Duyu sistemi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Etiket: referans etiketleri kaldırıldı
Kibele (mesaj | katkılar)
Gerekçe: + telif hakkı ihlali
4. satır:
Antik [[filozof]]lar duyuları "ruhun pencereleri" olarak tanımlamışlardır. [[Aristo]] bugün en çok bilinen 5 duyudan bahsetmiştir.<ref name="Britannica">{{Britannica|sensory reception, human}}</ref> Yaygın olarak bilinen, bu nedenle sıklıkla duyu sistemlerinin tamamını oluşturduğu düşünülen bu beşinin haricinde [[kas]]larda, [[tendon]]larda ve eklemlerde de duyu reseptörleri vardır. Bunlara [[kinestetik duyu]]lar denir.<ref name="Britannica"/> Bunun haricinde iç kulakta [[denge]]yi sağlayan reseptörler vardır ve bunlar denge duyusu sistemini oluştururlar.<ref name="Britannica"/> [[Dolaşım sistemi]]nde [[kan]]daki karbon dioksiti, basınç değişimlerini veya [[kalp atışı]] oranını tespit eden sensörler vardır. Ayrıca [[sindirim sistemi]]nde açlık ve susuzluk hissini tespit eden reseptörler vardır. Bunların haricinde duyu sistemleri de vardır. Örneğin beynin alt kısımlarında beynin iç ısısını ölçen hücreler vardır.<ref name="Britannica"/>
 
== Reseptörler ==
'''''1- GÖZ (GÖRME DUYU ORGANI) :'''''
Duyu reseptörleri; ışık, ısı gibi herhangi bir haricî uyarıcıya tepki gösterebilen ve duyu sinirlerine sinyal gönderen organ ya da hücredir.<ref>{{Oxford|receptor}}</ref> İşlevlerine göre üçe ayrılırlar:
Göz, görme duyu organıdır. Göz, kafatasının önündeki göz çukuru (yuvarlağı) içinde bulunur.
Gözde görme olayını sağlayan görme duyu hücreleri ile görüntüyü beyne iletebilen görme duyu sinirleri bulunur. Gözdeki görme duyu hücreleri tarafından alınan uyarılar (duyular = görüntüler), görme duyu sinirleri ile beynin görme duyu merkezine iletilir ve gelen uyarılar (duyular) burada değerlendirilerek görme olayı gerçekleştirilir.
 
=== Kemoreseptörler ===
a) Gözün Bölümleri :
Kemoreseptörler, burun ve dilde bulunan koku ve tat reseptörleridir. Kimyasal uyarıları algılarlar. Bazı iç organlarda da bulunurlar.
Göz, dıştan içe doğru sert tabaka (göz akı), damar tabaka ve ağ tabaka (retina) olmak üzere üç kısımdan oluşur.
 
=== Fotoreseptörler ===
1- Sert Tabaka (Göz Akı) :
Fotoreseptörler, gözde bulunan reseptörlerdir. Işığı algılarlar. Koni ve çomak hücreleri olmak üzere iki çeşidi vardır.
Gözün en dış kısmındaki gözü dıştan saran, gözü dış etkilerden koruyan beyaz renkli koruyucu tabakadır. Sert tabakada kan damarları bulunmaz.
Sert tabaka gözün ön kısmında küreselleşerek saydam tabakayı oluşturur.
 
=== Mekanoreseptörler ===
• Saydam Tabaka (Kornea) :
Mekanik ve fiziksel uyarıları algılarlar. Deride ve kulakta bulunur. Deride bulunan ve sıcak ile soğuğu algılayanlara termoreseptör denir.
Sert tabakanın gözün ön kısmında küreselleşmesiyle oluşan tabakaya saydam tabaka denir. Saydam tabaka göze ışığın ilk geldiği yerdir. Saydam tabaka göze gelen ışığı kırarak göz bebeğine düşürür.
 
