Devlet Opera ve Balesi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ermangg (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Théoden (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
2. satır:
[[Dosya:AnkaraStateOpera.JPG|thumb|right|250px|Ankara'daki opera ve bale sahnelerinden ilki olan [[Ankara Opera Sahnesi]].]]
 
'''Devlet Opera ve Balesi'''<ref>[https://secure.dobgm.gov.tr/opera2009/devopera.asp?Mud=29 Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü]</ref>, 1309 sayılı kanun ile kurulmuş, ulusal opera ve bale topluluklarını bünyesinde barındıran, [[Kültür ve Turizm Bakanlığı]]'na bağlı bir genel müdürlüktür. 6Kendisine taşra müdürlüğünde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bunlar;bağlı, [[Ankaraİstanbul]], [[İstanbulAnkara]], [[İzmir]], [[Mersin]], [[Antalya]] ve [[Samsun]]'da Devlet6 Operamüdürlükle vefaaliyetlerini Balesi Müdürlükleridirsürdürmektedir.
 
Asıl amacı, [[opera]], [[bale]] ve [[müzik]] sanatlarını halka tanıtmak ve yaymak gayesiyle opera, [[operet]], bale temsilleri ile konserler vermek, yurt içi ve yurt dışı turneler ile ve milli ve milletler arası festivaller düzenlemektir.
 
== Tarihi ==
=== Cumhuriyet öncesi tarihi ===
Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk opera kendisi de bir şair ve bestekâr olan [[3. Selim]] zamanında (1761 - 1808) sergilenmiştir.
 
'''Cumhuriyet Öncesi Tarihi''' <ref name="ref200">[https://secure.dobgm.gov.tr/opera2009/stat/..%5Cstrateji%5Cstratejik_plan_2011_2015.pdf Devlet Opera ve Balesi 2011-2015 Strateji Planı "Türkiye'de Opera ve Bale" Bölümünden alınmıştır.]</ref>
=== Cumhuriyet sonrası tarihi ===
 
Cumhuriyet'in kurulmasıyla birlikte kültürel devrimlere önem veren Atatürk bir çok genç yetenekli kişiyi kendi gözetiminde 1924 yılında yeni açılmış olan [[Ankara]]'daki [[Musiki Muallim Mektebi]]'ne, [[İstanbul]]'daki [[Darülelhan]]'a ve müzik öğretmeni olarak yetişmeleri için Avrupa'ya eğitim almaya göndermiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Avrupa ülkelerine gönderilen elçilerin ülkemize
döndüklerinde padişaha hazırlayıp sundukları raporlarda, "Opera" sanatından bahsettikleri
görülür. Uzun uzun bu seyrettikleri operaları anlatan elçiler, sarayda operalara karşı bir
ilginin oluşmasına neden oldular. Böylece Padişah III. Murad döneminde (1574-1595)
sarayda ilk müzikli oyun sergilendi. Daha sonraları kendisi de bir besteci olan Padişah III.
Selim döneminde (1761-1808), Topkapı Sarayı’nda 1797 yılında yabancı bir topluluğa opera 9
temsili verdirdiği o dönemin saray katibinin tuttuğu notlardan anlaşılmaktadır. 18. ve 19.
yüzyıllarda da Osmanlı elçilerinin sefaretnamelerinde opera ile ilgili bilgileri devam etti.
Tanzimat'tan sonra İstanbul'da yapılan tiyatro binalarında İtalyan opera toplulukları
tarafından çeşitli temsiller verildi.
 
Türkiye'de daha çok 19.yüzyılın ortalarına doğru başlamış bulunan müzikte yenilenme
çabalarına, herşeyden önce İtalyan opera sanatı örnek olmuş ve bu sanatın beşiği olan
İtalya'daki hocalardan yararlanılmıştır. Hatta bu konuda, karşılaşılan ilk önemli örnek,
Tanzimat'tan 7 yıl sonra, büyük İtalyan bestecisi Giuseppe Verdi'nin (1813–1901) 1846
yılında, bir İtalyan opera grubu tarafından Beyoğlu'nda oynanan "Ernani" operasıdır. Yapılan
araştırmalarla, Verdi operalarının, 1846–77 yılları arasında ve İtalya'daki dünya
prömiyerlerinden bir ya da birkaç yıl sonra İstanbul'da oynanmış oldukları tespit edilmiştir.
Bu dönemde İstanbul'da Beyoğlu tiyatrolarında, İtalyan topluluklarının sergiledikleri
operalarla ilgili afişler ve dönemin gazetelerinde gösterilerle ilgili yazıların yayınlanmasından da anlaşılıyor ki büyük bir izleyici grubuna hitap edilmekteydi.
 
