Alevilik: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
==== Karakoyunlular’ın Safev’îyye Tarikâtı’nin i’tikadî eğilimleri üzerindeki tesirleri ====; ==== Yavuz’un Anadolu’da kırk bin Safevî’yye taraftarını i’damı ====; ==== Safevî – Osmanlı siyâsî mücadelesi ====;
Küçük düzeltme: Şem’ûn|Şem’ûn,
225. satır:
* İkinci mertebede bulunanlara ise daha değişik bir yönden hitap edilmekteydi. Burada şahsa eski âlimlerin akidelerini kabullenmekle insanlığın büyük bir delâlet içerisine düşeceği ve ilâhî hâkikatin sırrının ancak imâmlara bahşedilmiş bir ayrıcalık olduğu söylenmektedir.
* Üçüncü derecede bulunanlara [[Şia|Şîʿa]]’nın diğer fırkalarında olduğu gibi imâmların adedinin on iki olmayıp yedi olduğu, yedi adedinin kudsiyeti ile bütün temsiliyetin [[Bâtınîlik]] dîninin kurucusu olan yedinci imâma ait olduğu bildirilir.
* Dördüncü mertebeye erişebilenlere ise kâdim dinlerin kâmilen ilga edildiği ve bu yedi imâmın birer de yardımcısı olduğu ve bunların dini yaymakla ve yüceltmekle görevlendirildikleri anlatılır. Peygamberlere “Nâtık” ve yardımcılarına da “[[Sâmet]] İmâm” unvanı verildiği söylenir. Her yedi “[[Sâmet]]” silsilesinin sonunda bir “Nâtık” gönderildiği ve böylece dinin sürekli olarak geliştirildiği söylenir. [[Âdem|Hazreti Âdem]]’den ve oğlu [[Şit]]’ten itibaren altı ''“Nâtık–[[Sâmet]]”'' silsilesinden sonra ([[Nuh|Nûh]]–[[Sam]]), ([[İbrahim]]–[[İsmail|İsmâ‘il]]), ([[Musa|Mûsâ]]–[[Harun (peygamber)|Hârun]]), ([[İsa|İsâ]]–Şem’ûn–[[Şimon (Beni İsrail)|Şem’ûn]]), ([[Muhammad|Muhammed bin ʿAbd Allâh]]–[[Ali|Ali bin Ebâ Tâlib]]), (Muhammed bin İsmâ‘il (Meymûn’ûl-Kaddâh<ref>Mustafa Öz, ''Mezhepler Tarihi ve Terimleri Sözlüğü,'' Ensar Yayıncılık, İstanbul, 2011.<small> [Muhammed bin İsmâ‘il bin Câ’fer’in eğitmeni olan kişinin adıdır. Daha sonra oluşan [[Bâtınîlik]] Mezhebi’nin i’tikadî ilkelerini tesbit etmiştir.]</small></ref><ref>[[Yaşar Nuri Öztürk]]: [[En-el Hak]] İsyanı [[Hallâc-ı Mansûr]], Cilt 1, Sayfa 61, Yeni Boyut, 2011.<small> [Bâtınîliğin kurucusu olan Muhammed bin İsmâ‘il’in gizli kod adı olan bu isim aynı zamanda pek çok kişi için de kullanılmıştır.]</small></ref>)–ʿAbd Allâh İbn-i Meymûn ve Oğulları) ile hitam bulan ''“Nâtıklar ve [[Sâmet]]ler silsilesi”'' ile sürmektedir. Gözle görülen eşyanın [[tasavvuf]]î mânalarını kaldıran İbn-i Meymûn’dur ve herkes ona itaatle yükümlüdür. [[Hazreti Muhammed]]’den sonra bir peygamber daha gelecektir. Bu i’tikatları tamamıyle kabullenmiş olan bir “[[Bâtıni]]” artık [[İslâmiyet]]’le olan alâkasını tamamen koparmış durumdadır.<ref>Tahir Harimi Balcıoğlu, ''Türk tarihinde mezhep cereyanları – Şîʿa-i Bâtın’îyye’nin menşe’ ve akideleri,'' Sayfa: 233, Ahmet Sait tab’ı.</ref>
* Beşinci mertebede bulunanlar, Semavî nass’ların açıklamaları ile hadislerin tamamının uydurma olduğuna inanmakla yükümlüdürler. Müntesibin buradaki ruh hali milliyetine göre de değişmektedir. İranlı ise ona Arab’ın çok cahil bir çöllü olduğu fikri, yok eğer müntesip ırken bir Arap ise ona karşı da Arap milletinin mağrur damarlarını tahrik etmek suretiyle başka bir cepheden yaklaşılarak kendisinin diğer bütün kavimlerin hepsinden üstün bir efendi konumunda olduğu söylenmektedir.