2- Damar Tabaka :
Sert tabaka ile ağ tabaka arasında bulunan tabakadır. Damar tabakanın yapısında çok sayıda kılcal kan damarı ve siyah renk pigmentleri (tanecikleri) bulunur.
Damar tabakadaki kan damarları göz hücrelerini besler, siyah renk pigmentleri ise gözünün içinin karanlık olmasını, yansıma olmamasını ve net görüntü elde edilmesini sağlar.
Damar tabaka gözün ön kısmında iris ve göz bebeğini oluşturur.
 
• İris :
Gözün ön kısmında, düz kaslardan yapılan renkli (siyah, kahverengi, mavi, yeşil, ela) tabakadır.
İris dışarıdan gelen ışığın miktarına göre büyüyüp küçülerek göz bebeğinin büyüyüp küçülmesini sağlar.
 
 
 
• Göz Bebeği :
Gözün ön kısmında ve irisin ortasında bulunan açıklıktır. Göz bebeği, göze gelen ışığın gözün iç kısmına ilk girdiği yerdir. Göz bebeği, iris sayesinde büyüyüp küçülerek göze giren ışık miktarını ayarlar.
Göze fazla ışık gelirse iris incelir, uzar, genişler ve bu sayede göz bebeğini küçülterek göze az ışık girmesini (ve yansıma olmayıp net görüntü oluşmasını) sağlar.
Göze az ışık gelirse iris kısalır, daralır, küçülür ve bu sayede göz bebeğini büyülterek göze fazla ışık girmesini (net görüntü oluşmasını) sağlar.
 
3- Ağ Tabaka (Retina) :
Gözün en iç tabakasıdır. Gözdeki görme duyu hücreleri bu tabakada bulunur, görme duyu sinirleri bu tabakadan çıkar ve görme olayı bu tabakada gerçekleşir.
Görme duyu hücreleri ağ tabakanın her yerinde bulunabilir ve bu nedenle görüntü ağ tabakada herhangi yerde oluşabilir. Fakat en net görüntü sarı benekte oluşur.
Ağ tabakada bulunan görme duyu hücreleri çubuk (çomak) ve koni şeklinde olabilir. Çubuk şeklindeki görme duyu hücreleri az ışıkta (karanlıkta) siyah ve beyaz renklerin görülmesini, koni şeklindeki görme duyu hücreleri fazla ışıkta (aydınlıkta) diğer renklerin görülmesini sağlar.
Ağ tabaka gözün ön kısmında göz merceğini oluşturur. Sarı benek ve kör nokta da ağ tabakada bulunur.
 
• Sarı Benek (Sarı Leke) :
Ağ tabakada en net görüntünün oluştuğu yerdir ve göz bebeğinin tam karşısında bulunur. Görüntü sarı benekte ters olarak oluşur.
 
• Kör Nokta :
Sarı beneğin altında bulunan, görme duyu sinirlerinin gözden çıktığı yerdir. Kör noktada görme duyu hücreleri bulunmaz ve burada görüntü oluşmaz.
 
• Göz Merceği (Lens) :
Ağ tabakanın gözün ön kısmındaki bölümüdür. Göz merceği, göz bebeği ve irisin arkasında yer alan ince kenarlı bir mercektir. Göz merceği ağ ve damar tabakaya (kirpiksi) kaslar sayesinde bağlanmıştır.
Göz merceği, göz bebeğinden gelen ışınları, (kirpiksi) kaslar sayesinde incelip şişkinleşerek kırar ve sarı benek üzerine düşürür. Bu sayede göz uyumunu gerçekleştirir.
 
