Adam Mickiewicz: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Sayginer (mesaj | katkılar)
düzenleme fena olmaz
7. satır:
 
== Hayatı ==
 
Adam Mickiewicz [[Polonya]]'nın, komşu devletler tarafından parçalanmasından birkaç yıl sonra, [[1798]] yılında, [[Novogrodek]] şehrinde doğdu. Küçük yaşta, haksızlığa ve baskına uğrayan vatandaşlarının, duygularını şiir olarak yazmaya başladı. Aslında çok hisli bir şairdi. Hürriyetinden yoksun kalmış ulusunun intikamını almak ve bu duyguları her Polonyalının kalbinde ve kafasında filizlendirmek için, en uygun olan vasıtayı yani şiiri seçmişti.
 
Satır 20 ⟶ 19:
Okul arkadaşlarının çoğu, hürriyet aşkıyla, ülküleri uğrunda, içtikleri and'a bağlı kalarak, değişik yabancı ülkelerde ömürlerini tamamladılar. Sevdiği sınıf arkadaşlarından biri Amerika'ya, diğeri [[Iran]]'a gitti. Birçoğu [[Fransa]]'ya kaçtı. Kendisi, [[Çarlık Rusyası]]'nda takibata uğradı. [[Almanya]]'ya geçti. Oradan Fransa'ya kaçtı. Çünkü [[Polonya]]'da başarısızlıkla neticelenen bir kurtuluş ayaklanması denenmişti. Bir kısım arkadaşları, Sibirya'da, sürgünde öldüler. Şair, mutsuzluk içerisinde yurdunu terk etti. Vatanın'dan uzakta fakat kalbi vatanı için çarparak yaşadı.
 
== Siyasî Hayatıhayatı ==
 
Adam Mickiewicz, bir göçmen gibi gurbet ellere sığındıktan sonra bütün varlığıyla, Polonya'nın bağımsızlığa kavuşması için çaba harcadı. Bu amaçla İtalya, Almanya, Macaristan ve Romanya'daki Polonyalı göçmenlerin toplantılarına katıldı. Yıllarının çoğunu, Paris'te profesörlük yaparak, aynı zamanda Fransa'ya sığınan Polonyalı ihtilalcilerle işbirliği yaparak geçirdi. Dünyanın dört bucağına dağılmış olan Polonyalı göçmenlerle yazışmalar yaptı, birleştirici ilişkiler kurdu.
 
Satır 30 ⟶ 28:
Gençlik yıllarında sevdiği bir kız yüzünden hayal kırıklığına uğraması, onun kalbini, kafası gibi vatanına bağladı. Artık onun kalbi, aşkı için değil, yurdu için çarpıyordu.
 
== EvliliğiÖzel hayatı ==
 
Şair, çocuk yaşında [[Maria Wereszczakowna]]'ya aşık oldu. Ancak devrinin geleneğine göre, asil bir aile kızı olan Maria, halk tabakasından birinin oğlu olan, Mickiewicz ile evlenemezdi. Sevgilisinin ailesi, kızlarının evlenme arzusuna şiddetle karşı koydu. Birbirini içtenlikle seven gençler, toplumlarının geleneksel kurallarına boyun eğmek zorundaydılar. Gözyaşlarıyla birbirlerinden ayrıldılar. Şair Adam Mickiewicz, içinin burukluğunu, sonsuz sevgisini, şiirlerine aktararak, Wereszczakowna'nın adını, Polonya edebiyatında ebedileştirdi. Maria, babasının seçtiği, başka bir gençle zorla evlendirildi.
 
Satır 48 ⟶ 45:
Polonya'nın milli şairi Mickiewicz cebinde, [[ll. Napolyon]]'un bir mektubu ile seyahata çıkmıştı. Bu açık mektupta, Fransa imparatoru şaire her yerde saygı gösterilmesini, rica ediyordu. Adam Mickiewicz [[1855]] yaz sonlarında İstanbul'a gelerek şimdiki [[Bulgaristan]]'daki [[Burgaz]]'a gitti. Orada savaşa hazırlanan Polonya birliklerini ziyaret etti. Hemşerisi Çayka Paşa'nın misafiri oldu.
 
