1999-11-01). New Century Senior Physics. Melbourne, Australia: Oxford University Press. ISBN 0-19-551084-4.
 
 
Harici bağlantılar
 
Energy at the Open Directory Project
 
 
Tarihçe
 
Enerji tarihi
 
Yunanca ἐνέργεια (energeia)'dan türetilen "Enerji" kelimesi ilk olarak Aristotales'in NÖ 4. YY'daki Nicomachean Ethics adlı çalışmasında geçmektedir.10
 
Enerji kavramı Leibniz'in bir maddenin kütlesi ve onun yer çekimi alanı olarak tanımladığı vis visa(yaşam gücü)'dan gelmektedir. Leibniz toplam vis visa'nın korunduğuna inanmaktaydı.
Sürtünmeden ötürü yavaşlamaya açıklamak için, Leibniz ısının, Newton'un da paylaştığı bir görüş olarak, bunun genel bir geçerlilik kazanmasından yüzyıl önce, maddelerin taneciklerinin rastgele hareketlerinden oluştuğunu iddia etti.
 
Émilie marquise du Châtelet 1740'ta yayınlanan kitabı Institutions de Physique (Fizik Dersleri)'de Leibniz Gravesande'nin hareket eden bir objenin hareket miktarının maddenin kütlesi ve yer çekiminin karesiyle (Newton'un düşündüğü gibi yer çekminin kendisi değil- daha sonra adlandırılacağı şekilde momentumuyla) orantılı olduğunu göstermek için yaptığı uygulamalı gözlemlerden çıkan fikirlere katıldığını belirtti.
 
1802'de kraliyet sınıfı çevresine verdiği derslerde, Thomas Young vis visa yerine modern anlamda enerji kelimesini kullanan ilk kişi oldu 1807'de bu derslerin basılı yayınlarında şu şekilde tanımlamıştır:
 
"Bir gövdenin kütlesinin ürünü onun momentumunun karesi içinde, enerji olarak adlandırılabilir."11
 
1829'da, Gustave-Gaspard Coriolis kinetik enerjiyi modern anlamda tanımladı ve 1853'te William Rankine potansiyel enerji terimini buldu.
 
Enerjinin bir ürün mü yada tamamen bir fiziksel miktar mı olduğu yıllarca tartışıldı.
 
Isı bilgisi
 
Buhar enerjisinin gelişmesi, mühendislerin sistemlerinin mekanik ve ısıl yeterliliklerini açıklamalarını sağlayacak kavram ve formülleri de beraberinde getirdi. Sadi Cranot gibi mühendisler, James Prescott Joule gibi fizikçiler, E
mile Clapeyron ve Hermann von Helmholtz gibi matematikçiler ve Julius Rober von Mayer gibi amatörler, hepsi "iş" denen kesin görevleri yerine getirebilme yeteneği olarak, bir şekilde sistemdeki enerji miktarıyla da ilişkilendirilen kavrama katkılarını sundu. 1850'lerde, Glosgow doğa felsefesi profesörü William Thomson ve onun mühendislikteki dostu William Rankine, eski mekanik dilinde "gerçek enerji", "kinetik enerji", "potansiyel enerji" gibi terimlerini soktu. William Thomson (Lord Kelvin) Rudolf Clausius, Josiah Wilard Gibbs ve Walther Nernst'in enerjiyle ilgili kimyasal süreçlerin gelişim açıklamalarını ısı bilgisi yasalarına uyguladı. Ayrıca, Clausis tarafından ortaya atılan entropy kavramının matematiksel una ve Jozef Stefan tarafından ortaya konan ışıma enerjisinin temel kurallarına yol gösterdi. Rankine 1881'de William Thomsan şu sözleri söylemeden önce potansiyel enerji kavramını türetti:12
 
"Energy ismi ilk olarak Dr.Thomas Young tarafından bu yüzyılın başlarında doktrin tanımlamasından sonra pratiğe döküldü. Matematiksel dinamiklerin tuttuğu yerin ve prensiplerinin yayıldı ve bilim alanındaki araştırmacılara yol gösterdi."
 
Sonraki yaklaşık 30 yıl boyunca gelişen bilim enerji ve ısı biliminin dinamik teorisi gibi çeşitli isimler aldı. Fakat 1920'lerden sonra genel olarak ısı bilgisi(enerji dönüşümleri bilimi) olarak adlandırıldı.
 
