Taksim Meydanı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Şeb (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Peykbot (mesaj | katkılar)
k düzen
13. satır:
Bu boşluk ancak çok yeni tarihlerde bir meydan kimliği kazanmıştır. [[Fransız Elçiliği Binası|Fransız Elçiliği]]'nin buraya taşınması ile ilk kez [[Galata Surları]]nın dışına çıkan [[Frenk]] yerleşimi, orta ekseni oluşturan [[İstiklal Caddesi|Grande Rue de Péra]] (İstiklal Caddesi) ile bugünkü meydana vardığı noktada sona eriyor, ondan sonra ilkel bir taş patikası bile olmayan toprak zeminli ve az ağaçlı geniş kırlıklar uzanıyordu.
 
Buraya giren ilk mimari eseri, Frenk ve [[Levanten]] çevresine hayli yabancı duran, klasik Osmanlı üslubunda bir su binasıdır. Her yerleşim yerinin olduğu gibi İstanbul'un da yaşamsal sorunu suydu. İstanbul bir deniz kenti olmakla birlikte bir vahaya dönüşmesinde özellikle 15. ve 18. yüzyıllar arasında yürütülen çalışmalar önemli rol oynamıştır. Galata ve Beyoğlu'nun 18. yüzyılın ilk yarısında giderek büyümesi karşısında mevcut su kaynakları yetersiz hale gelmişti.
 
Dönemin padişahı Sultan [[I. Mahmud]] bu sıkıntıyı gidermek için [[Belgrad Ormanları]]ndaki su kaynaklarını Levent-Mecidiyeköy üzerinden isale hattıyla İstiklal Caddesi'nin baş tarafına yaptırdığı maksemden verilmesini sağladı (1732-1733); şehrin kuzeyindeki gümrah ormanlarından şehre ilk kez su getiren künkler, teraziler ve kemerler sistemi burada sona eriyor ve depolanan su, köşe başındaki taş bir meksemden, çeşitli yönlere taksim ediliyordu. Meydan ve yakın çevresi adını bu maksemden ve suların buradan taksiminden alır. Bir zamanlar cephesinde "Her şeye su ile hayat verdik" anlamına gelen bir ayetin yazılı olduğu [[Taksim Maksemi]], bugün kurumuş da olsa varlığını sürdürmektedir<ref name="ref772">[http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ayse_hur/menderes_ve_erdoganin_jakoben_belediyeciligi-1106514 Menderes ve Erdoğan'ın Jakoben belediyeciliği], Ayşe Hür, Radikal, 4 Kasım 2012.</ref>.
21. satır:
Tarih sırası ile meydana imar getiren ikinci eser, [[Harbiye, Şişli|Harbiye]] yolu başındaki [[Topçu Kışlası]] olmuştur. Bugün [[Atatürk Kültür Merkezi]] önüne gelen yeşil alanda da, daha basit bir yapı olan, ortası avlulu ahırlar yer almaktaydı. Kışlanın karşısındaki boşluk, talim yeri idi. Burası 1920'lerin sonunda, bugünkü apartmanlarla dolarak bir semt haline gelmiş ve [[Talimhane]] olarak adlandırılmıştır.
[[Dosya:Taksim kislasi.jpg|thumb|left|[[Taksim Kışlası]]]]
[[Abdülmecid|Abdülmecid Dönemi]]nde (1839-1861), bugün [[İTÜ]]'nün [[Taşkışla|Taşkışla Binası]] olarak bilinen Mecidiye Kışlası, bu kışladaki topçu subayları içinse [[Ayaspaşa Mezarlığı]]'nın bir kısımı kaldırılarak [[Gümüşsuyu Askeri Hastanesi]] inşa edildi. 1850'lerde, Hademe-i Hassa (Saray hademeleri) ve Muzıka-i Hümayun (Saray orkestrası) üyeleri için inşa edilmeye başlayan, ancak [[Abdülaziz|Abdülaziz Dönemi]]nde (1861-1876) tamamlanan Gümüşsuyu Kışlası ve askerlerin talim yaptığı Talimhane bölgesiyle birlikte Taksim'in ‘askerî’ ve ‘devletçi’ topografyası iyice belirginleşti.
 
