Nümismatik: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
JYBot (mesaj | katkılar)
k r2.7.1) (Bot: Ekleniyor: ky:Нумизматика
Değişiklik özeti yok
30. satır:
Madenin dökümüyle elde edilmiş yuvarlak “Sikke”, az bulunan değerli bir madenden yapıldığı için diğer takas mallarına oranla daha uzun ömürlü bir değere sahiptir.
Tahmini ilk metal paraların buluntularına [[Akdeniz]] bölgesi ve çevresinde rastlanmıştır ve buluntular İ.Ö. 2000 tarihine dayanmaktadır. İlk [[buluntu]]lar içerisinde bronzdan yapılan evcil hayvan motifleri de tespit edilmiştir.
 
=== Sikkelerin Özellikleriözellikleri ===
Sikkeler, devlet tarafından onaylanıp üretilen ödeme araçlarıdır. Modern sikkeler üzerinde üç yazıt bulunmaktadır: Ülke (yani Ülke Ortaklığı), değer (nominal ve para birimine göre) ve yıl. Bunun yanında istisnalar da bulunmaktadır: Bazı eski, yabancı, küçük sikke birimleri (örneğin Travancore’da 1949 yılına kadar basılmış tüm Cash-Sikke’ler). İsviçre Rappen’i (İsviçre Franken’inin alt birimi), para birimi içerisinde olmayan nominal bir değer taşımaktadır. 1965–1971 yılları, İngiliz Crown’u basımında oldukça önemli bir tarihtir. Crown’lar hem nominal bir değere sahiptir hem de para biriminin bir öğesidir. II. Elizabeth tasviri bulunan İngiliz Sikke’lerinde ülke belirtilmezken, seleflerinde hükümdarın unvanının bir bölümü olarak verilmiştir. Avro-Sikke’lerinin bir kısmında da ülke bilgisi verilmemiştir.
 
Satır 75 ⟶ 76:
Eskiçağ’da Roma İmparatorluğu’nun birleşmesinden sonra enflasyonla düşüşe geçen ve sonraki yönetimlerde de istikrarlı bir devlet yönetimi sağlanamadığı için kabul görmeyen Roma As’ı gibi öncü modern sikkeler vardı.
 
İ.Ö. 6. yüzyıldan 20. yüzyılın başına kadar (Hint-) Çin’de, Kore’de ve Japonya’da tedavülde olan bakırdan, pirinçten ya da bronzdan genellikle kare şeklinde delinerek yapılan “Keş sikkeleri”ni ayırt edici sikkeleri olarak da düşünmek mümkündür. Bu sikkeler geçici olarak daha yüksek değerdeki ödemeler için ayrılmış olan Tael külçe sikkelerine paralel bir para birimi olarak da değerlendirilebilir.
 
==== 19. Yüzyılyüzyıl ====
Ayırıcı sikkeler yasal ödeme aracı olarak sınırlı sayıda kullanılıyordu. 1871 yılından önce genellikle, en küçük Kurant sikke tutarından daha fazla ayırıcı sikke almaya kimsenin ihtiyacı olmadığını öngören yönerge geçerliydi. Bu şekilde satın alma gücü düşmüş kurların Kurant sikkelere dönüşmesi için bu sikkeler üzerine “ayrıcı sikke” yazısının yanı sıra Kurantmünze’lere ilişkin yasal durum da basılmaktaydı. Resme bkz. “3 Pfenning 120 Thaler”.
 
Satır 86 ⟶ 87:
Bu tür malların gitgide yayıldığı, ama artık kullanım eşyası olarak bunlara ihtiyaç duyulmadığı anlaşıldığında bu eşyaların küçük ve daha az değere sahip taklitleri ödeme aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Böylece bıçak para, kürek para ve benzeri ödeme araçları türemiştir.
 
İlk [[sahte para]]lar kemik, külte ya da yededen taklidi yapılmış midyelerdir ve bu midyeler İ.Ö. 2.0002000 yıllarında Çin’in ilk ödeme aracı olarak kullanılmıştır.
 
Bunlar, para öncesi dönemin ödeme türleridir. Ödenebilirlik, saklanabilirlik ve kolay taşınabilirlik özellikleri, önceleri değerlerinin muhafaza edilmesine göre materyallerin seçiminde, önemli bir role sahipti.
 
Bu ihtiyaca uygun olarak, değer bakımından oldukça kalıcı ve kolay saklanabilir bronz ya da gümüşten çubuklar ve teller örnek verilebilir.
 
Satır 112 ⟶ 114:
 
=== Yunanistan ===
İlk gümüş Sikke’lerSikke'ler İ.Ö. 550’li550'li yıllarda Anadolu’da ve Yunan adası [[Aiginia]]’da şekillendirilir. İ.Ö. 400’lü400'lü yıllara kadar Sikke Yunanistan’da takas aracı olarak kullanılmaya başlanır. Ayrıca tek bir Sikke usulü mevcut değildir, aksine her bir bölgede ayrı Sikke çeşitleri hâkimdir. Zamanla 17 gram ağırlığındaki, [[Attika]] bölgesinde geçerli olan Sikke’ler (Obolos: Yunan parası [[Drahmi]]'nin 1/6'sı, gümüş meteliktir) yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır. Hükümdarların Sikke’ler üzerinde ilk olarak tasviri Büyük İskender’le beraber Yunan anakarasında ve [[Diadochoi]] (on iki selefler) krallıklarında ortaya çıkar. Gümüş önemli bir hammadde olarak kalır, daha küçük Sikke’ler için zamanla bakır kullanılmaya başlanır.
 
=== Çin ===
Antik dönemde Çin’de Kauri parası, bilinen ilk ödeme aracı olmuştur. Shang-Hükümdarlığında da basit bronz parçalarının kullanımı yaygınlaşmış ve geç Zhou-Hükümdarlığında da (İ.Ö. 500) ilk kez bıçak ve kürek şeklindeki sikkelerin kullanımına başlanmıştır. İlk imparator Qin Shi Huangdi, İ.Ö. 221 yılında imparatorluğun birleşmesinin ardından iki yüz yıl kullanılan yuvarlak delik sikkelerden ortak bir bakır para birimini standartlaştırmıştır.
 