1850'lerden itibaren enerji bilimi birçok kola ayrıldı. Bunlardan bazıları enerji kaybı ölçümü olan entropy kavramıyla ilişkili, biyolojik ısı bilgisi ve ısıl ekonomidir. Geçtiğimiz son 2 yüzyılda energy kelimesinin kullanımı psikoloji, sosyal çalışmalar gibi alanlarda bilimsel olmayan birçok popüler anlama tekabül etmektedir.
 
==Enerjinin korunumu==
 
1918'de enerjinin korunumunun enerji ile aynı kökten gelen dönüşümsel simetrinin matematiksel yansıması olduğu kanıtlandı. Öyle ki, enerji korunur çünkü fizik kuralları zamanın değişik anlarında kaybolmaz. (Bkz: Northern Teoremi)
 
1961 yılında bir derste California İnstitute of Technology öğrencilerinden Nobel ödüllü ünlü bir fizikçi olan Richard Feynman enerji hakkında şunları söylemiştir:
 
Ortada bugüne kadar bilinen doğal olaylara hükmeden bir olgu (dilerseniz kural da diyebiliriz) var. Şu ana kadar bildiğimiz kadarıyla kurala karşı gelen hiç bir istisna yok. Enerjinin korunumu olarak adlandırılan bu kural, enerji diye adlandırdığımız kesin bir miktarın doğada hiçbir zaman değişmediğini ve kaybolmadığını belirtir. Bu en özet halidir çünkü matematiksel bir prensip der ki rakamsal bir miktar varsa ne olursa olsun o değişmez. Bu mekanizmin veya somut olan herhangi bir şeyin açıklaması değildir, bu sadece bazı rakamları hesaplayıp, doğayı gözleyip, gözlemlerimizi bitirip tekrar hesapladığımızda hesabımızın aynı olduğunu gördüğümüz garip bir olgudur.
 
Kapalı bir sistemde, [[potansiyel enerji]]’nin, [[kinetik enerji]]ye veya kinetik enerji’nin, potansiyel enerjiye dönüşümünde, her birindeki artma, diğerindeki azalmaya eşittir. Kapalı bir sistemde enerji korunacağından sabit bir değeri vardır. Dolayısıyla enerjideki değişim sıfırdır. T kinetik enerji, U da potansiyel enerji olmak üzere formüle edilirse:
 
* Enerji vardan yok , yoktan var edilemez. Ancak farklı enerjilere dönüşerek korunur.
 
<math>\Delta E = \Delta T + \Delta U = 0\,</math>
 
<math>\Delta T = -\Delta U\,</math>
 
<math>T_2-T_1 = U_1-U_2\,</math> veya diğer bir şekilde ifade edilirse
 
<math>T_1 +U_1 = T_2 + U_2\,</math> enerji korunum yasası olur
==Ekstra okumalar==
Smil, Vaclav (1994). Energy in World History. Westview Press. ISBN 0-8133-1902-1.
Eugene Hecht, “ An Historico-Critical Account of Potential Energy: Is PE Really Real?” The Physics Teacher 41 (Nov 2003): 486-93.
Katalin Martinás, “Aristotelian Thermodynamics,” Thermodynamics: history and philosophy: facts, trends, debates (Veszprém, Hungary 23-28 July 1990),
285-303.
 
 
==Termodinamiğin Zaman Çizelgesi==
 
ısı bilgisi ile ilgili olayların bir zaman çizelgesi.
 