Ancak bölge, bu yeni haliyle, [[gayrimüslim]]ler ve Levantenlerin yaşadığı [[Pera]] bölgesi ve [[Tatavla]]'yla (Kurtuluş) sosyolojik bir tezatlık yaratmıştı. Bunun üzerine, 1870’te, Ermeni mezarlığı Şişli’ye taşındı ve açılan alanda bu kesimlerin eğlence ihtiyacını karşılamak için, askeri yapıların arasına bazı eğlence mekânları sıkıştırılmaya çalışıldı.<ref name="ref772" />
 
1913'te elektrik tramvayla [[Beyoğlu]]'nun [[Şişli]]'ye bağlanması Taksim'in önemini biraz daha arttırdı ama burası hala geniş ve tanımsız bir alandı.<ref name="ref772" />
 
1920'li ve 1930'lu yıllarda, binaları boşalmış ve avlusu futbol sahası ([[Taksim Stadı]]) olarak kullanılan kışla, 1939'u izleyen birkaç yıllık [[Lütfi Kırdar]] imar operasyonu sırasında ortadan kaldırıdı. Kışlanın yerine [[Gezi Parkı]] ortaya çıktı. Meydanın doğu, yani [[Boğaziçi]] tarafı ve yamaçları, azınlık ([[Pangaltı Ermeni Mezarlığı]]) ve [[Müslüman]] ([[Ayaspaşa Mezarlığı]]) mezarlıkları ile kaplanmıştı. Ayaspaşa Mezarlığı Müslüman, Harbiye yönü [[Ortodoks]] ve [[Ermeni Apostolik Kilisesi|Gregoryen]] kabristanlarına ayrılmıştı. Meydan kenarında ise bostancıbaşıların işlettiği geniş bir açık hava kahvesi yer alıyordu.
 
Bir kısmı [[Osmanlı]] döneminde kaldırılan Ayaspaşa Mezarlığı, 1920'li yıllarda tamamen ortadan kaldırılmış ve bugünkü apartman dizileri, [[Gümüşsuyu Askeri Hastanesi]]'nin bulunduğu yere kadar yayılmışlardır.<ref>[[Nuran Yıldırım]], "Gümüşsuyu Askeri Hastanesi", ''[[Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi]]'', [[Tarih Vakfı]], 1994. ISBN 975-7306-00-2.</ref> 19. yy'da, Elektrik İdaresi'nin yabancı müdürü için bir lojman binası yapılmıştı. Cephesi sarmaşıklı, 3 katlı bu bina da [[II. Dünya Savaşı]] sonrası yıktırılarak yerine ve arkasına, bugünkü [[Atatürk Kültür Merkezi]] yapıldı.
 
Meydanın batı kenarında, 19. yy'da birkaç önemli bina daha yapılmıştı. Bunlarda ilki, bugün [[The Marmara Taksim Oteli]]'nin yerindeki, [[Osmanlı Bankası]]'nın Fransız genel müdürüne tahsisli güzel barok konaktı. Onun devamında, [[Sıraselviler Caddesi]]'ne dönen köşeden itibaren de kagir ve panjurlu binalar dizilmişti ki, en büyüğü Osmanlı hariciyesinin ünlü isimlerinden [[Gabriel Noradunkyan|Noradunkyan Efendi]]'nin konağıydı. Bugün [[Taksim Sahnesi]]'nin (2007'de kapatıldı<ref>[http://www.yenimesaj.com.tr/?haber,8009741 Taksim Sahnesi veda etti]</ref>) bulunduğu yerde ilk önce bir Rum okulu vardı. 1920'li yılların başında burada Majik Sineması adı ile bir sinema açılmış ve yakın zamana kadar çeşitli ad ve fonksiyonlarla gelmiştir. Ondan sonra Kazancı Yokuşu'nun iki başında da, [[II. Abdülhamid]] döneminin (1876-1909) ünlü vezirlerinden Lübnanlı iki kardeş [[Necip Melhame Paşa|Necip]] ve [[Selim Melhame]]'nin kagir konakları yer alıyordu. Bunlardan soldaki, 1930'larda Beyoğlu Halkevi yapılmış, 1950'lerde yıktırılıp yerine bugünkü Dilson Oteli dikilmiş, [[Cihangir, Beyoğlu|Cihangir]] tarafında sağdaki ise, önce Nemlizade ailesine konut olmuş, sonra o da yıktırılıp yerine günümüzün Keban Oteli yapılmıştır. Meydana hakim bir konumdaki [[Ayia Trias Kilisesi]] 1887 tarihli, kesme taştan, karakterli bir binadır.
35. satır:
Taksim boşluğunu bir "meydan" haline getirmiş olan gelişmeler, bir yandan onu çevreleyen bu binaların biçimlenmesi, öte yandan onları tamamlayan son bir dekor ve unsur olarak, ortadaki [[Taksim Cumhuriyet Anıtı|Cumhuriyet Anıtı]]'dır. Bu anıttan önce kırlık bir açık alan, bir yol kavşağı, bir boşluk olan Taksim, bu eserin ortaya dikilmesinden sonra, bir "Şehir Meydanı" olmuştur.
 
