Hasan el-Benna: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Hayatı: Daha çok gerçekleri yansıtmayarak eleştirel yönde yazılmış bir hayat hikayesini görünce düzeltilmesi gerekliliğini hissettim. Teşekkürler...
Nanahuatl (mesaj | katkılar)
Gerekçe: + telif hakkı ihlali
23. satır:
 
== Hayatı ==
Genç yaşta dini konulara büyük ilgi duymaya başladı. [[1923]]'te [[Kahire]]'de dini ve toplumsal konularda geleneksel eğitim veren Darü'l-Ulum adlı öğretmen okuluna kaydoldu. [[1927]]'de [[Arapça]] öğretmeni olarak [[Süveyş Kanalı]] yakınlarında bulunan [[İsmailiye]]'de bir ilkokula atandı. [[İngiliz]]lerin ülkedeki ekonomik ve askeri varlığı açısından büyük önem taşıyan bu kentte, [[Müslüman]]ları derinden sarsan olaylara şahid oldu. [[Mart]] [[1928]]'de bir İngiliz kampında çalışan altı kişiyle birlikte [[İslam]]ın ilkelerine geri dönüşü amaçlayan [[Müslüman Kardeşler]]'i kurdu. [[1930'lar]]da kendi isteğiyle [[Kahire]]'deki bir okula tayin edildi. [[II. Dünya Savaşı]] başladığında çok sayıda öğrenci, devlet memuru ve işçi Müslüman Kardeşler'e üyeydi ve Teşkilat [[Mısır]] toplumunun hemen bütün kesimlerini temsil eden bir önemli siyasi güç olmuştu.
Hasan el-Benna Hicri 1324-Miladi 1906 yılında Mısır'ın İskenderiye şehri yakınlarındaki Mahmudiye kasabasında dünyaya geldi.Babasının adı Ahmed, dedesinin adı Abdur-rahman el-Benna'dır. Babası ilim sahibi ve büyük muhaddislerdendi.
 
Teşkilat üyelerinin birçoğu hükümetin milli çıkarlara ihanet ettiği görüşündeydi; Hasan el-Benna ise bir müddet daha hükümeti destekleme taktiğine bağlı kalmaya çalıştı. Ama gerek kendisi, gerekse teşkilat üyeleri idare açısından tehlikeli olmaya başlamıştı. Savaşı izleyen kargaşa ortamında el-Benna'nın sözünü geçiremediği teşkilat üyelerinin adları, başta Başbakan en-Nukraşi'nin öldürülmesi olmak üzere ([[Aralık]] [[1948]]), bir dizi suikast olayına karıştı. Hasan el-Benna [[Şubat]] [[1949]]'da hükümetin göz yumduğu bir suikast sonucunda [[Kahire]]'de öldürüldü.
Hasan el-Benna ilk ve orta tahsilini kendi kasabasında yaptıktan sonra yüksek tahsil için başkent Kahire'ye gitti ve Kahire üniversitesinin Darul-Ulüm Fakültesinden mezun oldu. Yüksek tahsilden sonra Ismailiye şehrinde lise öğretmenliği yapmaya başladı.
 
Hasan el-Benna ''Da'vetuna'', ''Nahvü'n-Nur'', ''Akidetuna, el-İhvanü'l Müslimun tahte Rayetü'l-Ku'ran'', ''Muskilatuna fi da'va'l Nizami'l-İslam'', ''Müzekkiratü'd-Da'va ve'd-Dai'' gibi yapıtlarında [[emperyalizm]]e karşı milli bir hareket oluşturulmasını ve Müslüman milletlerin [[İslam]] ilkelerine dayanan birliğini savundu. Ona göre Müslüman milletlerin geri kalmasının sebebi din yolundan uzaklaşılmış olmasıydı.Kurtuluş, İslam öğretilerine geri dönerek sağlanabilirdi. Devlet İslam dini temelinde teşkilatlanmalı, İslam hukuku geçerli kılınmalıydı. Toplumun ahlakı ve eğitimi İslam ilkelerine göre yönlendirilmeli, toplumsal eşitsizlik ve adaletsizliklere son verilmeliydi.Müslüman Kardeşler teşkilatı maksadı da bu programı gerçekleştirmekti.
Küçük yasta yeteri kadar din bilgisi almış, çok miktarda ayet ve hadis ezberlemişti.
 
Mısır'ın çeşlitli, yörelerinde kurduğu okullar ve toplumsal hizmet kurumları vasıtasıyla görüşlerini hayatı geçirmeye çalışan Hasan el-Benna'nın başlattığı hareket [[Araplar (halk)|Arap]] dünyasını büyük ölçüde etkilemiştir.
Müslümanlığını severek yapıyordu. Yüksek tahsili sırasında kendini kitap okumaya vermişti. Yeteri kadar îslâmi bilgisi bulunduğu için, daha çok islam ideolojisi dışındaki kitapları okuyor ve islam prensipleriyle mukayeseler yapıyordu. İslâm nizamı yanında bütün ideolojilerin sönük kaldığını gördükçe İslama daha çok sarılıyor ve onu, içine sindire sindire yaşıyordu.
 