b) Göz Uyumu :
Bakılan cismin uzaklık ya da yakınlığına göre göz merceğinin kaslar sayesinde incelip şişkinleşerek (kalınlaşarak) cismin görüntüsünü sarı benek üzerine düşürmesine göz uyumu denir.
Yakındaki cisimlere bakıldığında göz merceği kasılarak şişkinleşir ve görüntüyü sarı benek üzerine düşürür. (Göz merceğinin şişkinleşmesi için kirpiksi kaslar gevşer. Göz merceği şişkinleşince yarıçapı küçülür, odak uzaklığı küçülür, kırıcılığı artar ve ışınları daha çok kırar).
Uzaktaki cisimlere bakıldığında göz merceği gevşeyerek incelir, uzar ve görüntüyü sarı benek üzerine düşürür. (Göz merceğinin incelmesi için kirpiksi kaslar kasılır. Göz merceği incelince yarıçapı büyür, odak uzaklığı büyür, kırıcılığı azalır ve ışınları daha az kırar).
Göz merceği her uzaklıktaki cisimler için göz uyumunu gerçekleştiremez. Göz merceği göze 25 cm ile 13 m uzaklıkta bulunan cisimler için göz uyumunu gerçekleştirebilir.
c) Gözün Yardımcı Organları (Bölümleri) :
 
1- Göz Kapakları :
Gözü dış etkilerden korur ve (göz kırpma sayesinde) gözün nemli kalmasını sağlar.
 
2- Kaşlar :
Alından gelen teri tutarak göz inmesini önler.
 
3- Kirpikler :
Göze gelen tozları tutarak göze girmesini önler.
 
4- Gözyaşı Bezleri :
Salgıladığı gözyaşı salgısı ile gözün temizlenmesini ve nemli olmasını sağlar.
 
5- Göz Kasları :
Gözün her yöne kolayca hareket etmesini sağlar (6 tanedir).
 
6- Yağ (Çapak) Bezleri :
Salgıladığı yağ salgısı ile gözün göz çukuru içinde kolay hareket etmesini ve göz çukurunun kaygan olmasını sağlar. Yağ bezleri göz kapaklarının kenarında bulunur.
 
d) Görme Olayı :
Bir cismin görülebilmesi için o cismin ya ışık kaynağı olması ya da ışık kaynağı tarafından aydınlatılmış olması gerekir.
Cisme bakıldığında cisimden çıkan veya yansıyan ışınlar önce saydam tabakada kırılarak göz bebeğine gelir. Göz bebeği gelen ışığın miktarını (şiddetini) iris sayesinde ayarlar ve ışınlar göz bebeğinden geçerek göz merceğine gelir. (Ön odadan geçerek göz bebeğine düşer). Işınlar göz merceğinde kırılarak (göz uyumu gerçekleştirilerek) ağ tabakadaki sarı benek üzerine düşer. (Göz bebeğinden sonra arka odadan geçer ve göz merceğine gelir). Sarı benek üzerine düşen ışınlar ters görüntü oluşturur ve burada oluşan görüntü görme duyu hücreleri (almaçları = reseptörleri) tarafından alınarak görme duyu sinirlerine aktarılır. Görme duyu sinirleri görüntüyü beynin görme duyu merkezine iletir. Görme duyu merkezinde görüntü ile ilgili bilgiler değerlendirilir, ters olan görüntü düzeltilir ve görme olayı gerçekleşir.
 
'''2- KULAK (İŞİTME DUYU ORGANI) :'''''Eğik metin''
Kulak, işitme duyu organıdır. Çevreden gelen ses dalgalarının (sinirsel uyartılara çevirerek) işitilmesini ve denge olayının gerçekleşmesini sağlar. Kulak, başın her iki yanında, şakak kemikleri içindeki oyuğa yerleşmiştir.
Kulak dıştan içe doğru dış kulak, orta kulak ve iç kulak olmak üzere üç bölümden oluşur.
 
a) Kulağın Bölümleri :
 
1- Dış Kulak :
Dış kulak, kulak kepçesi ve kulak yolundan oluşur.
Kulak kepçesi, kıkırdaktan yapılmış, üzeri deri ile örtülmüş ve kıvrımlı yapıya sahip olan kısımdır. Kulak kepçesi, çevreden gelen ses dalgalarını toplayarak kulak yoluna iletir.
Kulak yolu, kulak kepçesi ile kulak zarı arasında uzanan 2 – 3 cm uzunlundaki kanaldır. Kulak yoluna işitme kanalı da denir. Kulak yolu, kulak kepçesi tarafından toplanan ses dalgalarının kulak zarına iletilmesini ve kulak zarının titreşmesini sağlar.
Kulak yolunda bulunan salgı bezleri kulak kiri denilen sarı renkli salgı üretirler. Kulak kiri, kulağa giren toz ve mikropların tutulmasını, kulak zarının nemli ve esnek olmasını sağlar ve kulak zarının yırtılmasının önler.
 
