Yunus (peygamber): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Aniqma (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Kibele (mesaj | katkılar)
Gerekçe: telif ihlali
10. satır:
 
=== Yunus'un elçi tayin edilmesi, kaçması ve denize atılması ===
RAB bir gün Amittay oğlu Yunus’a, “Kalk, [[Ninova]]’ya, o büyük kente git ve halkı uyar” diye seslendi. Ne var ki, Yunus RAB’bin huzurundan Tarşiş ([[Tarsus]])’e kaçmaya kalkıştı. [[Yafa]]’ya inip Tarşiş’e giden bir gemi buldu. Ücretini ödeyip gemiye bindi……..
Otuz yaşına gelince Nineve ahâlisine peygamber olarak gönderildi. Putlara tapan Nineve halkını senelerce Allahü teâlâya îmân ve ibâdet etmeye dâvet etti. Kavmi ona îmân etmedikleri gibi birçok ezâ ve cefâda bulundular. Onunla alay ettiler. Fakat Yunus aleyhisselam yılmadan ve ümitsizliğe kapılmadan onları hak dîne dâvet etti. Allahü teâlânın azâbıyla korkuttu. Fakat Nineve halkı, “Tek bir kişinin hatırı için azap inip herkesi yok edecekse müsâde et bu azap gelsin.” deyip alay ettiler.Yunus aleyhisselam kavminin küfürde isrâr etmesine üzülüp onların arasından ayrıldı. Allahü teâlâ ona vahyedip; “Kullarımın arasından ayrılmakta acele ettin. Geri dön, kırk gün daha onları îmâna çağır.” buyurdu. Yunus aleyhisselam bu ilâhi emir üzerine kavmine döndü ve onları hak dîne dâvete devam etti. Otuz yedi gün aralarında kaldı. Kavmi yine inanmadı. Bunun üzerine Yunus aleyhisselam “O halde üç güne kadar başınıza gelecek azâbı bekleyin. Bunun alâmeti önce benizleriniz sararacaktır.” buyurdu ve ilâhî bir emir gelmeden üzüntüyle aralarından ayrıldı.
Bunun üzerine Nineve halkı şehrin yakınındaki bir yüksek tepeye çıkıp Allahü teâlâya ve O’nun peygamberi Yunus aleyhisselama îmân ettiler. Allahü teâlâya dua edip azâbı kaldırmasını niyaz ettiler. O zamana kadar yaptıkları her türlü kötülük ve haksızlığa da tövbe ettiler. Hattâ öyle oldu ki, evlerindeki başkasına âit olan taşları söküp sâhiplerine iâde ettiler. Bunun üzerine Allahü teâlâ tövbelerini kabul edip, azâbı üzerlerinden kaldırdı. Duânın yapıldığı gün Cumâ olup, Aşûre günüydü. Sonra sevinç içinde şehre dönen Nineve halkı şehirde Yunus aleyhisselamı aramaya başladılar.
Yunus aleyhisselam da ayrılışından bir müddet sonra kavminin hallerini öğrenmek için Nineve’ye yakın bir yere geldiğinde azâbın rahmete tebdil olduğunu gördü. Fakat şehre girmedi. “Eğer şehre girersem beni yalancılıkla ithâm ederler.” diyerek sahra (çöl) tarafına yöneldi ve oradan uzaklaştı ve Dicle Nehri kenarına vardı.
Fakat buraya Allahü teâlâdan emir almadan gelmişti. Dicle Nehri kenarındayken yolcularla dolu olan bir gemiye bindi. Gemi hareket edip kıyıdan uzaklaştı. Gemi bir müddet seyrettikten sonra durdu ve kımıldamaz oldu. Gemidekiler şaşırıp kaldılar. Ne kadar çalıştılarsa da gemiyi bir türlü yürütemediler. Sonra da; “Aramızda bulunan bir suçlu yüzünden gemi yürümüyor.” diye aralarında söylendiler. Geminin batacağından endişe edip paniğe kapıldılar. Durumu uğursuzluk kabul edip: “Burada efendisinden kaçan bir kul vardır. Kur’a atalım o meydana çıkar!” diye söyleştiler.
 