Meydanın doğu yönüne, Talimhane apartmanlarının önüne, 1930'lu yıllarda, beton sütunlar üstünde yükselen bir bina oturtulmuştu. Kristal Gazinosu. Dar ve uzun bir dekor biçimindeki yapının üst katı, 1940'ların eğlence hayatında çok ün yapan lokanta-gazino olarak çalışmıştır. [[Adnan Menderes]]'in 1956-60 imar operasyonunda yıktırılan binanın arkasındaki apartmanlar da [[Bedrettin Dalan]]'ın 1987-1989 arasında [[Tarlabaşı Bulvarı]]'nı açış hamlesi sırasında yıktırılarak boşlukları meydana ve yola katılmıştır.
 
1987-89 Taksim-[[Tarlabaşı, Beyoğlu|Tarlabaşı]]-[[Şişhane]] yıkımları sonrası, Taksim Cumhuriyet Anıtı'nın oturduğu dairesel taban İstiklal Caddesi yaya yolunun bir parçası halini almıştır.
 
1992 yılında inşaatına başlanan ve 2000 yılında hizmete giren [[M2 hattı|Taksim-Levent metro hattı]]yla [[İstanbul metrosu]]nun duraklarından biri oldu.
48. satır:
Taksim Meydanı, Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde, özellikle 1928'de Cumhuriyet Anıtı'nın açılışından sonra, [[Sultanahmet Meydanı|Sultanahmet]] ve [[Beyazıt Meydanı|Beyazıt]] meydanlarının kamusal işlevlerini yüklenerek, yeni rejimin bir simgesi olarak görüldü.<ref name="ref772" /> Cumhuriyet Anıtı çevresinde yapılan törenler, çelenk konulmaları, daha sonra eski kışla yerine 1940'ta düzenlenen [[Taksim Gezisi|İnönü Gezisi]]'nin (daha sonra Taksim Gezisi) kenarına yerleştirilen tribünler önündeki geçit resimleri ve gece, anıtın etrafına renkli ampullerden çevrilen ışık hatları ile tarihi su tesisinin duvarına yaptırılan modern dekorların renkli ışıkları içerisinden akıtılan suların parıldıyan çağıltılar, 25-30 yıl boyunca, şehir halkının görmeye akın ettiği güzellikler ve ulusal övünç tabloları oluşturmuştur.
 
İstanbul'un çok kalabalıklaştığı 1960'lı yıllardan itibaren, Taksim Meydanı Cumhuriyetin ilk yıllarındaki temiz ve seçkin görünümünden çok kayıplar vermiş, politik çalkantıların buhranlı görüntüsü, kalabalık ve olaylı mitingler, tarihte ilk kez bu meydanda görünür olmuştur.
 
