Yaka, Gelendost: Revizyonlar arasındaki fark

Isparta ilinin Gelendost ilçesine bağlı köy
İçerik silindi İçerik eklendi
Turklegend (mesaj | katkılar)
Isparta, Gelendost İlçesine Bağlı Yaka Kasabasının Tarihçesi
(Fark yok)

Sayfanın 14.48, 28 Ağustos 2013 tarihindeki hâli

Yaka, Gelendost ilçesine bağlı bir kasabadır. Gelendost'a 2 km uzaklıkta, ilçe merkezinin güney doğusunda yer alır. Doğusunda Balcı köyü, güney batısında Hacılar köyü, kuzey batısında Gelendost İlçesi ve Kuzeyinde Bağıllı kasabası ile çevrilidir. Güneyinde Anamas dağları yer alır. Dağdan tarafı sınırı Yan dağı doruklarıdır.

Yaka
Harita
Türkiye'de bulunduğu yer
Türkiye'de bulunduğu yer
Isparta
Isparta
ÜlkeTürkiye
İlIsparta
İlçeGelendost
Coğrafi bölgeAkdeniz
İdare
 • Belediye başkanıİbrahim Perçin
Rakım950 m
Nüfus
 (2009)
 • Toplam2.087
Zaman dilimiUTC+03.00 (TSİ)
İl alan kodu0246
İl plaka kodu32
Posta kodu32900 [1]
Resmî site
[2]

Yaka Kasabası Tarihi

Yaka kasabası sınırları içinde İlk Çağlardan beri yerleşim olduğu sanılmaktadır. Hatta zaman zaman bulunduğu söylenen taş balta, taş bıçak ve ok uçlarıyla taş devrine kadar uzanmaktadır.

Kasabanın kuzey doğusunda bulunan köşk mevkiinin ilk yerleşim yeri olması büyük olasılıktır. Tarla açma, temel kazıları sırasında çıkan küp mezarlar , çanak çömlek kalıntıları , sikkeler İlk Çağ Anadolu uygarlıklarını hatırlatır. Belen ardı, Mandal Malik tepe'de çanak çömlek atölyeleri olduğu sanılıyor. Devrent geçidinde var olan ve halk arasında “Gavur Kızının Oturduğu Taş" diye anılan yerin kuzey ve güneyinde döşeme taş yol uzanır oyarak ve yontarak taht şekli verilen ve tanrının oturduğu sanılan bu taşa halkın "Gavur Kızının Oturduğu Taş" demesinin nedeni o zamanki inanışa göre Tanrıların anası ana tanrıça Kbele'nin oturduğuna inanılması büyük ihtimaldir. Bu dağ geçidinde dini ayinler yapıldığı anlaşılıyor. Küp mezarlar ve bu tür inançla MÖ 2500 yılına kadar uzanır.

Son yapılan araştırmaya göre günümüzden 7500 yıl önceye dayanan bölgenin ilk yerleşim yeri bulunmuştur. 2009 yılında Selçuk Üniversitesi Arkeoloji bölümü profesörlerin den Mehmet ÖZSAİT ve ekibinin yaptığı araştırmalarda kasabamızın kuzey doğusundaki köşk höyüğünde MÖ 5500yıllarına rast gelen buluntular ile AkşehirBurdur arasında en eski yerleşim yeri olduğu tespit edilmiştir ve araştırmalar devam etmektedir.

Kasaba sınırları içinde yerleşim yeri olduğu sanılan (batısında) Ören başı mevkilerinde resmi bina planına benzeyen temel kalıntıları vardır. Buralarda bulunan geniş tuğla kırıntıları Bizans dönemini çağrıştırır. Köşk yerinin hemen güney batısındaki yere Asarlık denmektedir. Bizans dönemi öncesinden kalma eserler nedeniyle Asarlık dendiği düşünülür.

Kasabanın güney batısında Kireç yanan mevkiinde iki adet kireç ocağı kalıntısı bulunur. Kasabada yaşayan Türkler göçer özellik taşıdığına ve 1950’li yıllara kadar yapıların da kireç kullanılmadığına göre bu kireç ocaklarının Bizans dönemine ait olması kuvvetli ihtimaldir.

Kasaba içinde 1950'li yıllara kadar iki binada kireç kullanıldığı anlatılır, bu iki binanın da Rumlardan kaldığı söylenir. O zamana kadar Yakalılar binalarında taş kerpiç, toprak, ağaç gibi malzemeler kullanılmıştır.