== Adam Mickiewicz'in istanbulİstanbul'daki Yaşantısıyaşantısı ==
 
"Gemi sabah saat beşte, güneş doğmadan Istanbul Limanı'na girmek için yavaşlıyordu. Saat altıda şehri değil, adeta bir mucizeyi gördük (...) Doğan güneş bütün pencereleri ve minareleri altın ışınlarıyla parlatıyordu. Gerçekten büyüleyici bir şehir". Mickiewicz'in Doğu seyahatinin yoldaşı Henryk Sluzalskı Istanbul'dan ilk izlenimlerini böyle anlatıyordu. Anlatılan sabah [[22 Eylül]] [[1855]] gününün sabahıydı. Arkadaşlarıyla birlikte adı geçen Sluzalskı ve şairin sekreteri olan Armand Levy ile Istanbul'a gelen Mickiewicz, karşılaşacağı yaşam koşullarının ilkel nitelikte olmasını bekliyordu. Polonyalı grubun yanlarında kamp hayatında kullanılabilecek her türlü eşya vardı. Bunların gemiden indirillmesinin iki saat sürdüğü bilinmektedir.
 
Satır 74 ⟶ 70:
Kira yüksek olmadığından Mickiewicz bu karanlık daireye taşınmaya razı oldu. Ayrıca da orada uzun zaman kalmaya niyeti yoktu. Aralık başında Bulgaristan ve Sırbistan'a yolculuk edecekti. Maalesef ölümcül hastalık bu planların gerçekleşmesine imkân vermemiştir.
 
== Şairin= İstanbul'daki Evievi ===
 
İstanbul'un [[Beyoğlu]] semtinde (Tatlı Badem sokağı)'nda köşebaşında, 29 nolu bir bina vardır. Bu üç katlı, her katta küçük iki odası bulunan 128 yıl önce, Polonya'nın milli şairi Mickiewicz'in oturduğu ve gözlerini kapadığı evdir. Bu ev Kırım Savaşı'nda Polonyalılar'ın "toplandıkları, hararetli konuşmalar yaptıkları, bir merkezdi. Adam Mickiewicz ve arkadaşları bu evde kalırlar, yemeklerini kendileri pişirirlerdi. Polonyalı göçmenler arasında, 1830 yılındaki ayaklanma sonunda Istanbul'a gelen, ve Polonezköy'ü kuran Adam Czartoryski, yazar T. T. Jez ile (Hanri) takma adıyla Sobozowski ve sonradan müslüman olan Adam Michalowski de vardı. Şairin evinde kalan yakın arkadaşlarından Sobozowski o günlerde gönüllü olarak Kırım Savaşı'na katılacaktı. Ilk iş olarak bu savaşa katılanların giydikleri orijinal bir kalpakla, elbise satın aldı. Şair Mickiewicz, anılarında, bu arkadaşının orijinal kalpağıyla, pasaportundan başka hiçbir şeye değer vermediğini uzun uzun anlatır. Polonyalılar'ın Tarlabaşı'nda o sıralarda yadırgadıkları tek şey yangındı. Çünkü Istanbul'da sık sık yangın oluyordu. Günün birinde kendi evlerine sirayet edeceği korkusuyla, bu savaş yolcusu arkadaşının, uyurken kalpağıyla pasaportunu daima yastığının altına yerleştirdiğini, bir yangın çıktığında, önce bunları kurtarmayı tasarladığını hikâye eder.
 
== Ölümü ==
[[1885]] yılında İstanbul'da [[kolera]] kol geziyordu. Şair, koleralı hastalara, geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Oradan aldığı Kolera mikrobuyla, 10 gün içerisinde, kötüleşti. Hastalığının kolera olduğunu ve bu hastalıktan kurtuluş bulunmadığını biliyordu. Bir ülkü uğrunda, Türkiye'ye gelmiş bulunan şairin-bile bile ölüme giderken-başucundan ayrılmayan vefalı arkadaşı ve Türk ordusunda büyük hizmetleri bulunan Polonyalı Iskenderİskender Paşa'ya şöylediği son sözler, şu oldu:
 
"Istanbulİstanbul'da, koleradan öleceğimi bilseydim, yine buraya gelirdim. Çünkü bu benim görevimdi. Ben, Fransa'da bir ilim akademisinin umumi katibi olmaktansa, bir Türk taburunun katibi olmayı tercih ederim."
[[1885]] yılında İstanbul'da [[kolera]] kol geziyordu. Şair, koleralı hastalara, geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Oradan aldığı Kolera mikrobuyla, 10 gün içerisinde, kötüleşti. Hastalığının kolera olduğunu ve bu hastalıktan kurtuluş bulunmadığını biliyordu. Bir ülkü uğrunda, Türkiye'ye gelmiş bulunan şairin-bile bile ölüme giderken-başucundan ayrılmayan vefalı arkadaşı ve Türk ordusunda büyük hizmetleri bulunan Polonyalı Iskender Paşa'ya şöylediği son sözler, şu oldu:
 
"Istanbul'da, koleradan öleceğimi bilseydim, yine buraya gelirdim. Çünkü bu benim görevimdi. Ben, Fransa'da bir ilim akademisinin umumi katibi olmaktansa, bir Türk taburunun katibi olmayı tercih ederim."
 