Hasan el-Benna. islâm dininin sahabe devrindeki yaşanış şekline büyük hayranlık duyardı. Islâmın bugün de aynı şekilde yaşanmasını, müslümanların o temiz ve berrak hayata tekrar kavuşmasını isterdi. O hayata dönüştürüldüğü takdirde islâm aleminin maddi ve manevi bütün problemlerinin çözüleceğine sonsuz inancı vardı, lslâm'ı iyi bilen herkesin bu inancı taşıyacağını söylerdi. Müslüman olup ta bu inançtan mahrum yaşayan kimselerin islâm' dinini iyi öğrenmemiş olduklarını, ve bu yüzden o inanca eremediklerin sık sık tekrarlardı.
 
Bu yönleriyle Onları mazur görmeye çalışarak: "<strong>lslâm'ı birbirimize öğretmeliyiz. Felâketler cehaletlerden doğar. Her şeyden önce mukaddes dinimizi iyi -öğrenmeye, öğretmeye ve toplum olarak onu yaşamaya mecburuz" </strong>derdi.
 
<strong>Birlikte-kahvelere gidiyorlar,</strong> kahvede <strong>vakit öldüren Müslümanlara</strong> son derece hoşgörü içinde onlarla tatlı tatlı sohbetler yapıyorlar ve günün birinde birkaçını alıp namaza götürmeye muvaffak oluyorlardı. Sonra onlar da. islâmı ve müslümanların gerçek görevini daha iyi öğreniyor ve dâva kervanına katılıyorlardı.Böylece adetleri çoğaldı. 1929 yılında, merkezi İsmailiye'de olmak üzere <strong>İhvan-ı Müslim'in»</strong>(Müslüman Kardeşler) adlı malûm teşkilâtı kurdular. Hasan el-Benna 23 yaşındaydı. Teşkilâta başkan seçildi. Kendisine «Mürşid'ül-âm» unvanı verildi. Artık şehir-şehir, köy-köy. kasaba-kasaba dolaşarak konferanslar veriyorlar, sohbetler yapıyorlar ve islâm dâvasının önemini müslumanlar arasında yaymaya çalışıyorlardı.
 
 
Her gittikleri yerde teşkilatın bir şubesi açıldı. Teşkilat her gün biraz daha genişliyordu. Müslümanların kızlarını dini terbiyeyle yetiştirmek ve kadınları da bu dâvaya katmak için İsmail'iyede bir de "<strong>Müslüman Anneler Enstitüsü"</strong> kuruldu.
 
Bu arada Hasan el-Benna'nın öğretmenlik görevi Kahire'ye nakledildi. Dolayısıyla teşkilâtın genel merkezi de Kahire'ye getirildi. Müslüman Kardeşlerin son derece <strong>ihlâs ve samimiyetle </strong>başlattıkları bu dâva Kahire'de büyük bir sevgiyle karşılandı. Teşkilât çemberinin gün geçtikçe genişlemesi o gün için Mısır'ı sömürge gibi kullanan İngiltere'nin dikkatini çekmeye başlamıştı.
 
lhvan-ı Müslim Teşkilâtı, İslâm'ın iyi öğrenilmesine, toplum dertlerinin islâm prensipleriyle tedavi edilmesine çok önem veriyordu. Mısır'ın bir çok yerinde enstitüler, okullar, hastahaneler ve talim terbiye yerleri açtı. Kahire'de günlük, "lhvan-ı Müslimin" gazetesi çıkarılıyordu. Bu gazete Mürşid'ül-âm Hasan el-Benna'nın minberi sayılıyordu. Teşkilât gün geçtikçe genişledi ve Mısır'ın sınırlarını da aşarak bir çok arap ülkelerinde şubeler açıldı. İslâm aleminde en kuvvetli teşkilât haline geldi.
 
O tarihlerde Mısır krallıkla idare ediliyordu. Kral ve Mısır hükümeti bu teşkilâtın devamlı büyümesi- karşısında endişe duymağa başladı. <strong>Müslümanların islâm prensiplerine bağlanarak birlik haline gelmesi.</strong> İngiltere, Fransa. Amerika gibi ülkeleri daha çok düşündürüyordu. İslâm alemi gerçek manada Kur'ana sarılıp tek kuvvet haline gelirse dünya stratejisi ters dönecekti, özellikle İngiltere bu teşkilatın dağıtılması için Mısır hükümetine baskı yapmağa başladı. Hükümet teşkilatın faaliyetlerini engelliyor ve kapatmak için bahaneler arıyordu. Kapatmak mümkün olmadı. Fakat, büyük lider Hasan el-Benna. 1949 yılı Şubat Ayında ( Mısır hükümetinin göz yumması ile ) tertiplenen bir suikast ile şehid edildi. Şehid olduğunda henüz 43 yaşını doldurmamıştı.
== Eserleri ==
* ''Risaleler''
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Hasan_el-Benna" sayfasından alınmıştır