Determinizm: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
3. satır:
Başka bir söyleyişle felsefe bağlamında, ahlâ­kın kapsamına giren seçimler de dahil, bütün olayların özgür iradeyi ve insanın başka türlü nedenler zinci­rinin zorunlu olarak belirlediğini savunan te­oridir. Buna göre insan iradesinin sözkonsu zorunlu nedenler zincirine etkisi olmadığın­dan olayların meydana gelişinde nedenlerin gücü bulunmaktadır. Böylece [[nedensellik]] ilke­si determinizmde temel ilke olarak kabul edil­mektedir. Çünkü determinizme göre evrende akli bir yapı ve düzen vardır, dolayısıyla belirli nedenlerin veya durumların bilgisine sahip olunduğunda, o nedenlerin veya durumların ortaya çıkartacağı olayların bilgisini elde et­mek mümkündür. Nitekim [[Spinoza]]'nın külli determinizm olarak nitelenen determinist an­layışı objektif akılcılığın ulaştığı tam ve kesin determinizm olarak nitelendirilir. Fakat deter­minizmin klasik öğretisini XVIII. yüzyılda Pierre-Simon [[Laplace]] ortaya koymuştur. Laplace'a göre, evrenin bugünkü durumu, önceki durumunun bir sonucu ve bundan sonraki du­rumunun ise bir nedenidir.
 
Determinizmin köklerini [[Thales]]'e kadar uzatmak mümkündür. Gerçekte evrenin te­mel ilkesi olarak Thales su'yu, Anaksimand-ros "apcrion=bilinmez"i, [[Anaksimenes]] hava­yı, [[Herakleitos]] logos'u tüm oluşu düzenleyen unsur olarak alır. Yine [[Empedokles]]'in "dört unsur"u (su, hava, toprak ve ateş), [[Demokritos]]'un atomu, [[Aristoteles]]'in ilk hareket ettiri­ci ilkesi, Stoacıların evrensel logos'u birer be­lirleyici olarak düşünülür. Yeni çağdaYeniçağ'da mekanikçi anlayış determinizmi temel alacaktır. Çünkü mekanik ilişkilerin kesinliği evrendeki düzenin varlığını da açıklayıcı mahiyettedir. Öte yandan [[Descartes]], Tanrı'yı takdiri bakı­mından özgür kabul ettiği gibi, kendisinde tan­rısal nitelikler bulunan insana da irade Özgür­lüğü ve seçimini tanır. Buna karşılık Descar­tes felsefesinde madde dünyasında tam anla­mıyla bir determinizm sözkonusudur. Fakat onun ikiciliği madde-ruh karşıtlığında, determinizm-özgürlük karşıtlığını da ortaya koyar. Determinizm en kesin ifadesini [[Spinoza]]'da bulur. TaıırıTanrı'yı sonsuz, tek, mükemmel, zorun­lu, basit, hareketsiz, ölümsüz ve bağımsız ola­rak tanımlayan Spinoza [[panteist]] bir anlayışa ulaşırken, bütün evrende kesin bir determi­nist düzenin bulunduğunu savunur. Ona göre, düşüncelerimiz, eylemlerimiz, toplumsal dav­ranışlarımız genel bîrbir düzene, belli ölçüleri olan bir düzene uyarlar ki, bu bakımdan yaşa­dığımız evrende özgürlük diye bir olgudan sözedilemez. ClüudeClaude Bernard da bilimi determi­nist anlayışıyla özdeşleştirir ve "şunu deneysel bir delil olarak benimsememek gerekir: Kaba cisimlerde olduğu gibi canlı varlıklarda da her olgunun varoluş şartları mutlak bir biçimde belirlenmiştir. Bir başka deyişle bir olgunun şartlanşartları bir defa bilindi ve yerine getirildi mi, bu olgu deneycinin isteğine göre her zaman ve zorunlu olarak gerçekleşebilecektir." der.
 