 
1800'den Önce
 
1650 - Otto von Guericke ilk vakum pompasını yaptı.
1660 - Robert Boyle deneysel olarak bir gazın basıncı ve hacmi ile ilgili Boyle Kanununu keşfeder.(1662de yayınlandı)
1665 - Robert Hooke; " Isı başka bir şey ama bir cismin parçalarının bir çok tempolu ve şiddetli ajitasyonu" olduğunu belirtir.
1669 - JJ Becher; yanıcı toprak içeren yanma teorisini ( Latince terra pinguis) ortaya koyar.
1676-1689 - Gottfried Leibniz enerjinin korunumunun sınırlı bir sürümü olan vis visa kavramını geliştirir.
1679 - Denis Papin piston ve silindir buhar motoru gelişimine ilham olan buhar sindiricisini tasarladı.
1694-1734 - Georg Ernst Stahl; Becher 'in phlogiston olarak dünya yakıtı teorisini isimlendirir ve teoriyi geliştirir.
1698 - Thomas Savery erken bir buhar motorunu patentler.
1702 - Guillaume Amontons gazların gözlemlerine dayanarak, mutlak sıfır kavramını tanıttı.
1738 - Daniel Bernoulli,kinetik teorisini başlatan “ Hydrodynamica “ yayınlar.
1749 - Émilie du Chatelet, onun Fransızca çevirisi ve Newton'un Temel Matematiğin Doğa Felsefesi (Philosophiae Naturalis Principia Mathematica) üzerine yorumuyla,Newton mekaniğinin ilk prensiplerden enerjinin korunumunu türetmiştir.
1761 - Joseph Black buzun erirken sıcaklığını değiştirmeden ısıyı soğurduğunu keşfeder.
1772 - Black'in öğrencisi Daniel Rutherford, 'phlogisticated hava' dediği azotu keşfeder ve ikisi birlikte phlogiston teorisi açısından sonuçları açıklarlar.
1776 - John Smeaton, enerjinin korunumunu destekleyen; güç, iş, momentum ve kinetik enerji ile ilgili deneyler üzerine bir kağıt yayınlar.
1777 - Carl Wilhelm Scheele ısıl radyasyonla ortaya çıkan ısı transferini,konveksiyon ve iletimden açığa çıkandan ayırdı.
1783 - Antoine Lavoisier oksijeni keşfeder ve yanma için bir açıklama geliştirir; "reflexions sur le phlogistique" yazısında, phlogiston teorisinin artık kullanılmayacağını söyler ve bir kalori teorisi önerir.
1784 - Jan Ingenhousz; kömür parçacıkların su üzerinde ki Brownian hareketini tanımlar.
1791 - Pierre Prévost; ne kadar sıcak ya da soğuk olurlarsa olsunlar bütün cisimlerin ısı yaydıklarını gösterir.
1798 - Rumford ( Benjamin Thompson) sıkıcı toplarda oluşan sürtünme ısısının ölçümlerini yapar ve ısının kinetik enerjinin bir formu olduğu fikrini geliştirir. Yaptığı ölçümler kalori teorisi ile tutarsızdır ama aynı zamanda şüpheye yer vermeyecek kadar yeterince kesin değildir.
 