2- Orta Kulak :
Orta kulak, kulak zarı ile dış kulağa, oval pencere ile de iç kulağa bağlıdır. Orta kulakta kulak zarı, çekiç–örs–üzengi kemikleri bulunur ve orta kulağın içi havayla doludur.
Kulak yolu ile gelen ses dalgaları kulak zarına çarparak kulak zarını titreştirir. Kulak zarı titreşince buraya bağlı olan çekiç–örs–üzengi kemikleri de titreşir. Bu kemikler, kulak zarından aldıkları ses titreşimlerinin şiddetini arttırarak bu titreşimleri iç kulaktaki oval pencereye verirler.
Orta kulağı yutağa bağlayan boruya östaki borusu denir. Östaki borusu dış kulak ile orta kulak arasındaki (kulak zarının her iki yanındaki) hava basıncının dengelenmesini ve kulak zarının yırtılmamasını sağlar.
 
3- İç Kulak :
Orta kulağa oval pencere ile bağlıdır. İç kulakta oval pencere, dalız, salyangoz, yarım daire kanalları, tulumcuk, kesecik, işitme duyu hücreleri, işitme duyu sinirleri, denge ile ilgili sinirler bulunur ve iç kulağın içi sıvıyla doludur.
Orta kulaktan gelen ses titreşimlerini alan ve salyangoza ileten organa dalız denir.
İç kulakta işitme duyu hücrelerinin bulunduğu, işitme duyu sinirlerinin bağlandığı ve içi sıvıyla dolu olan organa salyangoz denir. (Salyangozun içi lenf sıvısıyla doludur). Salyangozda, işitme duyu hücrelerinin bulunduğu organa korti organı denir.
Beyincik ile birlikte vücudun dengesini sağlayan ve içi sıvıyla dolu olan kanallara yarım daire kanalları denir. Yarım daire kanalları üç tane olup vücudun dengesini hem beyincik hem de buraya bağlı olan tulumcuk ve kesecik denilen torbalar sayesinde sağlar. Yarım daire kanallarına denge ile ilgili sinirler bağlıdır. Bu sinirler, yarım daire kanallarındaki uyartıyı önce beyine buradan da beyinciğe götürür.
 
b) İşitme Olayı :
Ses, havada dalgalar (su dalgaları gibi) halinde yayılır. Çevreden gelen ses dalgaları kulak kepçesi tarafından toplanarak kulak yoluna iletilir ve kulak yolu ile kulak zarına getirilerek kulak zarı titreştirilir. Kulak zarı titreşince buraya bağlı olan çekiç–örs–üzengi kemikleri de titreşir ve bu kemikler ses titreşimlerinin şiddetini arttırarak bu titreşimleri oval pencereye verirler. Oval penceredeki ses titreşimleri burada bulunan dalız ile (içindeki sıvıyı titreştirmesi sayesinde) alınarak salyangoza iletilir. Salyangoza gelen ses titreşimleri (salyangozda bulunan sıvıyı titreştirir ve korti organındaki duyu hücrelerini uyarır) korti organında bulunan işitme duyu hücreleri tarafından alınarak işitme duyu sinirlerine aktarılır ve sinirler yardımıyla beynin işitme duyu merkezine taşınır. Gelen uyartılar beyin tarafından değerlendirilir ve işitme olayı gerçekleşir.
c) Kulak Sağlığı ve Korunması :
Kulak sağlığını korumak için;
 