=== Roma Sikkeleri ===
[[Roma imparatorluğu]]'nun ilk Sikke’leri İ.Ö. 3. yüzyıla dayanır ve bakır ya da bronzdan dökülmüştür. Yarım kilo ağırlığında büyük bakır parçalar (Aes Grave, Türkçesi “ağır bakır”) dökülmüştür. Önceleri üzerinde boğa, kalkan ya da silah motifleri bulunan Sikke’lerle ödeme yapılmıştır. İlk gümüş sikkeler Yunan örneklerine göre yapılmış ve öncülerinin (yaratıcılarının) isimlerini almışlardır. Bronz balyaları geçerliğini kaybettikten sonra bu para birimi bütününü takip eden tüm eski Roma Sikke’leri arka yüzlerinde, [[Antium]] donanmasının kuşatmasını anımsatan tekne motifine ve ön yüzlerinde farklı tanrı motifleri ile işlenmiştir. İlk Roma gümüş Sikke’si İ.Ö. 269 yılında tedavüle girer. Fakat gümüş Sikke’lere daha büyük boyutta kalıp çıkarılması işlemi İ.Ö. 210’lu210'lu yıllarda [[Denarius]] ile birlikte yapılır. [[Julius Iulius Caesar]], Roma Sikkeleri üzerine motif olarak kullanılan ilk insandır (İ.Ö. 44).
 
İmparatorluk döneminde [[altın]] (Aureus), [[gümüş]] (Denarius), pirinç (Sestertius ve Dupondius), [[bakır]] (As) Sikke’ler basılır. Asker imparatorlar döneminde Dinar’ın yerini yavaş yavaş gümüş Antoninianus alır. Diocletianus (İ.S.MS 284-305) imparatorluğu hâkimiyetinde Argentus ve Nummus ile Follis Sikkeleri gibi Sikke türleri eklenir. Roma Sikke’lerinin üretiminde imparatorlar döneminde bariz bir oranda azalma görülür. 4. yüzyılın başından itibaren kıymetli taşlarla bezeli [[Diadem]], defne çelengi yerine Sikke’lerin ön yüzlerinde kullanılmaya başlanır. İmparatorların yüzleri bu dönemde genellikle daha kötü resmedilmekteydi. Bu imparatorların Diadem’lerinin, Sikke’leri üzerindeki normal bir betimlemeden daha önemli olduğunun bir göstergesidir. [[Batı Roma]] imparatorluğu Sikke’leri üzerinde zaman içinde yazım hataları da görülmeye başlanmıştır. Çünkü Sikke yapımcıları çok kötü Latince konuşuyor ve yazıyorlardır. [[Doğu Roma]] Sikkeleri Roma imparatorluk örneklerinden uzaklaşmış ve kendi resmi diline kavuşur (bkz. [[Bizans]]). Kavimler göçünün Alman devletleri, kısmen hem Doğu hem de Batı Roma’nın örneklerine bağlı Sikke’ler basıyorlardı.
 
==== Ortaçağ ====
Satır 131 ⟶ 133:
=== Roma Para Birimi ===
Roma Para Birimi dendiğinde, eski çağda Roma imparatorluğunda yaygın olan ödeme araçlarının bütünü akla gelmektedir.
Ortak para biriminden önce ekonomi temel olarak iki değer formuna bağlıydı: Roma’da “para” yerine isim olarak türetilmiş ve düzensiz şekillerdeki bronz parçalar olan ve Aes rude olarak adlandırılan Rindern (lat. pecus). Bu sade sikkenin değeri ağırlığı ölçülerek belirleniyordu, çünkü bu dönemde tek bir birim mevcut değildi. Paranın hangi dönemden itibaren yaygın olduğu bugüne dek belirsizdi, bununla birlikte İ.Ö. 406 yılındaki Veji kuşatmasından beri Roma ordusu askerlerinin ödemelerinin Aes rude ile yapıldığı da yazılı olarak kanıtlanmıştır. Bu da Aes rude’nin önceden de oldukça sık kullanıldığını kanıtlamaktadır.
 
Ortak para biriminden önce ekonomi temel olarak iki değer formuna bağlıydı: Roma’da “para” yerine isim olarak türetilmiş ve düzensiz şekillerdeki bronz parçalar olan ve Aes rude olarak adlandırılan Rindern (lat. pecus). Bu sade sikkenin değeri ağırlığı ölçülerek belirleniyordu, çünkü bu dönemde tek bir birim mevcut değildi. Paranın hangi dönemden itibaren yaygın olduğu bugüne dek belirsizdi, bununla birlikte İ.Ö. 406 yılındaki Veji kuşatmasından beri Roma ordusu askerlerinin ödemelerinin Aes rude ile yapıldığı da yazılı olarak kanıtlanmıştır. Bu da Aes rude’nin önceden de oldukça sık kullanıldığını kanıtlamaktadır.
Roma hükümetinin ilk parası İ.Ö. 4. yüzyıldandır. Aes signatum olarak adlandırılan dikdörtgen olarak dökülen “ROMANOM” yazısıyla işaretlenen Bronz külçeler vardı ve genellikle Roma’da dökülürdü. Bu külçelerin ağırlıkları aslında beş roma pfund’una (pfund: yarım kilo) denk gelmesine rağmen, [[külçe]]lerin çok çeşit ağırlıkları vardı. Başlangıçta külçelerin yalnızca bir tarafı işleniyordu, daha sonra diğer tarafı da işlenmeye başlandı. Külçelerin asıl işlevlerinin farklı şekillerde yorumlanmaktadır; külçeler bir ödeme aracı olmalarına rağmen sikke değildiler, çünkü beş Roma Pfund’unun (beş yarım kilosu) ağırlık birimlerine uygun değillerdi. Külçeler tek bir para biriminin uygulamaya geçişinden sonra gitgide değer kaybetti, İ.Ö. 250 yıllarında basıma başlandı.
 
Roma hükümetinin ilk parası İ.Ö. 4. yüzyıldandır. Aes signatum olarak adlandırılan dikdörtgen olarak dökülen “ROMANOM” yazısıyla işaretlenen Bronz külçeler vardı ve genellikle Roma’da dökülürdü. Bu külçelerin ağırlıkları aslında beş roma pfund’una (pfund: yarım kilo) denk gelmesine rağmen, [[külçe]]lerin çok çeşit ağırlıkları vardı. Başlangıçta külçelerin yalnızca bir tarafı işleniyordu, daha sonra diğer tarafı da işlenmeye başlandı. Külçelerin asıl işlevlerinin farklı şekillerde yorumlanmaktadır; külçeler bir ödeme aracı olmalarına rağmen sikke değildiler, çünkü beş Roma Pfund’unun (beş yarım kilosu) ağırlık birimlerine uygun değillerdi. Külçeler tek bir para biriminin uygulamaya geçişinden sonra gitgide değer kaybetti, İ.Ö. 250 yıllarında basıma başlandı.
 
==== İlk Sikkeler ====
İ.S.MS 2. yüzyıllarda yaşamış bir konsül olan Pomponius’a göre ilk sikke ustaları İ.Ö. 289 yılında ortaya çıkmışlar. Bu ustalar sikkeleri “triumviri aere argento auro flando feriundo”nun kısaltması olan ve “III. VIR. AAAFF“ işaretleriyle damgalamışlardır. Bu damga “Bu üçü (Sikke ustaları) bronz, gümüş ve altının eritilmesi ve damgalanmasından sorumludurlar” gibi önemli bir anlam içermektedirler.
 