GerçekleGerçekte "determinizm" terimi 1820 yılların­da bir makineninmakinanın çalışmasını anlatmak için kullanılmıştır. Ancak [[Laplace]] ve [[Poisson]] gibi bilim adamlarıbilimadamları evrenin de bir makina gibi dü­şünülmesini önerdiler ve aynı açıklamanın ev­ren açısından da geçerli olduğunu eserlerinde savundular. Önceleri tabiat bilimlerinin çeşit­li alanlarında sözkonusu edilen determinizm, genel olarak bir yöntemi anlatırken, bu yönte­min aşırı bir zorlamayla bütün bir evrene yayıl­ması, bilim açısından da savunulması müm­kün olmayan yanlış bir tutumu doğurmuştur. Gerçekte bir metafizik varsayım olarak görül­mesi gereken bu tutum "dogmatik determi­nizm" şeklinde nitelendirildi ki, bilimlerin gelişmesinde önemli olan yöntemli determinizm­den ayırmak gerekir. Çünkü dogmatik ya da külliküllî determinizmde bilimin gelişimini engelle­yici unsurların bulunduğu bir yana, ayrıca in­sandaki iradeyi, irade özgürlüğünü ve insanı­nın hayal içinde bu irade özgürlüğüne dayana­rak yaptığı seçimler reddedilmiş olmakta, in­san durağan bir nesne durumuna indirgenmiş bulunmaktadır. Gerçekten evrendekievrende var ol­duğu kabul edilen akliaklî ve düzenli yapının par­çaları arasında nasıl sıkı bir ilişki sözkonusuysa, evrenin bir parçası olan insan için de aynı durumun sözkonusu olduğu kabul edilmeli­dir. O halde insanın bütün eylemleri, davranış­ları, düşünce, duygu ve hatta sezgileri bile ne­densellik ilkesi gereğince önceden belirlenmiş­tir. Yani İnsanıninsanın eylemleri, düşünceleri, sezgi­leri vb. kendilerini oluşturan şartlar tarafın­dan belirlendiği için, bir irade özgürlüğünden ve özgür seçimden söz edilemez. XIX. yüzyıl­da pozitivist felsefenin ve onun etkilediği bi­lim anlayışının hakimhâkim bir duruma geçmesi, dü­şünce /bilim alanında tartışmalara, bunalımla­ra, çatışmalara neden olmuştur. Fakat yüzyı­lın sonuyla XX. yüzyılın başlarından itibaren, sözgelimi [[Bergson]], [[Boutroux]], [[Broglie]], [[Heisenberg]], [[Planck]], [[Von Neumann]], F.[[Perrîn]] gibi fi­lozof ve bilim adamlarınınbilimadamlarının determinizme yö­nelttikleri eleştiriler etkili olacaktır.
 
Determinizm gerçekte, yukarıdaki ortak özellikleri haiz bütün bir teoriler topluluğu­nun adıdır. Terim, determinizmin türü zım­nen ya da açıkça belirtildiğinde belirli bir öğre­tinin adı haline gelir. Terimin kullanımındaki bu özelleşme ya belirlenen nesneler sınıfına ya da belirleyici olan nesne tipine ya da her iki­sine birden işarette bulunabilir. Bu bağlamda determinizm aşağıdakilere benzer bazı alt kategorilere ayrılabilir:
12. satır:
* '''Ekonomik determinizm:''' ekonomik etkenlerin diğerlerini belirlediği öğreti anlamına gelir
* '''Toplumsal determinizm:''' insanın istek ve iradesi daima içinde yaşadığı toplumsal şartlara bağımlıdır ve bu şartların zorlamasıyla insanın iradesi ve isteği belirle­nir.
* '''Tarih­sel determinizm:''' insanın irade ve eyleminin belirlenmesinde tarihin, tarihitarihî olayların etken okluğuolduğu ileri sürülür.
 
Başka bir söyleyişle determinizmi çeşitli açı­lardan tanımlamak mümkündür. Bunları şöy­lece açıklayabiliriz:
 
* '''Deneysel determinizm:''' Deneye dayalı ya da pozitif bilimlerde (fizik, kimya, biyoloji vb.) temel kabul edilen determinizm; bülünbütün olaylar değişmez bir biçimde belirlenmiş ve belli nedenlere bağlıdır. Buna göre belli or­tam ve şartların oluşmasıyla meydana gelecek sonuç kesindir, aksi düşünülemez. Olayları meydana getiren nedenler deneyin dışında ve deney-üstü, yani aşkın nitelikte değildirler, olayların kendisinde ve doğada içkin olarak vardırlar. Doğanın, dolayısıyla evrenin üstün­de bir neden aranmamalıdır. Öte yandan nedensellik ilkesi, buna bağlı olarak da determinizm doğa yasalarının evrensel, de­ğişmez ve düzenli olduğunu ileri sürer. Bu ba­kımdan imkân, rastlantı, özgür irade, mucize gibi gerçeklikler kabul edilmez. Evrende zo­runluluk asıldır.
 
* '''Psikolojik determinizm:''' İnsan davranışla­rı ve eylemleri değişmez ilkelere veya yasalara bağlı olduğu gibi aynı zamanda zorunludur. Öyleyse insan özgürlüğünden, insanın özgür iradesinden ve özgür seçiminden de sozedilemezsözedilemez.
 
Alan ya da konuya dayanan all-ayrımdanbu başkaayrımlar dışında, determinizmin önemli bir özelliği, olay­ların nedensel olarak belirlendiği yolundaki öğreti anlamına gelen nedensel determinizm olarak tanımlanmasından doğmasıdır. Bu fi­kir, sözgelimi istatistiğe ya da teolojik determi­nizme, yani olayların istatistik, olasılıklarca ya da Tanrı tarafından nedensel olmayarak belir­lendiği iddiasındaki teorilere zıt gelebilir. Bu belirleyici tiplerinin esas itibariyle nedensel ol­mayan tipler olarak görülmesi gerekip gerek­mediği ya da nihai olarak onların nedenselli­ğin özel bir durumundan başka bir şey olup ol­madıkları tartışılabilir. Son olarak şu söylenebilir ki, istatistikteki olasılıklar, bireysel olay­larda yalıtılacak kadar fazla karmaşık ya da önemsiz nedenlerin sonuçları olarak yorumlanabilir ve aşkın belirleyiciler bile nedenler ara­sında sayılabilir.
 
== Dış Bağlantılar ==
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Determinizm" sayfasından alınmıştır