1- Kulak yolu kirlendiğinde temizlenmelidir. (İşitme zorluğuna yol açabilir).
2- Ucu sivri eşyalarla kulak karıştırılmamalıdır. (Kulak zarı yırtılabilir).
3- Kulağa su kaçtığında temizlenmelidir.
4- Şiddetli darbelerden korunmalıdır. (Kulak zarı yırtılabilir veya kulak kemikleri yerlerinden oynayabilir).
5- Gürültülü (yüksek) ortamlarda bulunulmamalıdır.
6- Çok yüksek gürültüde ağız açılıp kulaklar kapatılmalıdır. (Ağızdan giren hava ile orta kulaktaki hava basıncını dengelemek için).
7- Yüksek sesle bağırılmamalıdır. (Kulak zarının gerilmesine neden olur).
8- Diş sağlığına dikkat edilmelidir. (Çürük dişler orta kulak iltihabına yol açar).
9- Rahatsızlıklarda doktora gidilmelidir.
 
d) İşitme Bozuklukları :
İşitme bozuklukları doğuştan veya sonrada hastalıklara veya kazalara bağlı olarak oluşabilir.
Kulak zarının sertleşmesi, orta kulaktaki kemiklerin kaynaşması veya iç kulaktaki zedelenmeler doğuştan sağırlığa yol açar.
Şiddetli darbeler sonucu kulak zarının yırtılması, kulak kemiklerinin yerinden oynaması veya işitme duyu sinirlerinin zedelenmesi sağırlığa yol açar.
Ağız ve burundan giren mikroplar östaki borusundan geçerek orta kulağa gelir ve orta kulak iltihabına yol açar. Tedavi edilmezse iltihap beyne geçebilir veya kulaktan dışarı akabilir. Bu hastalıkta kulakta çınlama, uğultu, şiddetli ağrı ve işitme bozuklukları görülür. Beyne geçen iltihap menenjit hastalığına yol açar.
 
'''3- BURUN (KOKU ALMA DUYU ORGANI) :'''''Eğik metin''
Burun, hem koku alma duyu organı hem de solunum sistemi organıdır. Burnun ön tarafı kıkırdaktan, arka tarafı kemikten yapılmış, üstü ise deri ile örtülmüştür. Burun ön taraftan burun delikleri ile dışarı açılır, arka taraftan da yutağa bağlıdır ve burnun iç kısmı sapan kemiği ile ikiye ayrılmıştır. Burunda; burun kılları, burun kanalları, kılcal kan damarları, mukoza, koku alma duyu hücreleri bulunur ve koku alma duyu sinirleri çıkar.
Burun boşluğunun iç yüzeyini örten ve salgı üreten hücrelerin oluşturduğu (epitelyum) dokuya mukoza denir. Mukoza, mukus (sümük) salgısını üretir.
Burun boşluğunun iç yüzeyini örten mukoza tabakasında çok sayıda kılcal kan damarı bulunur ve mukozadaki salgı üreten hücrelerin arasından burun kılları çıkar.
Burundaki burun kılları ve mukusa salgısı hava ile giren toz ve mikropların tutulmasını sağlar.
Burundaki burun kanalları ve mukozadaki kılcal kan damarları havanın ısıtılıp nemlendirilmesini sağlar.
Burun boşluğunun üst kısmında koku alma duyu hücrelerinin bulunduğu ve koku alma duyu sinirlerinin bağlandığı yere sarı bölge veya koku alma alanı denir. Sarı bölge, kokuların algılandığı yerdir ve sarı bölgedeki koku alma duyu hücreleri mukus içinde gömülü haldedir. Sarı bölgede koku alma duyu sinirlerinin toplandığı yere koku soğancığı denir.
 