Suda’ya göre Roma sikkelerinin mevkii Kapitol’de Juno Moneta tapınağıdır. Bu dönemde Romalılar sikke damgalamayı çok iyi biliyorlardı, Yunan Kolonileri İtalya’da Metapont, Crotone ve Sybaris İ.Ö. 500lü500'lü yıllarda, Napoli de İ.Ö. 450li450'li yıllarda sikke basmıştır. Roma İ.Ö. 4. yüzyılda orta İtalya’nın büyük bir bölümünü zapt etmişti. Sikke yerlerinde büyük miktarda [[bronz]] sikkeler basılmıştır, nispeten de az miktarda gümüş sikkelerin basıldığı görülmektedir.
 
Bugün Aes grave adıyla tanınan bronz sikkeler için bir sistem yürütülmüştü. Farklı büyüklükte olmaları nedeniyle ve fazla dökülmelerine rağmen az damgalanıyor olmaları ve Akdeniz bölgesinde bu dönemde damgalanan diğer sikkelere göre daha fazla Roma özelliği taşımaları ve kısmen daha kaba ve barbar bir tarzda olmaları nedeniyle diğerlerinden kolayca ayırt edilebiliyorlardı. Başlangıçta para Fiat Money idi ve ticari sisteme bağlıydılar. Bu da As’nin bir Roma Pfund’u ağırlığında olduğu anlamına geliyordu. Bir Roma Pfund’u Unciae’lara ayrılıyordu. 12 Unciae bir Roma Pfund’unun bir araya gelmesinden oluşuyordu. Uncia 12 Roma Pfund’unu temsil ediyordu ve aynı zamanda bir sikke birimiydi. Bu durum İ.Ö. 270li270'li yıllarda Aes grave’nin ağırlığına göre 10 Unciae’ye dönüşerek değişiklik gösterdi. Aynı zamanda ikinci Punya savaşı sırasında 5 Unciae ve İ.Ö. 211 yılında da 1 ila 1,5 Unciae’ya kadar düşüş yaşadı.
Suda’ya göre Roma sikkelerinin mevkii Kapitol’de Juno Moneta tapınağıdır. Bu dönemde Romalılar sikke damgalamayı çok iyi biliyorlardı, Yunan Kolonileri İtalya’da Metapont, Crotone ve Sybaris İ.Ö. 500lü yıllarda, Napoli de İ.Ö. 450li yıllarda sikke basmıştır. Roma İ.Ö. 4. yüzyılda orta İtalya’nın büyük bir bölümünü zapt etmişti. Sikke yerlerinde büyük miktarda [[bronz]] sikkeler basılmıştır, nispeten de az miktarda gümüş sikkelerin basıldığı görülmektedir.
 
Aes grave’ler, Roma sikke damgalamasının başlangıcına kadar işaretlenmemişlerdi, ilk olarak İ.Ö. 210 yılında sikke ustalarının ilk kısaltma damgası/simgesel motif ortaya çıkmıştır. İlk Roma sikkelerinin tümü arka taraflarında gemi iskeleti motifi bulunmaktaydı. Bu motif bize Antium donanmasının kuşatmasını hatırlatmaktadır. Sikkenin ön kısmında farklı tanrı motifleri bulunmaktadır. İ.Ö. 110lu110'lu yıllarda farklı sikke dizileri çıkarılmıştır. Her bir diziye ait tüm sikkeler başak motifi ya da onu yapan kişinin portresi gibi belirli işaretler taşıyorlardı. Her bir dizi, sıklıkla en büyük sikke birimi olarak Dinar içeriyordu. Ardından As (birli), Semis (çifte), Triens (üçlü), Quadrans (dörtlü), Sextans (altılı), Uncia ve bazen de Semuncia görülmektedir. İmparatorluğun son döneminde bu diziler neredeyse hiç damgalanmamıştır. Sextans ve Uncia gibi küçük birimlerin damgası yapılmıştır.
Bugün Aes grave adıyla tanınan bronz sikkeler için bir sistem yürütülmüştü. Farklı büyüklükte olmaları nedeniyle ve fazla dökülmelerine rağmen az damgalanıyor olmaları ve Akdeniz bölgesinde bu dönemde damgalanan diğer sikkelere göre daha fazla Roma özelliği taşımaları ve kısmen daha kaba ve barbar bir tarzda olmaları nedeniyle diğerlerinden kolayca ayırt edilebiliyorlardı. Başlangıçta para Fiat Money idi ve ticari sisteme bağlıydılar. Bu da As’nin bir Roma Pfund’u ağırlığında olduğu anlamına geliyordu. Bir Roma Pfund’u Unciae’lara ayrılıyordu. 12 Unciae bir Roma Pfund’unun bir araya gelmesinden oluşuyordu. Uncia 12 Roma Pfund’unu temsil ediyordu ve aynı zamanda bir sikke birimiydi. Bu durum İ.Ö. 270li yıllarda Aes grave’nin ağırlığına göre 10 Unciae’ye dönüşerek değişiklik gösterdi. Aynı zamanda ikinci Punya savaşı sırasında 5 Unciae ve İ.Ö. 211 yılında da 1 ila 1,5 Unciae’ya kadar düşüş yaşadı.
 