O zamâna kadar âdetleri kur’a kime isâbet ederse onu cezâ olarak denize atmaktı. Âdetleri gereği kur’a çektiler. Kur’a Yunus aleyhisselama çıktı. O zaman Yunus aleyhisselam bunun kendisi hakkında ilâhi bir imtihan olduğunu kabul edip tevekkülle; “O âsi kul benim!” dedi. Gemidekiler Yunus aleyhisselama bakıp sâlih bir kimse olduğunu anlayıp; “Bu zât köleye benzemiyor!” diyerek yeniden kur’a çektiler. Kur’a yine hazret-i Yunus’a isâbet etti. Üçüncü defâ çekilen kur’a da Yunus aleyhisselama isâbet etti. Bâzıları; “Şüphesiz bu kişinin suçu olmalı!” dediler.
 
Yunus aleyhisselam yolcuları Allahü teâlâya îmân etmeye dâvet etti. Fakat gemidekiler Yunus aleyhisselamı denize attılar. O an gece vaktiydi. Yunus aleyhisselamı bir balık yuttu. O zaman cenâb-ı Hâk balığa emredip onu yaralamamasını, kemiklerini kırmamasını bildirdi. Balık bu hal üzere hazret-i Yunus’u alıp denizin derinliklerinde kayboldu. Yunus aleyhisselam balığın karnında sağ, aklı başında ve şuûru yerindeydi. Balığın karanlık vücûdunda çok üzgün bir halde: “Yâ Rabbî! Emir ve hüküm senindir. Fakat Nineve’ye dönmeye ve kavmimi îmânlı bir şekilde görmeye ümîdim sonsuzdur. Bütün bunlara rağmen senin takdirin ne ise ona râzıyım.” dedi.
 
O sırada bâzı sesler işitti. “Bu nedir acabâ?” diye söylendi. Allahü teâlâ ona balık karnında olduğunu vahyederek: “Ey Yunus! Bu sesler beni denizde zikreden canlıların sesleridir!” buyurdu.
 
Yunus aleyhisselam balığın karnında dahi her zaman zikre devam ediyordu. Melekler onun sesini işitip Allahü teâlâya arz ettiler. Allahü teâlâ; “Bu kulum Yunus’un sesidir. Bir hâli sebebiyle onu denizde bir balığın karnında hapsettim.” buyurdu. Yunus aleyhisselam, “Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke inni küntü minezzâlimîn (Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Gerçekten ben haksızlık edenlerden oldum.” (Enbiya sûresi 87)” duasına devam etti. Bu duası ve tesbihi onun kurtuluşuna sebep oldu. Balığın karnında üç, yedi veya kırk gün kaldıktan sonra kurtuluşa erdi. Yunus aleyhisselam balığın karnından Muharrem ayının onuncu (Aşûre) günü çıktı.--[[Kullanıcı:Aniqma|Aniqma]] ([[Kullanıcı mesaj:Aniqma|mesaj]]) 15:08, 10 Kasım 2013 (UTC)
 
 
Gemiciler korkuya kapıldı, her biri kendi ilahına yalvarmaya başladı. Gemiyi hafifletmek için yükleri denize attılar.
Birbirlerine, “Gelin, kura çekelim” dediler, “Bakalım, bu bela kimin yüzünden başımıza geldi.” Kura çektiler, kura Yunus’a düştü.
Sonra Yunus’u kaldırıp denize attılar, kuduran deniz sakinleşti.
Bu arada RAB Yunus’u yutacak büyük bir balık sağladı. Yunus üç gün üç gece bu balığın karnında kaldı.
Yunus balığın karnından Tanrısı RAB’be dua etti: RAB balığa buyruk verdi ve balık Yunus’u karaya kustu. Yunus kente girip dolaşmaya başladı. Bir gün geçince, “Kırk gün sonra Ninova yıkılacak!” diye ilan etti. ([[Yunus Kitabı|Yunus]] 1, 2 ve 3)
 
===Üzerine ot bitirilmesi===