a) Koku Alma Olayı :
Herhangi bir cismin kokusunun algılanabilmesi için o cisimden çıkan gaz halindeki koku taneciklerinin havaya karışması gerekir. Havaya karışan koku tanecikleri hava ile birlikte burun deliklerinden girerek burun boşluğundan geçer. Bu sırada havadaki toz ve mikroplar tutulur, hava ısıtılıp nemlendirilir ve hava sarı bölgeye gelir. Sarı bölgeye gelen koku tanecikleri mukus (sümük) içinde çözünerek (eriyerek), mukus içinde gömülü olan koku alma duyu hücrelerini uyarır. Koku alma duyu hücreleri bu uyarıları (koku soğancığında bulunan) koku alma duyu sinirlerine aktarır ve uyarılar koku alma duyu sinirleri ile beynin koku alma duyu merkezine iletilir. Gelen uyartılar beyin tarafından değerlendirilir ve koku alma olayı gerçekleşir (koku algılanmış olur).
b) Burun Sağlığı ve Korunması :
Burun sağlığını korumak için;
 
1- Burun temiz tutulmalıdır.
2- Burun kılları kopartılmamalıdır.
3- Burun karıştırılmamalıdır. (Mukozanın zarar görmemesi için).
4- Keskin ve yakıcı kokulu maddelerden (asit, amonyak,..) uzak durulmalıdır.
5- Burun kanamalarında burun kemikleri sıkılmalı ya da burun üzerine buz konulmalıdır.
6- Nezle ve gribe karşı C vitamini içeren besinler alınmalıdır.
7- Burun tıkanmışsa temizlenmelidir.
8- Sinüzite yakalanmamak için burna bol su verilmelidir.
 
'''4- DİL (TAT ALMA DUYU ORGANI) :'''''Eğik metin''
Dil, tat alma duyu organıdır. Dil ayrıca besinlerin çiğnenmesine, yutulmasına ve konuşmaya yardımcı olur.
Dil, düz kaslardan yapılmıştır. Dilde, tat alma duyu hücreleri ile tat alma duyu sinirlerinin bulunduğu kabarcıklara tat tomurcukları veya tat cisimcikleri denir.
 
a) Tat Alma Olayı :
Besinlerin (cisimlerin) tadının algılanabilmesi için o besin maddesinin (veya cismin) dildeki veya damaktaki tükürük sıvısı içinde çözünmesi (erimesi) gerekir.
Tükürük sıvısı içinde çözünen besinler, dilin üst kısmındaki tat tomurcuklarında bulunan tat alma duyu hücrelerini uyarır ve bu uyarılar tat alma duyu sinirleri yardımıyla beyindeki tat alma duyu merkezine iletilir. Gelen uyartılar beyin tarafından değerlendirilir ve besinlerin tadı algılanmış olur (tat alma olayı gerçekleşir).
Dilin her tarafı her tadı aynı derecede algılayamaz.
• Dilin uç tarafı tatlıyı,
• Dilin ön yan kenarları tuzluyu,
• Dilin arka yan kenarları ekşiyi,
• Dilin arka tarafı acıyı daha iyi algılar.
 
b) Tat Alma ve Koku Alma Arasındaki İlişki :
Beyinde, tat alma ve koku alma duyu merkezleri birlikte çalıştığı için tat alma ve koku alma duyu organları (yani burun ve dil de) birlikte çalışır. Bu nedenle kokusu iyi algılanamayan besinlerin tadı da iyi algılanamaz.
 
NOT : 1- Grip ve nezle durumunda besinlerin kokusu iyi algılanamadığı için tadı da iyi
algılanamaz.
2- Cisimlerin tadının algılanabilmesi için tükürük sıvısı içinde çözünmesi (erimesi) gerekir.
3- Tükürük salgısı kulak altı, dil altı ve çene altında bulunan tükürük bezleri tarafından salgılanır.
4- Dilde, tat tomurcuklarının olduğu yere papila denir.
5- Tükürük sıvısı, ağzın kurumasını önler ve konuşmayı kolaylaştırır.
6- Yenilen besinlerin acı olduğunun yutulurken algılanmasının (anlaşılmasının) nedeni, acı tadı alma bölgesinin dilin arka tarafında olmasıdır.
 