Aes grave’ler, Roma sikke damgalamasının başlangıcına kadar işaretlenmemişlerdi, ilk olarak İ.Ö. 210 yılında sikke ustalarının ilk kısaltma damgası/simgesel motif ortaya çıkmıştır. İlk Roma sikkelerinin tümü arka taraflarında gemi iskeleti motifi bulunmaktaydı. Bu motif bize Antium donanmasının kuşatmasını hatırlatmaktadır. Sikkenin ön kısmında farklı tanrı motifleri bulunmaktadır. İ.Ö. 110lu yıllarda farklı sikke dizileri çıkarılmıştır. Her bir diziye ait tüm sikkeler başak motifi ya da onu yapan kişinin portresi gibi belirli işaretler taşıyorlardı. Her bir dizi, sıklıkla en büyük sikke birimi olarak Dinar içeriyordu. Ardından As (birli), Semis (çifte), Triens (üçlü), Quadrans (dörtlü), Sextans (altılı), Uncia ve bazen de Semuncia görülmektedir. İmparatorluğun son döneminde bu diziler neredeyse hiç damgalanmamıştır. Sextans ve Uncia gibi küçük birimlerin damgası yapılmıştır.
Burada büyükten küçüğe sırasıyla Roma sikke türleri listelenmiştir:
{| border="1" cellpadding="2"
Satır 149 ⟶ 153:
!Sikke !! Değer İşaretleri !! En Erken Örnek !! Tarih !! Değer(As'lar) !! Değer(Unciae)
|-
| Decussis || X || Cr41/1 || 215–212 İ.Ö.215–212 || 10 || 120
|-
| Quincussis || V || Cr41/2 || 215–212 İ.Ö.215–212 || 5 || 60
|-
| Tressis || III || Cr41/3 || 215–212 İ.Ö.215–212 || 3 || 36
|-
| Dupondius || II || Cr41/4 || 215–212 İ.Ö.215–212 || 2 || 24
|-
| As || I || C14/1 || 280–276 İ.Ö.280–276 || 1 || 12
|-
| Dextans || S**** || Cr97/23 || 211-208 İ.Ö. || 5/6 || 10
|-
| Dodrans || S*** || Cr266/2 || 126 İ.Ö.|| 3/4 || 9
|-
| Bes || S** || Cr266/3 || 126 İ.Ö.126 || 2/3 || 8
|-
| Semis || S || Cr14/2 || 280-276 İ.Ö. || 1/2 || 6
|-
| Quincunx || ***** || Cr97/11 || 211-208 İ.Ö. || 5/12 || 5
|-
| Triens || **** || Cr14/3 || 280-276 İ.Ö. || 1/3 || 4
|-
| Quadrans || *** || Cr14/4 || 280-276 İ.Ö. || 1/4 || 3
|-
| Sextans || **|| Cr14/5 || 280-276 İ.Ö. || 1/6 || 2
|-
| Uncia || * || Cr 14/6 || 280-276 İ.Ö. || 1/12 || 1
|-
| Semuncia || Σ || Cr14/7 || 280-276 İ.Ö. || 1/24 || 1/2
|-
| Quartuncia || || Cr38/8 || 217-215 İ.Ö. || 1/48 || 1/4
|}
 
==== Yunan Formunda Sikke Damgalamaları ====
Yunan formundaki bronz sikkeler İ.Ö. 300 yılında “PΩMAIΩN” yazıtıyla az miktarda damgalanmıştır. Günümüzde bu sikkelerden çok az bulunmaktadır. Bu sikkelerin Roma’nın emriyle Napoli’de damgalandığı sanılmaktadır; Napoliten para birimi gibi kendilerine özgü şekilleri bulunmaktaydı. Bu sikkeler İ.Ö. 312 yılında, Roma’ya ulaşmada başlıca anayol işlevi gören Via Appia inşasının başlamasını sağlamıştı.
 
İ.Ö. 281 yılında Roma’da Tarent’e karşı bir savaş başladı; Tarent’liler Pyrrhus’un desteğini talep ettiler. Bu bağlamda Roma bir Roma Didrachme’sine eşdeğer ilk gümüş sikkelerinin basımını başlattı.
 
Bu sikkenin Avers’inde (ön) sol tarafa bakan, sakallı, Korint miğferi takan, savaş tanrısı Mars başı görülmektedir. Revers (arka) üzerinde “ROMANO” yazıtıyla sağa bakan, arkasında bir başak bulunan bir at kafası resmedilmişti.
 
Bu sikke büyük oranda kullanıldığı Magna Graecia ve Roma’nın da içinde bulunduğu Campagna bölgesinde basılmıştı. Bu damgalamanın gelişmiş bir tarz olduğu açıktır; Pyrrhus Savaşı’nda Roma askeri birliklerinin ve müttefiklerinin ödemelerinin, yunan sikkelerinin dağılımı için İtalya’daki Apennin’in güneyindeki bölgelerde yapıldığı görülmektedir. Günümüzde bu sikkenin Napoli’de döküldüğü sanılmaktadır, çünkü bu sikke o dönemdeki 7,3gr’lık3 g'lık sikke standardına uygundu. İtalya’da Metapont’da, Tarent’de ve diğer güney şehirlerinde standart sikke ölçüsü 7,9gr9 g idi, fakat Pyrrhus savaşı sırasında 6,6gr’a gerilemiştir. Eskiden bu sikke türünün basım yerinin Metapont olduğu varsayılmaktaydı, çünkü Metapont’dan olan sikkelerin üzerinde başaklara sıklıkla rastlanıyordu. Bir diğer belirteç ise Leukippus’un kafasına benzeyen, sikke türlerinden birinin üzerine resmedilmiş, Metapont’da eski dönemde basılmış Mars tanrısı başıdır.
 
Sonraki yıllarda daha başka gümüş sikkeler üretilmiştir. Sadece sikkeler üzerindeki motifler değil, ayrıca birim ölçüler de yunan sikke basımından yola çıkılarak yapılmıştır. İlk gümüş sikkeler Drachme ya da Didrachme olarak adlandırılır. Roma’da damgalandığı anlaşılan ilk Roma gümüş sikkeleri İ.Ö. 269 yılında dökülmüştür. Bu sikkenin tarihlendirilmesi, sikkenin damgası üzerindeki amblem o yılın konsüllerine uygun olduğu için o tarihe denk getirilerek üretilmiştir. Konsüllerin ismi Quintus, Ogulnius, Gallus ve onun erkek kardeşi Cnaeus Ogulnius Pictor idi.
 
Bunlar Ädilen para dağıtım evi olarak görev yapmışlardır; kazançların bir kısmı şehrin kurucuları Romulus ve Remus’un dişi bir kurt tarafından emzirilmelerini tasvir eden heykellerinin Ficus Ruminalis yakınına yapımımı için kullanılmıştır. Sikkenin ön yüzünde sağ tarafa bakan Herkül heykelini, arka yüzünde de dişi bir kurt tarafından emzirilen ikizler Romulus ve Remus’un tasvirleri görülebilmektedir. Aslan kürkü ve gülleli balta ile resmedilmiş Herkül, tanrısal koruyucu kişisi konumundaydı. Bazı tarihçiler, elli yıl sonra bu Didrachme’nin değerinin, elli yıl sonra bile tedavülde olan Denar gibi on As değerine denk geldiğini düşünmektedir. Bu varsayım Pinius’un İ.S.MS 1. yüzyılda kabulüne dayanmaktadır. Bazı tarihçiler de bu sikkelerde Denar’ın değil, Diadrachme’nin geçerli olduğunu düşünmektedir.
 
Roma Sikkeleri Quadrigatus’un çıkışına kadar az miktarda dökülmüştür. Quadrigatus İ.Ö. 235 yılından beri gerçek kaplama şeklinde üretilmiştir. Bu sikke biriminin ismi tanrıça Victoria’nın Quadriga içinde seyahat ederkenki tasvirinin görülebileceği Revers’den türemiştir. Bu sikke birimi 20 yıl boyunca çok miktarda basılmıştır. Sikkenin gümüş oranı Punya savaşı sırasında %30’a düşürülmüştür.
 