1800-1847
 
1802 - Joseph Louis Gay – Lussac; 1787 civarında Jacques Charles tarafından keşfedilen ancak yayımlanmayan Charles'ın yasasını yayımlar. Bu yasa sıcaklık ve hacim arasında ki bağımlılığı gösterir. Gay – Lussac aynı zamanda basınç ile sıcaklığa ilişkin yasayı (basınç kanunu veya Gay - Lussac yasası) formüle eder.
1804 - Sir John Leslie; siyah cisim ışımasının önemini düşündüren; mat siyah bir yüzeyin, cilalı yüzeye göre ısıyı daha etkili yaydığını gözlemler.
1805 - William Hyde Wollaston,Perküsyon Gücünde enerjinin korunumu savunur.
1808 - John Dalton; A New System of Chemistry'de kalori teorisini savunur ve madde ile özellikle gazlar ile nasıl birleştiğini anlatır, gazların ısı kapasitesinin atom ağırlığı ile ters orantılı olarak değiştiğini önerir.
1810 - Sir John Leslie; yapay olarak suyu dondurur ve buz yapar.
1813 - Peter Ewart; hareketli kuvvetin ölçüsü hakkında ki yazısında enerjinin korunumu fikrini destekler; yazı Dalton ve onun öğrencisi James Joule 'ü son derece etkiler.
1819 - Pierre Louis Dulong ve Alexis Therese Petit, bir kristalin özgül ısı kapasitesi için Dulong - Petit yasasını verirler.
1820 - John Herapath gazların kinetik teorisi hakkında bazı fikirler geliştirir ama yanlışlıkla moleküler ivme yerine kinetik enerji ile sıcaklığı ilişkilendirir, onun çalışmaları Joule den daha az ilgi görüyor.
1822 - Joseph Fourier; ısı analitik teorisinde fiziksel büyüklükler için boyutların kullanımını resmen tanıttı.
1822 - Marc Séguin,John Herschel'e,enerjinin korunumu ve kinetik teoriyi destekleyen bir yazı yazar.
1824 - Sadi Carnot, kalori teorisini kullanarak buhar motorlarının verimliliğini analiz eder, o tersinir süreç kavramını geliştirir,böyle bir şeyin doğada var olduğunu var sayar, termodinamiğin ikinci yasası için temel atar ve ısı bilgisi bilimini başlatır.
1827 - Robert Brown; polen ve boya parçacıklarının su içinde Brownian hareketini keşfeder.
1831 - Macedonio Melloni; kara cisim ışımasının, ışıkla aynı şekilde yansıyabileceğini,kırılabileceğini ve polarize edilebileceğini gösterir.
1834 - Émile Clapeyron,grafiksel ve analitik sayesinde Carnot'un çalışmalarını yaygınlaştırdı. Aynı zamanda Kombine Gaz Yasası üretmek için Boyle Kanununu, Charles Kanununu ve Gay-Lussac Kanununu birleştirdi. PV / T = k
1841 - Julius Robert von Mayer, amatör bir bilim adamı, enerjinin korunumu hakkında bir yazı yazar, ancak akademik eğitiminin eksikliği reddedilmesine yol açar.
1842 - Mayer; bir geminin cerrahı iken yapılan kan gözlemlerine dayanarak iş, ısı ve insan metabolizması arasında bir bağlantı yapar, o ısının mekanik eşdeğerini hesaplar.
1842 - William Robert Grove buharın tersinir işlem ile oksijen ve hidrojene ayrışabildiğini göstererek, moleküllerin kendilerini oluşturan atomlara ısıl olarak ayrışmasını gösterir.
1843 - John James Waterston, tam gazların kinetik teorisini açıklar, ancak alay ve göz ardı edilir.
1843 - James Joule; deneysel olarak ısının mekanik eşdeğerini bulur.
1845 - Henri Victor Regnault,İdeal Gaz Kanununu üretmek için Birleşik
Gaz Kanununa Avogadro Yasasını ekledi. P.V = n.R.T
1846 - Karl - Hermann Knoblauch De calore Radiante Disquisitiones experimentis quibusdam Novis illustratae yayınlar.
1846 – Grove, Fiziksel Kuvvetlerin Korelâsyonunda enerjinin korunumu genel teorisinin bir hesabını yayımlar.
1847 - Hermann von Helmholtz, termodinamiğin birinci yasası olan enerjinin korunumunun kesin bir ifadesini yayımlar.
 