Bunların en trajik olanı, miting için toplanan yoğun kalabalığa, birçok yerden ateş açılması sonucunda çıkan panikte çok sayıda kişinin hayatının kaybettiği, [[Kanlı 1 Mayıs|1 Mayıs 1977]]'dir. 1 Mayıs 1977 tarihinde [[İşçi Bayramı]]'nı kutlamak üzere Türkiye'nin çeşitli illerden İstanbul'a gelen yaklaşık 500 bin kişi [[DİSK]]'in önderliğinde Taksim Meydanı'nda düzenlenen mitinge katıldı. Akşam saatlerine doğru alanın çevresindeki birkaç noktadan açılan ateş sırasında çıkan panikte 28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. 34 kişinin yaşamını yitirdiği o gün tarihe "Kanlı 1 Mayıs" olarak geçti.<ref>[http://www.bianet.org/bianet/toplum/146248-1-mayis-1977-neden-ve-nasil-kana-bulandi 1 Mayıs 1977 Neden ve Nasıl Kana Bulandı?], bianet.org</ref>
 
Meydan bu kanlı olaydan ancak 32 yıl sonra, [[1 Mayıs İşçi Bayramı]]'nın resmi tatil ilan edildiği 2009 yılından itibaren 1 Mayıs kutlamalarına açıldı.<ref>[http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/05/01/32.yil.sonra.taksimde.1.mayis.coskusu/574334.0/index.html 32 yıl sonra Taksim'de 1 Mayıs coşkusu], cnnturk.com</ref>
 
2013 yılının mayıs-haziran aylarında, Taksim Yayalaştırma Projesi çerçevesinde, [[Taksim Gezi Parkı]]'na İstanbul 6'ncı İdare Mahkemesi ve 2 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı <ref>http://www.radikal.com.tr/hayat/kislaya_onay_yok-1117393</ref> olduğu halde [[Topçu Kışlası]]'nı imar izni olmadan yeniden inşa edilmesini engellemek için başlayan [[2013 Taksim Gezi Parkı protestoları|eylemler]] kısa sürede İstanbul ve Türkiye'ye yayıldı.
 
== Meydanın özellikleri ==
Taksim'i bir semt olarak tanımlamak pek mümkün değildir. Daha çok bir meydan ve onu kuşatan yapılar topluluğu olarak görmek daha doğrudur.
 
Meydan olmadan önce, eski evlerin sıralandığı dar bir bölge olan semt, meydan haline getirilip genişletildikten sonra zamanla bugünkü görünümünü almıştır. Meydanın ortasındaki [[Taksim Cumhuriyet Anıtı|Cumhuriyet Anıtı]] bugün ulusal günlerde tören yeri olarak kullanılmasının yanı sıra İstiklal Caddesi ve çevresinde zaman geçirmek için gelenlerin buluşma yeri işlevini de üstlenmektedir. Meydanın başlangıcından [[Tünel (semt)|Tünel]]'e kadar [[Taksim-Tünel nostaljik tramvayı|nostaljik tramvay]] çalışır.
68. satır:
{{ana|Taksim Cumhuriyet Anıtı}}
[[Dosya:İstiklal Anıtı.JPG|thumb|200px|right|[[Taksim Cumhuriyet Anıtı]]]]
Taksim Meydanı'nın simgesi haline gelen anıt [[İtalya]]n heykeltraş [[Pietro Canonica]]'ya yaptırılmış, 1928 yılında yerine yerleştirilmiştir. Anıtın yapımı 2,5 yıl sürmüş, anıt taş ve bronz kullanılarak yapılmıştır. Cumhuriyet dönemi anıtlarından ilk defa figüratif bir anlatımla [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]]'ü ve yeni düzeni anlatan bir heykeldir. Anıt dikilmeden önce Taksim'de alan özelliği yoktu.
 
Dairesel bir meydanın ortasına dikilen anıtta, iki yüzünde bronz figürlerin yer aldığı geleneksel mimari kullanılmıştır, 11 metre yüksekliğindedir. Kaidesinde pembe Trentino ve yeşil Suza mermerleri kullanılmıştır. Anıtın bir yüzü Cumhuriyet Türkiyesi’ni, diğer yüzü ise [[Kurtuluş Savaşı]]'nı simgelemektedir.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Taksim_Meydanı" sayfasından alınmıştır