==== Dinar, Quinar, Sesterz ve Altın-Asse’nin ortaya çıkışı ====
Roma İmparatorluğunun dört yüzyıldan fazla süre lider para birimi olan Dinar, İ.Ö. 211 yılında kullanıma girdi. Bu birim, başlangıçta büyük miktarlarda basıldı; bu basım için gerekli gümüş İ.Ö. 210 yılında Syrakus’un yağmalanmasından elde edilmiştir. Dinar on Asse’ye değer gelmektedir ve X değer sayısıyla nitelendirilmektedir. Ağırlığı 4,5 grg, değeri ise yetmiş iki Roma [[Pound]]udur.
 
Bununla beraber iki ayrı sikke birimi basılmıştır: Biri bir Dinar’ın yarısına eşit değerde olan ve V değer sayısıyla nitelendirilen Quinarius nummus, diğeri ise bir Dinar’ın dörtte birine eşit değerde olan ve IIS değer sayısı ile nitelendirilen Sesterz’dir. Tüm bu birimlerin ön yüzlerinde tanrıça Roma’nın miğferli başı görülebilmektedir. Arka yüzünde ise at binen Dioskur’lar (dostlar) resmedilmiştir (Regillus lacus savaşına sözde katılımları üzerine bir îma).
 
Dinar’ın şekli çok çeşitlidir; çünkü her bir sikke ustası sikkelere dilediği gibi şekil verebilmekteydi. Bu “Aile Sikkeleri”nin üzerinde çoğunlukla mitolojiden ve Roma tarihinden motiflerin yanı sıra sikke ustasının atalarının da motifleri bulunmaktadır. Julius Caesar İ.Ö. 44 yılında şubat ayı başında ölüm yıldönümünde Roma sikkesi üzerine resmedilen ilk kişidir. Caesar ölümüne kadarki dönemde kısa süre içinde büyük miktarda “kendi” sikkesini bastırmıştır. Sonraki dönemlerde Romalı politikacıların da portrelerinin resmedilmesi sıklık kazanmıştır, ilkin Konsüller sikkeleri diye adlandırılan (aile sikkeleri de denir) sikkeler üzerinde eşlerinin de resmedildiği görülmektedir.
 
Bronz-Asse’lerin basımları devam etmiştir. Bu sikke birimlerinin standart ağırlıkları 55 gram gelmekle beraber bu ağırlık çok geçmeden Roma Pound’unun on ikide birine denk gelecek şekilde 32 grama düşürülmüştür. O dönemde askerlerin ücretlerinin ödenmesinde kullanılan Asse, diğer para birimlerine göre daha fazla sayıda basılıyordu. Bu ödemelerde Asse oldukça önemli bir yere sahipti.
 
İlk Roma altın sikkeleri İ.Ö. 216 yılında basılmıştır. Bu sikkelerin birimleri Stater ve yarım stater olarak adlandırılıyordu ve her ikisi de Roma’da basılıyordu. Bu basımlarda sikkelerin ön yüzlerinde Dioskur’ların (dostlar) (muzaffer olanı simgeleyen) defne çelenkli başları resmedilmiştir. Arka yüzlerinde ise üç kişi görülmektedir: Bir Romalı, bir Italikalı ve dize çöken biri; iki tarafında da ayakta duranlar vardır, ve kendisi kılıçla bir domuzu tutar. Bu tasvirin altında ise “ROMA” yazısı vardır; çünkü ikinci Punya savaşı sırasında Kartacalı General Hannibal ilerlemeye devam ederken, Roma İtalyan müttefiki ile Hannibal’a karşı birlik oldu. Bu tasvir ayrıca Cannae Savaşı zamanında yeni birliklerin silâhaltına çağrılmasıyla bir bağlantısı olan Roma Andı olarak da yorumlanabilir.
 
Bu birim İ.Ö. 213 yılında “altın -Asse” diye adlandırılan sikke türü ile değiştirilmiştir. Altın asse üç farklı değer katmanına sahiptir: XX değer işaretiyle 20, XXXX değer işaretiyle 40 ve ↓X değer işaretiyle de 60. tüm bu sikkelerin ön yüzlerinde miğferli, sakallı bir Mars başı, arka yüzlerinde ise yıldırım işareti üzerinde kanatlarını açmış bir kartal bulunmaktadır; kartal tasviri muhtemelen İ.Ö. 3. yüzyıldan beri Ptolemaios sikkeleri üzerine basılan kartal tasviri ile bağlantılıdır. Bunun yanında IV. Ptolemaios’un bu sikkeler için altın kullanımını hizmete sunduğu ve bu şekilde savaşta Kartacalıların yanında yer alan V. Philipp’in bu tavrına bir ceza vermek istediği sanılmaktadır.
 
Aynı dönemde çok miktarda, diğer bir gümüş sikke olan Victoriatus basılmıştır. Bu birimin [[Dinar]] sisteminden oldukça farklı olduğu ve başka bir standarda göre üretildiği görülmektedir. Önceki 52 Dinar, Quinar ve Sesterz’in analizleri sırasında % 96, 2± %1,09 oranlarında gümüş içerdikleri görülürken, Victoriat’larde bu değer %72 ve % 93 arasındadır. Erken dönem Victoriat’lar genellikle Sicilya’da ve güney İtalya’da bulunmuştur. Bu birimin 3,41 gram ağırlığında olduğu ve Dinar’ın 3/4'üne eşit olduğu tahmin edilmektedir. Roma sikke sistemi için değil, diğer başka bölgeler için kullanıldığı da sanılmaktadır. Bu sebeple hiçbir değer işareti yoktur; değeri, yapı maddesinin değeriyle belirlenmektedir.
Satır 214 ⟶ 218:
==== Ağırlık ve saflık derecesinin oluşumu ====
Sonraki kırk yılda Dinar, ağırlığını gitgide kaybetmiştir. Bunun nedeni ise bilinmemektedir. Fakat bu gelişim muhtemelen ikinci Punya savaşı sırasında sürekli devam eden gerginliğe bağlı olarak başlamıştır. Bu savaş sonucunda Roma devleti, halkına yaklaşık bir milyon Dinar borçlanmıştır. Bu borç Cn Manlius Vulso yönetiminde İ.Ö. 188 yılındaki Apameia Barışı’nın ganimeti elde edilene kadar 25 yıl boyunca geri ödenmemiştir.
 
Bir Roma Pound’u 72 Dinar etmektedir; bu değer zamanla 84 Dinara dönüşmüştür. Sonraki on yılda Dinar’ın ağırlığı sabit kalmıştır.
 