1848-1899
 
1848 - William Thomson, mutlak sıfır kavramını gazlardan tüm maddelere genişletir.
1849 - William John Macquorn Rankine, kendisine ait moleküler girdaplar hipotezini kullanarak doymuş buhar basıncı ve sıcaklık arasındaki doğru ilişkiyi hesaplar.
1850 – Rankine; sıcaklık, basınç ve gaz yoğunluğu ve bir sıvının buharlaşması için gerekli gizli ısı ifadeleri arasındaki doğru ilişkiyi kurmak için kendi girdap teorisini kullanır. O doymuş buharın belirgin özgül ısısının negatif olacağı şaşırtıcı gerçeğini doğru tahmin eder.
1850 - Rudolf Clausius; kalori teorisini terk ederek ama Carnot ilkesini koruyarak, termodinamiğin birinci ve ikinci yasasının ilk açık ortak bir bildirisini verir.
1851 – Thomson; ikinci yasanın alternatif bir ifadesini verir.
1852 - Joule ve Thomson; daha sonra Joule - Thomson etkisi veya Joule - Kelvin etkisi olarak adlandırılan, hızla genişleyen gazın soğuduğunu gösterdiler.
1854 – Helmholtz; evrenin ısı ölüm fikrini ortaya koyar.
1854 - Clausius; dK / T ( Clausius teoremi) nin önemini kanıtlar ama henüz miktarının ismi konmadı.
1854 – Rankine; daha sonra entropi olarak tanımlanan kendi ısı bilgisi fonksiyonunu tanıtır.
1856 - Ağustos Kroning; muhtemelen Waterston un çalışmalarını okuduktan sonra, gazların kinetik teorisinin bir hesaplamasını yayımlar.
1857 – Clausius; ısı denilen hareket doğası üzerine makalesinde gazların kinetik teorisinin modern ve zorlayıcı bir hesaplamasını verir.
1859 - James Clerk Maxwell; moleküler hızların dağılımı kanununu keşfeder.
1859 - Gustav Kirchhoff; siyah bir cisimden enerji emisyonunun, sadece sıcaklık ve frekansın bir fonksiyonu olduğunu gösterir.
1862 – Entropinin öncüsü olan " Disgregation ", bir cismin moleküllerinin ayrılması derecesinin büyüklüğü olarak Rudolf Clausius tarafından 1862 yılında tanımlandı.
1865 - Clausius;entropinin modern makroskopik kavramını tanıttı.
1865 - Josef Loschmidt; verilmiş gözlenen gaz viskoziteleri, gazlarda moleküllerin sayı yoğunluğunu hesaplamak için Maxwell'in teorisini uygular.
1867 – Maxwell; Maxwell'in şeytanı geri dönüşümsüz süreçleri tersine çevirebilecek mi diye sorar.
1870 – Clausius; ölçeksel virial teoremini ispatlar.
1872 - Ludwig Boltzmann;faz uzayında dağıtım fonksiyonlarının zamansal gelişimi için Boltzmann denklemini ifade eder ve kendi H - teoremini yayınlar.
1873 - Van der Waal; ünlü durum denklemini verdi.
1874 - Thomson; resmen termodinamiğin ikinci yasasını ifade eder.
1876 - Josiah Willard Gibbs; faz dengeleri, istatistiksel topluluklar, kimyasal reaksiyonlar arkasındaki itici güç olarak serbest enerji ve genel kimyasal termodinamiği tartıştığı iki bildiriden (ikincisi 1878 yılında görünür) ilkini yayınlar.
1876 - Loschmidt; mikroskobik tersinirlikle uyumsuz olduğundan Boltzmann'ın H teoremini eleştirir. (Loschmidt paradoksu)
1877 – Boltzmann; entropi ve olasılık arasındaki ilişkiyi belirtir.
1879 - Jožef Stefan; Kara cisimdenn gelen toplam ışıma akısının, sıcaklığının dördüncü kuvveti ile orantılı olduğunu gözlemler ve Stefan - Boltzmann yasasını ifade eder.
1884 – Boltzmann; ısı bilgisi düşüncelerden, Stefan - Boltzmann siyah cisim radyant akı yasasını türetir.
1888 - Henri - Louis Le Chatelier; bir kimyasal sistemin tepkisi dengesinden tedirgin karışıklığa karşı olacaktır prensibini ifade eder.
1889 - Walther Nernst; kimyasal ısı bilgisi elektrokimyasal hücre voltajı Nernts denklemi ile ilgilidir.
1889 - Svante Arrhenius; Arrhenius denklemini veren, kimyasal reaksiyonlar için etkinleşme enerjisi fikrini tanıtır.
1893 - Wilhelm Wien; bir siyah cismin maksimum spesifik yoğunluğu için yer değiştirme yasasını keşfeder.
 