* Altıncı dereceliler dinî tekliflerin kâmilen ref’edilmiş olmakla birlikte, sadece milletlerin an’anelerine hürmeten bunlara değer verildiği, yoksa aklı belirli ve sınırlı gayelere ulaştırmak amacıyla anlatılan bu öğretilerin bütün önem ve değerlerinin aslında bir hiç olduğu açıklanır.
316. satır:
* [[Namaz|Nâmaz]]’ın hakikâtiyse Hüdâvend’in dostlarına ittisâldir.
* İnsanların yememekten ve içmemekten kurtulmalarından dolayı “[[Ramazan Bayramı]]” “Esâs”ın dilidir. İşte [[Mü'min (din)|Mü’min]]ler de bu “Esâs” sayesinde ilîm zâ’fından sıyrılıp otuz gün süresince sukûn’un dili olan [[oruç]]’tan sonra ilîm ile tekemmül ederler.
* Yedi “Nâtık ''([[Âdem]], [[Nuh|Nûh]], [[İbrahim]], [[Musa|Mûsâ]], [[İsa|İsâ]], [[Muhammed Mustafa]] ve Muhammed bin İsmâ‘il)''”, “Yedi Esâs ya da Sâmit İmâm ''([[Şit]], [[Sam]], [[İsmail|İsmâ‘il]], [[Harun (peygamber)|Hârun]], [[Şimon (Beni İsrail)|Şem’ûn|Şem’ûn]], [[Ali|Ali el-Mûrtezâ]], Abd’Allâh bin Meymûn ve Oğulları),''” “Altı İmâm ''([[Hasan bin Ali|Hasan el-Mûctebâ]], [[Hüseyin bin Ali|Hüseyin eş-Şühedâ]], [[Zeynel Abidin|Ali Zeyn el-Âb-ı Dîn]], [[Muhammed el-Bakır]], [[Cafer es-Sadık|Câʿfer es-Sadık]], İsmâ‘il bin Câʿfer el-Mûbarek)''”, birer ''Bâb-ı Hüccet'', ''Dâî-i Belâğ ve Mutlâk'', ''Me’zûn Mutlak ve Mahdût'', beş haddi ulvî olan, “[[akıl]],” “[[nefs]],” “[[vecd]],” “feth,” “hayâl” – ki hepsi otuz eder – gibi kavramları anlayıp haklarında malumât edindikten sonra bayram ederler.
* [[Ramazan Bayramı]]’nın te’vili “Esâs”ın ilmiyle anlaşıldığından onun delili de “[[Fıtır sadakası|Fıtır]]” gibi “Esâs”ın ismi olan [[Ali]]’nin üç harfinden meydana gelmiş olmasıdır.
* “[[Zekât]]” da “Esâs”a dâhildir. Çünkü [[Zekât]] [[Arapça]]’da “[[Taharet|Tahâret]]” anlamını taşımaktadır. Şek ve şüpheden temizlenmekte “Esâs”ın ilmi olan te’vil ile oluşur.
