Ateşli silah: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ertly (mesaj | katkılar)
Gerekçe: + vandalizm amaçlı değişiklik
Peykbot (mesaj | katkılar)
68. satır:
Top Kullanılan ilk ateşli silahtır. 1232 da [[Moğollar]]ın Piyenking’i kuşatmasıda Çinliler tarafından topun kullanıldığı bilinmektedir. Müslümanlar [[Endülüs]]’ü fethettikleri zaman İspanyol orduları az zamanda imha olunmuş, kalanları da tamamen korkmuş, sersemlemiş bir halde dağılmışlardı. Komutanları bu kadar derin korkunun ve perişanlık içinde firarın sebebini askerlerine sormuş: ’Bizi takip edenler bildiğimiz adi adamlar değildir. Her nerede isterlerse açık havada gök gürletiyorlar, şimşek çaktırıyorlar. Diledikleri yerlere tehlike salıyor, yıldırımlar düşürüyorlar. Böyle müthiş insanlardan mürekkep bir orduya karşı koymak kimin karıdır.’ cevabını almıştır.
===Osmanlılarda Topun Ortaya Çıkışı ve Gelişimi===
[[Osmanlı Devleti|Osmanlı devletini]] kuran Osmanlılar fetihlerinde topu büyük bir ustalıkla yaptılar ve kullandılar. İlk olarak Sultan Birinci [[I. Murat|Murad Han]] (1359-1389) daki [[Kosova Meydan Savaşı|Kosova Meydan Savaşında]] kullanıldı. Sultan Bayezid Han (1389-1402), [[Niğbolu]]’yu kuşattığı zaman ordusunda top vardı. Sultan İkinci Murad Han (1421-1451) da Semendire ve Mora daki Germehisarı kuşatmalarda toptan faydalanılmıştı. 1423’te Osmanlılar elinde bulunan Antalya Kalesini kuşatan Karamanlılara karşı top ilk defa kale müdafaasında kullanılmış ve Karamanoğlu İkinci Mehmed Bey, bir gülle isabetiyle ölmüştür. Fatih Sultan Mehmed Han (1451-1481), devrin en modern toplarının balistik hesaplarını yapmış; istediği vasıfta toplar döktürerek topçuluğa büyük hizmetler getirmiştir. Fatih Sultan Mehmed Hanın Novoberda Kuşatmasında, havan topunu kullandığını tarihi kaynaklar kaydederler. 17 İstanbul’un fethinden önce toplar, harp meydanı yakınında veya başka bir yerde dökülüp harp alanına getirilirdi. Fetihten hemen sonra Fatih Sultan Mehmed Han (1451-1481), bir top dökümyeri tesis etti. [[Galata]] surlarının dışında bugün de Tophane olarak isimlendirilen mevkide inşa edilen bu imalathane, Sultan İkinci Bayezid Han (1481-1512) zamanında büyük bir yangın geçirdi. [[Kanuni Sultan Süleyman]] Han (1520-1566) devrinde, genişletme çabaları sonucunda top döküm binalarının yanısırayanı sıra topçular kışlası ve talim yerleri yapıldı. Tophane bu görünümünü Sultan Birinci Mahmud Han (1730-1754) devrine kadar muhafaza etmiş ve 18. yüzyıl ortasında, Topçubaşı Mustafa Ağanın yaptığı plan üzerine yeniden inşa edilen top döküm binası çok beğenilmiştir. Fakat külliyenin gerçek genişletilme çabaları, Sultan Üçüncü Selim Han (1789-1807) devrinde olmuş, yeni ek top döküm ocakları inşa edilmiştir. Sultan İkinci Mahmud Hanın (1808-1839) tahtta olduğu dönemde yeniden yanan ve tamir gören Tophane, dünyada halen mevcut olan en eski top döküm yerlerinden biri olma özelliğine sahiptir.
Osmanlı ordularında çeşitli zamanlarda isim ve cinslerde toplar dökülmüştür. İstanbul’un fethi sırasında Şayka, Prankı, Havan adı verilen toplar dökülmüştür; 16. yüzyılda yapılan toplardan Bacalaşka, Zarbazen, Havan, Şayka, Prankı toplar dökülmüştür. On yedinci yüzyıl ortalarına kadar da Zarbazen, Miyane Zarbazen, Şahi Zarbazen, Çakaloz, Prankı, Bedolçka, Morten, Ejderhan, Kolonborna, Miyane, Balyemez ve Havan topları dökülmüştür. Yapılan topların her birinin gülleleri olduğu gibi, değişik türleri de vardı. Ordu toplar üçe bölünürdü. Bir bölümü biribirine zincirle bağlı olarak yeniçerilerin önünde, diğer iki bölümse bir hilal şeklinde ilerleyen ordunun iki kanadında bulunurdu. Kale kuşatmalarında kullanılanlarsa lüzumunda getirilmek için geride bekletilirdi. Top arabalarının ulaşmasına imkan olmayan yerlerdeyse develerle döküm malzemesi götürülerek ihtiyaç duyulan yerde top dökülürdü. Ayrıca kuşatmalarda elde mevcut olan toplar yetmezse yerinde daha büyük çaplı toplar dökülürdü. [[İstanbul]] ve [[Belgrad]] kuşatmalarında böyle hareket edilerek daha büyük çaplı toplar dökülmüştür. Osmanlılarda top, döküm ocakları adı verilen yerlerde yapılırdı. Bu işlemin yapıldığı binalar yüksek duvarlı, kubbeli ve fazla miktarda bacaya sahip mekanlardı. Ayrıca top dökümü için zemine açılmış büyük çukurlar, erimiş madenin taşınması için kullanılan künkler ve döküm esnasında çıkabilecek yangın tehlikesine karşı su sarnıçlarıyla teşkilatlandırılırdı. Bir topun dökümünde esas olan unsur kalıptır. Özel bileşimli çamurun içine keten ve kenevir lifleri gibi dayanıklı malzemeler katılarak yapılan ana maddeye top biçimi verilirdi. Büyük kalıbın içine yerleştirilen aynı maddeden yapılan ikinci bir kalıp daha bulunurdu. Böylece iki kalıp arasında kalan boşluk, eritilmiş maddenin (demir veya bronz) doldurulduğu esas top gövdesinin meydana gelmesine yarardı. Sıkıca sarılmış olan kalıplar belirli bir müddet sonra açılır ve kalıp içinden çıkan madeni top üzerindeki pürüzler giderildikten sonra kullanılmak üzere hazırlanırdı. Osmanlılarda top dökümü ehemmiyet verilen ve kendine has merasim ile gerçekleştirilen önemli bir olaydır. Başta sadrazam olmak üzere, şeyhülislam ve önemli devlet adamları top dökümünün yapılacağı top karhanesine gelirlerdi. Okunan duaları ve kurban merasimini takiben, top dökümü için kullanılacak eritilmiş alaşım içine altın liralar atılırdı. Böylece tunç alaşımına altın karıştırmakla namlu yapısını kuvvetlendirirlerdi. On sekizinci yüzyıl başlarında top kundakları demir tabanlı tekerlere yerleştirilmeye başlandı. 1706’da sandıklı toplar yapıldı. Osmanlı toplarının karşısında durmanın zorluğunu anlayan Avrupalılar, bundan kurtulmanın çarelerini aramaya başladılar.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Ateşli_silah" sayfasından alınmıştır