1900-1944
 
1900 - Max Planck; kendi siyah - cisim radyasyon yasasını veren, ışık kesikli frekanslarda yayılabilir olduğunu önerir.
1905 - Albert Einstein; kuanta gerçekliğinin fotoelektrik etkiyi açıklayacağını savunur.
1905 - Einstein,rastgele moleküler hareketin bir sonucu olarak Brownian hareketini, matematiksel olarak analiz eder.
1906 – Nernst; termodinamiğin üçüncü yasasının bir unu yayınlar.
1907 – Einstein; bir Einstein katısının ısı kapasitesini hesaplamak için kuantum teorisini kullanır.
1909 - Constantin Caratheodory; termodinamiğin bir aksiyomatik sistemini geliştirir.
1910 - Einstein ve Marian Smoluchowski; zayıflama katsayısı nedeniyle bir gazda yoğunluk dalgalanmaları için Einstein - Smoluchowski formülünü bulur.
1911 - Paul Ehrenfest ve Tatjana Ehrenfest - Afanassjewa; Boltzmann'ın istatistiksel mekaniğinin kendi klasik incelemelerini yayımlarlar;Mekaniğin kavramsal temellerine istatiksel bakış.
1912 - Peter Debye, izinli düşük frekanslı fononlar tarafından,geliştirilmiş bir ısı kapasitesi hesaplamasını verir.
1916 - Sydney Chapman ve David Enskog; sistematik olarak gazların kinetik teorisini geliştirirler.
1916 – Einstein; atom spektral çizgilerin termodinamiğini ve uyarılmış emisyon tahminini düşünür.
1919 - James Jeans; hareketin dinamik sabitlerinin, parçacıkların oluşturduğu bir sistem için dağılım fonksiyonunu belirlediğini keşfeder.
1920 - Megh Nad Saha; iyonlaşma denklemini ifade eder.
1923 - Debye ve Erich Huckel; elektrolitlerin ayrışmasının istatistiksel bir davranışını yayımlar.
1924 - Satyendra Nath Bose; Einstein tarafından çevrilmiş bir makalede, Bose - Einstein istatistiklerini tanıtır.
1926 - Enrico Fermi ve Paul Dirac; fermiyonlar için Fermi - Dirac istatistiklerini tanıtır.
1927 - John von Neumann; yoğunluk matris gösterimini tanıtırlar ve istatiksel kuantum mekaniğini kurarlar.
1928 - John B. Johnson; bir direnç içinde 'Johnson sesi'ni keşfeder.
1928 - Harry Nyquist; bir direnç içinde Johnson sesini açıklamak için bir ilişki olan dalgalanma-dağılımı teoremini türetir.
1929 - Lars Onsager; Onsager karşılıklı ilişkilerini türetir.
1938 - Anatoly Vlasov; kolektif uzun menzilli parçacık topluluklarının etkileşiminin doğru bir dinamik açıklaması için Vlasov denklemini önerir.
1939 - Nikolay Krylov ve Nikolay Bogolyubov; Fokker-Planck denkleminin ilk tutarlı mikroskobik türetmesini klasik mekanik ve kuantum mekaniğinin tek şemasında verir.
1942 - Joseph L. Doob; kendi Gauss-Markov süreçleri teoremini ifade eder.
1944 - Lars Onsager; kendi faz geçişi de dahil olmak üzere, 2-boyutlu Ising modeli için analitik bir çözüm verir.
 
1945 - bugün
 
1945-1946 - Nikolay Bogoliubov; BBGKY hiyerarşisini kullanarak klasik istatistik sistemlerin, kinetik denklemlerinin mikroskobik bir türetmesi için genel bir yöntem geliştirir.
1947 - Nikolay Bogoliubov ve Kirill Gurov; kuantum istatistik sistemlerin kinetik denklemlerinin mikroskobik bir türetmesi için bu yöntemi geliştirirler.
1948 - Claude Elwood Shannon; bilgi teorisini kurar.
1957 - Aleksandr Solomonovich Kompaneets; kendi Compton saçılmalarının Fokker - Planck denklemini türetir.
1957 - Ryogo Kubo; lineer taşıma katsayıları için Green - Kubo ilişkilerinin ilkini türetir.
1957 - Edwin T. Jaynes; bilgi kuramından yararlanarak termodinamiğin MaxEnt yorumunu verir.
1960-1965 - Dmitry Zubarev; denge dışı süreçlerin istatistiksel teorisinde klasik bir araç haline gelen denge dışı istatistiksel operatörü yöntemini geliştirir.
1972 - Jacob BEKENSTEIN; ''kara delikler yüzey alanlarıyla orantılı bir entropiye sahiptir''i önerir.
1974 - Stephen Hawking, kara delik buharlaşmasına neden olabilecek bir siyah cisim spektrumu ile kara deliklerin parçacıklar yayacağını öngörür.
 
== Dış bağlantılar ==
Satır 528 ⟶ 336:
* [http://www.hydrogen2oxygen.net/en/consciousness-is-order-and-the-source-of-energy/ Consciousness is order and the source of energy]
 
{{Fizik}}
{{teknoloji}}
 
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Enerji" sayfasından alınmıştır