Dinar’ın gümüş içeriği Roma İmparatorluğu döneminde, ayrıca Marcus Antonius’un geç dönem basımlarında, özellikle İ.Ö. 32/31 yıllarındaki daha geç dönemde Aktium Savaşı’ndan hemen önce ağır “lejyoner” basımlarda % 90, hatta % 95 etmekteydi. Söylentilere göre ihtiyaç duyulan gümüş de Cleopatra tarafından hizmete sunulmuştur.
 
==== Bronz sikkelere bağlı olarak gümüş sikkelerin oluşumu ====
İ.Ö. yaklaşık 140 yılında -kesin tarih bilinmemektedir- Dinar’ın değeri on altı Asse olarak belirlenmiştir. Bu da dinarın ön yüzünde XVI olarak işaretlenmiştir. Bu yazı ilk olarak Dinar üzerinde sikke ustası işareti olan İ.Ö. 141 yılına tarihlenen L.IULI (Crawford 224/1) ile birlikte görülmüştür. XVI işareti kısa bir süre sonra Roma rakamı olan ve 10 rakamına denk gelen X ile değiştirilmiştir. X’in ortasından genellikle XVI işaretinin monogramı olarak yorumlanan yatay bir çizgi geçmektedir.
 
Bir Dinar’ın değer değişiminin, ağırlıkların düşmesiyle -“eski” Asse talep edilmesi ve “yeni” Asse’nin ağırlığının düşürülmesi nedeniyle- gelişim gösteren şartların bilinmesi anlamına geldiği düşünülmektedir. Bu sebeple bir Quinar’ın değeri sekiz Asse, bir Sesterz’in değeri de dört Asse etmektedir. Dinarlar ve Asse’ler arasındaki etkileşim ileriki yüzyıllarda da devam etmiştir. Victoriat da İ.Ö. 2. yüzyılda hala tedavüldeydi. Victoriat’lar sonraki dönemlerde Gallia Cisalpina gibi bölgelerde de kullanılabilir durumdaydı.
 
==== Altın sikkelerin oluşumu ====
60, 40 ve 20 Altın Asse sikkelerinin basımı çok fazla yapılmamıştır. Önceleri altın sikkeler sadece yardım amacıyla kullanılmış sikkelerdir. İ.Ö. 83 yılında Altın Asse’ler Aureus ile değiştirilmiştir. Bu sikke birimi Roma İmparatorluğu’nun son dönemlerinde daha fazla değer kazanmıştır ve Roma sikkelerinin içinde oldukça önemli bir yer kazanmıştır. Dinar’ların üzerinde olduğu gibi Aurei’nin de ön yüzünde tanrı resimleri resmedilmiştir. Arka yüzünde ise sikke ustasına bağlı olarak Roma ordusunun farklı zaferlerinin anlatıldığı çeşitli motifler görülebilmektedir.
 
==== Sezar ve İmparatorluk Dönemi ====
Satır 244 ⟶ 250:
==== Ostrom ====
Doğu Roma (Bizans) Sikke’leri 5. yüzyıl içinde (Batı) Roma imparatorluk örneklerinden ayrışmaya başlamıştır. 6. yüzyılda da çok sayıda Sikke resmi ve birimleri (özellikle Solidus) yaygın olarak uzun süre kullanılmış olsa da imparator Anastasios 498 yılında Nümizmatikçilerin Bizans Sikke tarihinin “başlangıcı” olarak değerlendirdikleri yeni bakır Sikke’leri çıkarmıştır. Buna rağmen döküm resimleri zamanla değişimlere uğramıştır. Portrelerin sanatsal anlamda nitelikleri Justinian’dan sonra azalmış ve arka yüzlerinde tarihsel olaylara ilişkin betimlemeler de neredeyse hiç yapılmamıştır, aksine imparator için övgüsel betimlemeler görülmüştür. Herakleios’un Pers savaşıyla birlikte basımı yapılan ve Deus adiuta Romanis ("Tanrım, Romalılara yardım et") yazısını taşıyan, 615 yılında çıkarılan gümüş Sikke Hexagram oldukça önemlidir. Bu yazı, resmi dil olarak genellikle Yunancanın kullanıldığı Ostrom’daki en yeni Latince Sikke yazısıdır. Bir diğer ilginç sikke türü de 11. yüzyıldan beri basımı yapılan, anahtar formundaki kemer şeklinde kabartılmış Scyphaten’dir.
 
İslam dünyasının sikkeleri kısmen doğu Roma-Bizans ve Sasani örneklerinin etkisinde kalmıştır.
Bu Dinarların (Latince Denarius) en eskileri 7. yüzyılda basılmıştır. Ayrıca 13. yüzyıldaki Moğol istilası ön Asya Sikke geleneğini de beraberinde getirmiştir. İlk olarak Türkiye’nin ve İran’ın çıkışıyla birlikte bu bölgede yeniden Sikke basımına başlanmıştır.
 
==== Almanya’ya Yayılımyayılım ====
Kavimler göçü zamanı germen İmparatorlukları 6. yüzyıla kadar, batı ve doğu Roma örneklerinden esinlenen ve dönemin imparatorlarının portrelerini resmeden ve şanın bir göstergesi olan Sikke basımları yapmışlardır.
 
==== Bilinen Tüm Roma Sikke Türlerinin Listesi ====
Altın Sikkeler
* Yarım Stater (İ.Ö. 215)
* Stater (İ.Ö. 215)
* 20 Altın-Asse (İ.Ö. 3. yüzyılın sonu)
* 40 Altın-Asse (İ.Ö. 3. yüzyılın sonu)
* 60 Altın-Asse (İ.Ö. 3. yüzyılın sonu)
* Aureus (İ.Ö. 100–324)
* Quinarius aureus (İ.Ö. 45 324)
* Semissis (230–600)
* Solidus (307–1453)
Satır 265 ⟶ 272:
 
'''Gümüş Sikkeler'''
* Drachme (İ.Ö. 240- İ.Ö. 215)
* Didrachme (İ.Ö. 280- İ.Ö. 215)
* Yarım Litra (İ.Ö. 235- İ.Ö. 230)
* Litra (İ.Ö. 300- İ.Ö. 240)
* Çift Litra (Dilitron) (İ.Ö. 275- İ.Ö. 240)
* Quadrigatus (İ.Ö. 235– İ.Ö. 212)
* Denarius (İ.Ö. 211–6. yüzyıl)
* Serratus (İ.Ö. 150– İ.Ö. 50)
* Quinarius nummus (İ.Ö. 211– İ.Ö. 500 (?))
* Yarım Victoriatus (İ.Ö. 210- İ.Ö. 100)
* Victoriatus (İ.Ö. 210– İ.Ö. 100)
* Çift Victoriatus (İ.Ö. 210- İ.Ö. 100)
* Antoninian (214–294) (274 Aurelianus olarak?)
* Argenteus (294–320)
Satır 283 ⟶ 290:
 