'''5- DERİ (DOKUNMA; HİSSETME DUYU ORGANI) :'''''Eğik metin''
Deri, vücudun dış yüzeyini öreten dokunma, hissetme duyu organıdır. (En büyük duyu organıdır). Deri, sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık, ağrı, basınç, düzlük, pürüzlülük gibi çevreden gelen uyarıları yani dış etkileri algılayabilir.
Deri, üst deri ve alt deri olmak üzere iki tabakadan oluşmuştur.
 
a) Derinin Kısımları :
Deri, üst deri ve alt deri olmak üzere iki tabakadan oluşmuştur.
 
1- Üst Deri (Epidermis = Ekdoderm) :
Derinin üst kısmındaki ince tabakadır. Üst deri iki tabakadan oluşur.
 
• Korun Tabakası :
Üst derinin en üst kısmındaki yassı ve ölü hücrelerden oluşan tabakaya korun tabaksı denir. Bu tabakadaki ölü hücreler, alttaki hücreleri korur ve zaman zaman kepek şeklinde dökülür.
(Bu tabakadaki ölü hücreler sert ve lifli proteinlerle yani keratinle doludur. Bu nedenle bu tabakaya keratin tabakası da denir).
 
• Malpighi Tabakası :
Korun tabakasının alt kısmında bulunan, canlı ve deriye renk veren (sarı, kızıl, beyaz, siyah) hücrelerden oluşan tabakaya malpighi tabakası denir. Bu tabaka deriye renk verir ve bu tabakada ölen hücreler (korun tabakasına katılarak kepek şeklinde dökülen hücrelerin yerini alırlar yani) korun tabakasını oluştururlar.
Üst deride; kan damarları,, duyu hücreleri ve duyu sinirleri bulunmaz. Saç, kıl, tırnak, boynuz gibi yapılar üst deriden vücut yüzeyine çıkarlar.
 
2- Alt Deri (Dermis = Endoderm) :
Üst derinin alt kısmında yer alan ve üst deriye göre daha kalın olan tabakadır.
Alt deride; kan damarları, duyu hücreleri, duyu sinirleri, kıl kasları, kıl kökleri, ter bezleri, süt bezleri, yağ bezleri bulunur ve alt derinin en alt kısmında yağ tabakası yer alır.
Alt deride bulunan yağ tabakası vücut ısısını korur, ısı kaybını önler, vücudu dış etkilere karşı korur ve deriyi nemli tutar.
 
b) Dokunma (Hissetme) Olayının Gerçekleşmesi :
Alt deride dokunma duyu hücreleri ile duyu sinir uçlarının bulunduğu yere duyu cisimciği denir.
Sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık, ağrı, basınç gibi uyarılar (duyular) alt derideki duyu cisimciğinde bulunan duyu hücrelerini uyarılır ve bu uyarılar duyu sinirlerine aktarılarak sinirler yardımıyla beyindeki dokunma, hissetme duyu merkezine iletilir. Gelen uyartılar beyin tarafından değerlendirilir ve dokunma, hissetme duyusu algılanmış olur.
(Duyu cisimciğinde bulunan duyu hücreleri sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık, ağrı, basınç gibi uyarıları (duyuları) algılayarak dokunma duyu sinirlerine aktarır ve sinirler yardımıyla beynin dokunma, hissetme duyu merkezine iletir. Gelen uyartılar burada değerlendirilir ve dokunma, hissetme duyusu algılanmış olur).
Dokunma duyu hücrelerinin sayısı derinin her yerinde aynı değildir. Bu nedenle derinin her yeri aynı oranda duyuları algılayamaz.
(Deride bulunan duyu hücreleri görevlerine göre özelleşmiştir. Duyu hücrelerinden bir kısmı sıcağı, bir kısmı, sertliği, bir kısmı acıyı algılayacak şekilde özelleşmişlerdir).
 
== Kaynakça ==
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Duyu_sistemi" sayfasından alınmıştır