Toyfan ve istinavaz denilen mevkiler vardır. Bu isimler Türkçe olmadığına göre Rumca olması büyük olasılıktır. Buna göre burada yerli Rumlar ile Türklerin birlikte yaşamış olmaları, Rumların geçmişten gelen bu söylenti tarih, kültür ve yer isimlerini Türklere taşımış olmaları, Türklerinde bu isimlerin bir kısmını değiştirip bir kısmını hala kullandıkları ihtimali düşünülmektedir.

Türklerin Yaka'ya yerleşmelerinin 1400'lü yılların başlarına rastladığı sanılmaktadır. İlk gelenlerin dört aileden oluştuğu, sonra diğer ailelerin bunları izlediği biliniyor. Bunlar 1-Hacı Kabak 2-Köse oğlu "Abbas oğlu Ahmet Paşa oğulları" dır. Daha sonra Akşehir'den Efendi Ağa, Hoca Alisi, Kesik Kulak Osman Bey adında Yörüklerle Bozkır tarafından Gazlak Oğlu ailesi, Antep tarafından Gökmurlahlar, Afyon tarafından Çakallar. Antalya tarafından Aladağ ailesi, Horasandan Şahaliler, Pazar köy'den Kamiller, Yenişardan Deli Kadir, Uşak'tan Çetmi'ler ailesi gelip yerleşmişlerdir.

Yaka'ya yerleşen Türklerin Yaka Türkleri kökenli olduğu sanılıyor. Yaka Türkmenlerinin ilk yerleşim yeri Hazar Denizi'nin doğusundaki Mangışlak Yarımadası'dır. Alpaslan ve diğer Selçuklu sultanlarına savaşçı verdikleri bilinir. Buradan başka ulusların egemenliğini kabul etmemek için Kafkasya'ya oradan da Anadolu içlerine dağıldıkları bilinir. Anadolu'nun bir çok yerleşim biriminde "Yaka" adının geçmesi bundandır. Yaka Türk-menleri hayvancılık yapar,doğayı sever,daha çok yaylalarda yaşar,sert kişilik yapılı dürüst, mert, savaşçı, manevi değerleri akılcı, bölüşücü, yardımlaşmacı, boyun eğmeyen bir yapıya sahiptir. Yaka Kasabası halkının özellikleri ile diğer Yaka ismi taşıyan yerleşimlerdeki halkın özelliklerinin çoğu benzerlik taşır.

1960'lı yıllara kadar Yakalılar kendi içlerine kapalı yaşamışlar . Dışarıdan evlilik olayı pek olmamıştır. Gelendost halkı ve yaylalara gelen Yörüklerle olan otlak kavgalarına tüm köy halkının katılması ,köye yerleşenlerin çoğunun aynı boydan olma olasılığını güçlendiriyor.

Yaka'nın hemen yukarısında bulunan Çomça pınarı mevkiinin Haçlı savaşları sırasındaki bazı savaşlarda Türklere komuta merkezi olduğu söylenmektedir.

Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eşkıya ve efe öyküleri anlatılır.

Yakalılardan bir çok insanın Yemen, Balkan, Galiçya, Filistin, 1.Dünya, Kafkas, Kurtuluş savaşına katıldığı, şehit ve gazi olduğu anlatılır. Hala şehit ailelerinden aylık alanlar bulunmaktadır.

Cumhuriyet kurulduktan sonra Yakalılar tarım ve hayvancılığa var güçleri ile sarılmışlar, yerleşik düzene uyum sağlayıp çok çalışarak geçim kaynaklarını artırmışlardır.

1960'lı yıllarda yurt dışına işçi göndermede atılgan davranmışlar , yasal ve yasal olmayan yollardan yurt dışına çok insan göndermişlerdir. Bunların çoğu işçi olmuştur. Bir kısmı bir süre çalışıp dönmüş , bir kısmı hala yurt dışındadır. Bunların 2. Kuşak çocuklarının çoğu orada işini kurmuştur.

Yurt dışı gelirlerinin arazi alımına yatıran Yakalılar sulama kanallarının yapımıyla elmacılıkta çevrede öne geçmişlerdir.

Yakanın eski ve yakın tarihi ile ilgili araştırmalar devam etmektedir.