'''Bronz-, Bakır- ve Messing Sikkeleri'''
* As (İ.Ö. 300–270)
* Dupondius (İ.Ö. 300–280)
* Semis (İ.Ö. 300–6. yüzyıl (?))
* Sesterz (İ.Ö. 300–293)
* Triens (İ.Ö. 300– İ.Ö. 80)
* Quadrans (İ.Ö. 300–200)
* Sextans (İ.Ö. 300– İ.Ö. 90)
* Uncia (İ.Ö. 300– İ.Ö. 100)
* Semuncia (İ.Ö. 300– İ.Ö. 200)
* Quartuncia (İ.Ö. 215)
* Bes (İ.Ö. 130)
* Tressis (İ.Ö. 260– İ.Ö. 210)
* Quincussis (İ.Ö. 215)
* Decussis (İ.Ö. 215)
* Dextans (İ.Ö. 210)
* Dodrans (İ.Ö. 125)
* Quincunx (İ.Ö. 250– İ.Ö. 200)
* Follis (294–346)
* Centenionalis (340–?)
Satır 307 ⟶ 314:
Akçe, Osmanlı Devletinin ilk zamanlarından itibaren bastırılan ve kullanılan gümüş para birimine verilen addır. İlk Osmanlı sikkesi gümüşten imal edildiği için Ak (beyaz, temiz, parlak) para manasında akçe denildi. İlk zamanlar “gümüş para” manasında kullanılan akçe on beşinci yüzyıldan sonra Osmanlı parası karşılığı olarak kullanıldı. Osmanlı para birimi olan “Akçe-i Osman” adıyla kullanıldığı gibi, padişahların zamanlarına göre değişik isimler aldı. Akçe, Osmanlılara mahsus olup, paranın Selçuklu ve diğer İslam devletlerinin paralarıyla ilgisi yoktur. İlk akçe doksan ayar gümüşten olup, altı kırat 1,154 gram ağırlığındaydı. Zamanla ayarı düşük ve değişik ağırlıkta akçeler de basıldı. Özel olarak bir yüzünde “La ilahe illallah Muhammedün resûlullah” ibaresiyle bu ibarenin dört tarafında Peygamber efendimizin dört halifesinin ismi, diğer yüzünde de parayı bastıran padişahın ismi, basılış yeri, tarihî ve Osmanlıların mensubu oldukları Kayı boyunun damgası bulunmaktaydı. On beşinci yüzyıldan itibaren para manasında kullanılan Akçe’ye; “Lala Yürgûç Akçesi”, “Avariz Akçesi”, “Geçer Akçe”, “Kalp Akçe” gibi çeşitli adlar verildi. Ayrıca değer düşüşü neticesinde; “Zilyûf Akçe”, “Kirpik Akçe”, “Kızıl Akçe”, “Çil Akçe” adlarını da aldı. “Çürük Akçe” deyimi ile kullanılan para ise bakır sikkeyi ifade etmektedir.
 
Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında Selçuklular veya diğer devletler tarafından bastırılan çeşitli paralar kullanılırdı. İlk Osmanlı sikkesini Osman Gazi bastırdı. Bu gümüş para, 15 mm. çapında ve 0,68 gr.g ağırlığındadır. Basıldığı yer ve tarihi belli olmayan bu paranın ön yüzünde “Darebe Osman bin Ertuğrul” ibaresi bulunuyordu. En eski Osmanlı Akçe’si, ikinci Osmanlı padişahı Orhan Gazi tarafından bastırılmıştır. Orhan Gazi devrine ait en eski akçe 1327 (H.727) tarihînde Bursa’da bastırıldı. Bu Osmanlı Akçe’sinin bir tarafında “La ilahe illallah Muhammedün resûlullah” ibaresi yer alır. İbarenin etrafında; Ebû Bekr, Ömer, Osman, Ali’nin (r.anh) isimleri vardır. Arka yüzdeyse, Orhan bin Osman ve basıldığı yeri gösteren Bursa ismi, altında ise Orhan Gazi’nin beyliğe geçişinin üçüncü senesini işaret eden [[siyakat]] rakamı ile üç sayısı ve kenarlarında da paranın basıldığı yıl 727 ile Osmanlıların mensubu oldukları Kayı boyunun damgası vardır.
 
Orhan Bey zamanında, tarihsiz ve üzerindeki yazılar geometrik motiflerden oluşan bir çerçeve içine alınmış İlhanlı paralarına benzer paralar da basılmıştır. Çerçevesiz olup üzerinde, “Orhan halledallahü mülkehû” ibaresi yazılı akçeler daha sadedir. Basıldığı yer ve tarih belli olmayan bu akçeler Orhan Gazi’nin beyliğin idaresini ele aldığı ilk senelere ait olmalıdır.
Satır 340 ⟶ 347:
==== Darphane ====
9. yüzyıldan sonra Ortadoğu ve Anadolu'ya yerleşerek farklı devlet ve beylikler kuran Türkler, bu beyliklerin bazı kasabalarında demir para basımı yapmışlar ve para basılan bu mahallelere de "Darphane" adı vermişlerdir.
 