Ölürken de belirttiği gibi, Mickiewicz'in Fransa'daki son şerefli görevi, ilim akademisi umumi kâtipliğiydi. Fakat Türk ordusunda bir kâtip olarak çalışmayı, Fransa'daki ilmi görevinin üstünde görüyordu.
 
[[26 Kasım]] [[1855]] günü Şairşair [[Pera]]'da (bugünkü Beyoğlu) vefat etmiştir. Şehrin kenarındaki bu karanlık oda Şairin binbir güçlükte dolu hayatını simgelemektedir.
 
Adam Mickiewicz'in ölümü çok soğuk ve kapalı bir güne rastlar. Şair'in arkadaşı olan Tarih Yazarı T.T. Jez'in cenaze törenini tasvir eden yazısından anlaşıldığına göre, gurbette ölen bu Hürriyet Şair'i için, Istanbul'da çok sessiz bir tören yapılır. Bu töreni siyahlar giymiş müslümanlar, Mollalar da hüzünlü çehrelerle izlerler. Şair'in oda arkadaşı bu hazin cenaze törenini şöyle anlatıyor:
Satır 99 ⟶ 93:
 
== Müzesi ==
Ölmüş olduğu binada Adam Mickiewicz Müzesi'ni kurma düşüncesi Şairin ve vefatının 100. yıldönümünde, yani 1955 senesinde gerçekleştirilmiştir. Bina onarılmış ve 1984 yılında müze-ev olarak düzenlenmiştir.<ref name="Türkiye Müzeleri">{{Kitap kaynağı | son = Önder | ilk = Mehmet | başlık = Türkiye Müzeleri | yayımcı = Türkiye İş Bankası| yer = Ankara| yıl = 1999 | erişimtarihi = 04 Mart 2010 | id = ISBN 975-458-044-8 | dil = Türkçe | sayfalar = 235}}</ref> Polonya Kültür ve Sanat Bakanlığının gayreti ve Türk makamlarının yardımı sayesinde şairin hayatını konu alan sergi açılmıştır. Tatlı Badem Sokağındaki binanın cephesi üzerinde bulunmakta olan dördüncü hatıra levhası bu olayı anımsatmaktadır.
 
Ölmüş olduğu binada Adam Mickiewicz Müzesi'ni kurma düşüncesi Şairin ve vefatının 100. yıldönümünde, yani 1955 senesinde gerçekleştirilmiştir. Bina onarılmış ve 1984 yılında müze-ev olarak düzenlenmiştir.<ref name="Türkiye Müzeleri">{{Kitap kaynağı
| son = Önder
| ilk = Mehmet
| yazarurl =
| yardımcıyazarlar =
| başlık = Türkiye Müzeleri
| yayımcı = Türkiye İş Bankası
| yer = Ankara
| yıl = 1999
| ilkyayıntarihi =
| erişimtarihi = 04 Mart 2010
| id = ISBN 975-458-044-8
| dil = Türkçe
| sayfalar = 235
}}</ref> Polonya Kültür ve Sanat Bakanlığının gayreti ve Türk makamlarının yardımı sayesinde şairin hayatını konu alan sergi açılmıştır. Tatlı Badem Sokağındaki binanın cephesi üzerinde bulunmakta olan dördüncü hatıra levhası bu olayı anımsatmaktadır.
 
Geçmişte Polonya'nın komşuları tarafından yutulmak istendiği yıllarda, buna hiçbir Avrupa Devleti ses çıkartmamıştır. Bu ülkenin parçalanmasına tek itiraz sesi, Türkler'den gelmişti. Tarih, Türk ulusunun cesaretini, insancıllığını, ve mazlumlara karşı yakın ilgisini gösteren böylesine göğüs kabartıcı olaylarla doludur. Büyük Şair Mickiewicz gerek Paris'te, gerekse Türkiye'ye geldiğinde bunu daima tekrarlamıştır:
Satır 124 ⟶ 103:
 
== Dış bağlantılar ==
 
*[http://www.stambulkg.polemb.net/index.php?document=90 Polonya Büyükelçiliğinden]
*[http://www.culture.pl/web/english/resources-literature-full-page/-/eo_event_asset_publisher/eAN5/content/adam-mickiewicz Adam Mickiwicz], [http://www.culture.pl/web/english/news culture.pl] (İngilizce)
 
[[Kategori:Polonyalı şairler]]
[[Kategori:1798 doğumlular]]
[[Kategori:1855 yılında ölenler]]
[[Kategori:Polonyalı şairler]]
[[Kategori:1848 Devrimleri'nde kişiler]]
 
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Adam_Mickiewicz" sayfasından alınmıştır