649. satır:
“Muhammira ''(Kızıl-Giyinenler Fırkası)'' Mezhebi”, El-Mukannaʿîyye, [[Babek Hürremi|Hürremdîn’îyye]] ve Kûl’îyye gibi aslen ''“[[Mazdek]]çî”'' olan fırkalar tarafından oluşturulan mezheplerin mensuplarını tanımlamada kullanılan bir ortak üst kimlik tâbiriydi. [[Babek Hürremi|Hürremdîn’îyye Mezhebi]] ise aslen Azerî ve Türkmen boylarından oluşan “[[Babek Ayaklanması|Bâbek’îyye]]” ve “Mâzyâr’îyye” fırkalarından müteşekkildi. ''[[Ebu Müslim Horasani|Bû’ Müslim’îyye]], Muhammira, ve İshâk et-Türk’îyye'' gibi hep Türkler’den oluşan bu mezheplerin tamamı “Rizâm’îyye” mezhebinin uzantıları olup “Riyâh’îyye” fırkası ile birlikte Râvend’îyye’nin taraftarlarından müteşekkil olan mezheplerdi. Bu mezheplerin hepsinin ortak yanlarıysa i’tikaden [[Mücessime]]’den olmaları ve “Muhtâr’îyye”, “Hâşim’îyye”, “Kebr’îyye” mezhepleri gibi [[Köktendincilik|Ghulat]]-i [[Şia|Şîʿa]]’dan olan ve [[Hazreti Ali]]’nin oğullarından Muhammed bin Hanefîyye’nin ulûhiyetini esas alan “[[Keysanîyye|Keysân’îyye]]” mezhebinden türeyen kollar olmalarıydı.<ref>Mustafa Öz, ''Mezhepler Tarihi ve Terimleri Sözlüğü,'' Ensar Yayıncılık, İstanbul, 2011. <small>''([[Keysanîyye|Keysân’îyye]] (Muhtâr’îyye/Keysân’îyyet-ûl-Hullas, Hâşim’îyye (Harb’îyye, Muâv’îyye/Cennâh’îyye (Hâris’îyye), Beyân’îyye), Râvend’îyye (Rizâm’îyye ([[Ebu Müslim Horasani|Ebu Müslim’îyye]] (Sinbâz’îyye, Berkûk’îyye, Havâl’îyye), Muhammira (Mukannaʿîyye, [[Babek Hürremi|Hürremdîn’îyye]] ([[Babek Ayaklanması|Bâbek’îyye]], Mâzyâr’îyye, [[Kızılbaşlar]]), Kûl’îyye), İshâk et-Türk’îyye), Riyâh’îyye), Kebr’îyye) [[Mezhep]]leriyle alâkalı maddeler).''</small></ref>
{{Ayrıca bakınız|Keysanîyye|Ebu Müslim Horasani|Babek Hürremi|Babek Ayaklanması|Mazdekçilik}}
==== Karakoyunlular’ın Safev’îyye Tarikâtı’ninTarikâtı’nın i’tikadî eğilimleri üzerindeki tesirleri ====
İran’da zamanın en güçlü hanedanı olan [[Karakoyunlu]] hükûmdarıhükûmdârı [[Cihan Şah]] [[Şeyh Cüneyd]]’e [[Erdebil]]’i terk etmesini aksi takdirde şehri yakıp yıkacağını bildirmişti.<ref name="savoryeiref">RM Savory, ''Safavids'', ''[[Encyclopedia of Islam]]'', 2. baskı.</ref> Bu hâdise üzerine [[Şeyh Cüneyd]], [[Karakoyunlular]]’ın hasımları olan [[Akkoyunlu]] [[Uzun Hasan]]’dan sığınma talebinde bulunmuş ve daha sonra da [[Uzun Hasan]]’ın kızkardeşi “Hatice Begüm” ile evlenerek bu ilişkiyi bir akrabalığa dönüştürmeyi başarmıştı. [[Şeyh Cüneyd]]’in [[Şirvanşahlar]] üzerine düzenlenen bir seferde ölümü üzerine yerine geçen oğlu [[Şeyh Haydar]] da, [[Uzun Hasan]]’ın [[Trabzon Rum İmparatorluğu]] Prensesi Theodora Despina Hatun’dan olan kızı “Martha Âlemşâh Begüm”<ref name="Anthony Bryer 1975">Anthony Bryer. "Greeks and Türkmens: The Pontic Exception", ''Dumbarton Oaks Papers, Vol. 29'' (1975), Appendix II - Genealogy of the Muslim Marriages of the Princesses of Trebizond</ref> ile evlendi. Bu evlilikten doğan [[Şah İsmail Hatai|İsmâ‘il]] ise daha sonra [[Safevî Devleti]]’ni kurdu. [[Uzun Hasan]]’ın “Pontus Rum Prensesi Theodora Despina Hatun”<ref>Peter Charanis. "Review of Emile Janssens' ''Trébizonde en Colchide''", ''Speculum'', Vol. 45, No. 3 (July 1970), p. 476.</ref> ile evlendirilmesinin sebebi ise Theodora Despina’nın babası [[Trabzonlu IV. Yuhannes Komnenos]]’un kendi ülke toprakları olan [[Trabzon Rum İmparatorluğu]]’nun Osmanlı istilâsından korunması için [[Uzun Hasan]]’nın yardımına ihtiyaç duymasıydı.<ref>Anthony Bryer, ''open citation'', p. 136.</ref>
{{Ayrıca bakınız|Akkoyunlular|Uzun Hasan|Trabzonlu IV. Yuhannes Komnenos|Trabzon Rum İmparatorluğu}}
==== Akkoyunlu Şiî Hükûmeti devrinde Anadolu’da Alevîlik hareketleri ====
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Alevilik" sayfasından alınmıştır