15. yüzyılın sonunda altın sultanini piyasaya çıkarılana kadar, Osmanlı sikkeleri yalnızca gümüş akçe ve bakır mangır idi. Akçe ya da akça temel para birimiydi. İlk akçeler Bursa, Edirne ve Marmara bölgelerinde üretildi ve basım yerleri belirtilmedi. Diğer Türkmen beyliklerinin sikkeleriyle birlikte piyasaya sürüldüler. Osmanlılar 15. yüzyılda Selçuklular ve İlhanlılardan esinlenerek, önemli ticaret merkezlerinde ve madenlerde çok sayıda darphane kurdular. Bu şekilde Osmanlının topraklarının yanı sıra akçenin tedavül alanı da genişlemiş oldu. 14'üncü yüzyıl sonlarında ve 15. yüzyıl başlarında akçe artık Bizans topraklarında ve Konstantinopolis'in içinde de kullanılmaktaydı. 15. yüzyılın son çeyreğinde, II. Mehmed'in 30 yıllık hükümdarlığı sırasında da 15 ayrı darphanede akçe basımı yapılıyordu. Darphanelerin üretim düzeyi kişilerin darphaneye getirdikleri veya devletin sağladığı değerli maden miktarına göre değişiyordu. Bu yüzden üretim düzeyleri büyük değişiklikler göstermekteydi. Ayrıca, bir padişah tahta çıktıktan sonra, devlet piyasadaki eski sikkelerin darphanelere getirilmesini ve yeni padişahın ismini taşıyan sikkelerle değiştirilmesini talep ediyordu. Bu işleme tecdid-i sikke (sikkelerin yenilenmesi) deniliyordu. Sayılarının çok olmasına rağmen merkezi devlet, darphaneleri yakından denetliyordu. Büyük kent merkezlerindeki darphaneler, genel olarak emanet sistemiyle devlet tarafından işletilmekte ve birer devlet memuru olan eminler tarafından yönetilmekteydi. Sahib-i ayar adı verilen bir görevli de teknik işlerden ve sikkelerin ayar ve ağırlıklarının devletin koyduğu standartlara uygunluğunun kontrolünden sorumluydu. Darphanelerin işleyişleri ve hesap defterleri devlet tarafından görevlendirilmiş yerel kadılar aracılığıyla da denetlemekteydi. Osmanlı darphanelerinde altın, gümüş ve bakır sikkelerin üretiminde kullanılan teknoloji, 17. yüzyıl sonuna kadar oldukça basitti. Isıtılmış bir parça metal iki kalıp arasına yerleştiriliyor ve yukarıdaki kalıba bir çekiçle vuruluyordu. Bu yöntemle alt ve üst kalıplar üzerindeki desenler sikkenin her iki tarafına da işlenmiş oluyordu. Kalıpların üretimi, boş metal parçalarının (pulların) veya alaşımlarının hazırlanması, çekiçle yapılan vuruşlar ve ortaya çıkan malın kalitesinin denetlenmesi, bu pulların ağırlıklarının ölçülmesi beceri gerektirmekteydi. Sahib-i ayarın denetimi altında çok sayıda usta zanaatkâr ve işçi önceden belirlenmiş görevleri yerine getirmekteydi. İstanbul'da gümüş ve bakır sikke üretiminde çalışanlar birkaç yüz kişiydi, diğer büyük darphanelerde bu sayı yüzü aşmaktaydı. Orta büyüklükteki darphanelerde çalışanların sayıları da 50'yi buluyor hatta geçebiliyordu. Taşradaki küçük darphaneler, uzmanlık gerektiren işler için sık sık büyük darphanelerden yardım almaktaydılar.
 
Satır 349 ⟶ 357:
 
İstanbul'daki bu darphane, devletin ana darphanesi olma özelliğini devam ettirmiştir. 1843 yılında diğer darphanelerin faaliyetine son verilmiş ve bu tarihten sonra yalnız İstanbul'daki darphanede para basılmaya devam edilmiştir.
 
8 Temmuz 1967 tarihinde kurulan Darphane'nin üçüncü kuruluş projeleri ile ilgili hazırlık çalışmaları, 1953 yılında başlamıştır. Sonraki yıllarda madeni paraya olan taleplerin daha da yükselebileceği düşüncesi, yeni bir binanın inşaası ve yeni makinelerin satın alınması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle 1961 yılı ortalarında inşaasına başlanan yeni darphane binası, yeni makinelerin alınmasıyla 1967 yılında hizmete girmiştir.
 
Satır 372 ⟶ 381:
 
Bunların haricinde çift baskılar hemen her yılın her çeşit parasında bulunmaktadır.
 
(*) N: Normal, D: Delikli.
 
Satır 394 ⟶ 404:
=== Taler’in Yayılışı ===
Joachimsthaler tüm Almanya’da İmparatorluk Taler’i olarak kullanıldı. Avusturya’da da 1909 yılına kadar kullanılmıştır. Eski adıyla “Avusturya Hollandası” olan, günümüzdeki Belçika ve Lüksemburg bölgesini içine alan bölgede Kronentaler ortaya çıkmıştır. Danimarka ve İsveç’te 1874 yılı sonuna kadar Speziestaler (Özel Taler) ve Reichstaler (İmparatorluk Taleri), yani Reichsbanktaler (İmparatorluk Bankası Talerleri) olarak kullanıldı. Kısa süre sonra “Christian-Taler”i ortaya çıktı. Gösterişli ve güzel dış görünüşüyle bu Taler günümüzde hala en çok beğenilen ve aranan demir paralardan biridir.
 
Taler, Amerika Birleşik Devletleri’nde Dolar adı altında kullanılmaktadır.
 
Satır 439 ⟶ 450:
 
== Tarih ==
Roma biyografi yazarı Suetonius’un (İ.S.MS 69-140) betimlemelerine baktığımızda, imparator [[Augustus]] (İ.Ö. 27 İ.S.- MS 14) 2000 yıl önce “krallığa ait sikkeleri ve yabancı ülkelerin Sikke’lerini” biriktiren ilk kişilerden biridir. Roma dönemine ait başka koleksiyonculara ve koleksiyonlara ilişkin açıklamalar da bulunmaktadır; sanat eserlerinin aksine bu dönemde Sikke koleksiyonculuğunda estetik zevk ön planda değildir.
 
Sikkeler üzerine bilimsel anlamdaki araştırmalara ilişkin ilk girişim 14. ve 15. yüzyıllara dayanmaktadır. Bu dönemden şair [[Petrarca]] ve Piskopos Stefan Mathias von Neidenburg ilk akla gelenlerdir. O zamanlar söylendiği gibi “Tüm ülkelerin Sikke’leri” ve tarihi Sikke’lerin kapsamlı koleksiyonuna sahiplerdir. Almanya’da, [[Duka]]’lar ciddi anlamda ilk Sikke koleksiyoncularındandır.
Satır 455 ⟶ 466:
=== Para değeri ===
Para değeri yasal bir ödeme aracının (para birimi) nominal ya da itibari değeri anlamına gelmektedir ve böylece mal ve para takasında devlet bankası tarafından saptanan kendi değerini tanımlamaktadır. Bu şekilde paranın alım gücüyle eşdeğer tutulan piyasa değeri arasındaki ayrım yapılmış olur.
 
Özellikle Gümüş külçeler (metal) ya da sikkeler gibi koleksiyon nesnelerinin nümismatikçiler ya da yatırımcılar için değerli olmalarının nedeni yalnızca metallerinin yüksek değerde olması değildir. Mal değeri genellikle bu nesnelerin yasal ödeme aracı olarak itibari değerlerini de artırmaktadır.
 
== Dış Bağlantılarbağlantılar ==
* [http://www.turknumismatik.org.tr/ Türk Nümismatik Derneği]
* [http://www.koleksiyon.org/ Her döneme ait Yerli-Yabancı Paraların bulunduğu referans site Angora Nümismatik]
Satır 470 ⟶ 482:
 
{{Sosyal bilimler altbilgisi}}
 
<!--kategori-->
[[Kategori:Nümismatik|* ]]
<!--diğer diller-->
 
[[Kategori:Nümismatik|*]]
 
<!--diğer diller-->
[[ar:علم العملات]]
[[ast:Numismática]]
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Nümismatik" sayfasından alınmıştır