Nüfus

Türkiye genelinde olduğu gibi Yaka kasabasının nüfusunun en önemli özelliği genç nüfusun çok olmasıdır. Okuma yazma bilenlerin oranı %98'dir. Nüfusun %52'sini Kadınlar %48'ni Erkekler oluşturur.

Kasabamıza geçmişte az sayıda göçmen gelmesinin yanında Kasabamızdan göç olayı fazla olmuştur. Göçün daha yoğun olduğu yerler Isparta ve Antalya şehirleridir.

Kesin olmamakla birlikte 1930'lu yıllarda 900 kişi 1940'lı yıllarda 1200 kişi, 1950'li yıllarda 1500 kişi, 1960'lı yıllarda 1800 kişilik nüfus olduğu sanılıyor. 1970 nüfus sayımında 2038, 1985 nüfus sayımında 2535, 1990 nüfus sayımında 2695, 1997 nüfus sayımında 2399, 2000 nüfus sayımında 2342 ve 2007 nüfus sayımında 2164 olduğu ve 2007 tarihinden sonraki nüfus değişiklikleri adresi dayalı sistemden takip edildiğinden 2009 yılında nüfusumuz 2087 düşmüş olup; resmi gazetede yayınlanmıştır.

Coğrafi Durumu

Kalkerli Karistik yapıya sahip olduğundan arazi çok engebelidir. Dağlar arasında rastlanan düzlüklerin çoğu tarıma elverişli değildir. Köyün verimli arazileri Gelendost ovasındadır. Bunun yanında Koçaklar, Dumlu, Ulupınar ve Çadırağaç gibi yüksek düzlüklerde tarımsal çalışmalar yapılır. Serpi, Çöğürlü, Karamıklı, Hacımemiş, Üçkuyu Ekizce, Ayıyalağı yaylalarında yazın hayvancılık yapılır. Söboova yaylasında ise hayvancılık yanında arpa, nohut, buğday üretimi de yapılır. Bu yaylaları Anamas Dağları ve kolları, Dedegöl, Güllüce ve Yandağ birbirinden ayırır . Dağların rakımı yer yer 2400 metreyi bulur . Araç ulaşımına geçit vermezler . Derbent geçidi açılırsa araç ulaşımı sağlanır. Bu yayla ve dağlarda ardıç ve çam ormanları yanında çayırlıklar bitki örtüsünü oluşturur. Kasabanın yerleşim yeri çevresinde Kocakoru, Ahmetalanı meşeliklerinin yanında Pınarlı koru'da yaz kış yeşil kalan maki çalılıkları da değişik bitki örtüşüdür. Kasaba sınırları içinde irili ufaklı vadiler vardır. Bunların en büyüğü olan Akdere vadisine akan çay kasaba içinden geçerek ovada kaybolur. Yaz başlarında da kurur.

Akderenin güneyindeki tepe heyelan tehlikesi oluşturur. Bu tehlike için D.S.İ. tarafından proje ile önlem alınmaya çalışılmaktadır.

Kasabada doğal güzelliği olan bir çok yer vardır. İstinamaz, Kayapınarı, Sofu Oluğu Toptaş, Söğütlü dere, Çadırağaç, Ekizce, Üçkuyu, Kadınoluğu, Dumlu, Ulupınar bunlardan bazılarıdır. Özel gün ve bayramlarda piknik yapmaya gidilen yerler: Kadın oluğu, Çöğürlü, Karamıklı, Cünübük,Hacımemiş yaylaları ile Çadır ağaç gibi su başlarıdır. Çomça pınarı kasabanın hemen üstünde olup; suyunun güzelliği ile ün yapmıştır. Bu konuda öyküleri bile vardır.Ama son yıllarda yapılan su aramaları ile suyun kalitesi kaybolmuştur.

İklimi karasal iklim ile Akdeniz iklimi arasında geçiş iklimidir. Hem Akdeniz, hem karasal iklim hem de ikisi arası özellikler yaşanır. Yağış genellikle Sonbahar kış sonu ve ilk baharda görülür. Yazın yağış olmaz. Bu nedenle sulu tarım için Eğirdir gölünden pompalanan ve D.S.İ kanalları ile taşınan su ile sondajlarla yeraltından çıkarılan yeraltı sularından yararlanılır.

Dış bağlantılar