1840'ta Bosco adlı bir İtalyan tarafından yapılan ilk tiyatro binasında, metinleri Türkçe'ye
çevrilerek oynanan operaların ilki, Gaetano Donizetti'nin "Belisario" operasıydı. 1844'te
Bosco'nun tiyatrosu Tütüncüoğlu Michael Naum Efendi'ye devredildi. Naum Efendi 26 yıl
İstanbullular’a hizmet verdi. Naum Tiyatrosu'nda oynanan ilk opera (29 Aralık 1844) Gaetano
Donizetti'nin "Lucrezia Borgia" adlı yapıtı oldu. 1846 yılında yanan bu tiyatronun yerine,
Naum Efendi, bugünkü Tokatlıyan İşhanının bulunduğu yörede yeni bir tiyatro kurdu ve ilk
temsiline Sultan Abdülmecit de geldi.
 
Naum Tiyatrosu'nun 5 Haziran 1870'de ikinci defa yanması ve Osmanlı İmparatorluğu'nun
özellikle o sıralarda büyük siyasi bunalımlar içinde bulunması, opera konusunun gereğince
ele alınmasına imkan sağlamamıştır. Ama Naum Efendi'nin tiyatrosu ikinci kez yanıncaya
kadar, düzenli opera temsilleri verildi. Naum Efendi, tiyatrosunda yabancı dillerde yapıtlar
sahneleyebilmek için "imtiyaz" alarak bu konuda bir tekel oluşturdu. Bu arada azınlıkların
kurduğu opera kumpanyaları da ayrı bir önem taşır. Dikran Çuhacıyan'ın, Güllü Agop'un,
Küçük İsmail ile Mınakyan'ın kumpanyaları bunların arasında en önemlileridir. Böylece 1885
yılından, imparatorluğun tarihe karıştığı yıl olan 1923'e kadar geçen 38 yıllık bir süre içinde
de, çok sesli Türk Sanat Müziği, hele opera konusu, tamamen duraklama dönemine girmiştir
 
'''Cumhuriyet Sonrası Tarih'''i <ref name="ref200" />
 
Cumhuriyet'in ilan edildiği yıllarda ülkemizde opera dalında önemli gelişmeler olmadı. Ziya
Gökalp'in müzik konusundaki görüşlerinden etkilenen Atatürk, Cumhuriyet sonrasında
devletin müzik politikasını, "Türk halk müziğini temel alıp Batı'da geliştirilmiş çok sesli teknik ve yöntemleri kullanarak yeni bir müziğin yoğurulması" biçiminde belirlemişti. Bu temel ilke uyarınca yetenekli gençler Avrupa'ya müzik öğrenimine gönderildi. Avrupa'daki müzik
eğitimini tamamlayarak yurda dönen genç müzikçiler, 1930'lardan sonra bu alanda da
etkinliklerini göstermeye başladılar. Ankara'da Musiki Muallim Mektebi'nin, İstanbul'da
Darülelhan'ın kurulması, dışarıda eğitim gören genç öğretim üyelerinin bu kuruluşlarda 10
öğrenci yetiştirmeye başlaması, opera alanında gerek besteci, gerekse yorumcu açısından
umutlu bir geleceğe atılan ilk adımlar oldu.
 
Cumhuriyet'in müzik politikasına uygun ilk operayı Ahmed Adnan Saygun besteledi. Konusu
ve librettosu üzerinde Mustafa Kemal'in de titizlikle durduğu "Özsoy" (öbür adıyla Feridun)
adlı bu operanın metnini Münir Hayri (Egeli) yazmıştı. Türklerin İranlılarla aynı soydan geldiği temasını işleyen [[Özsoy Operası]], ilk kez, 19 Haziran 1934'te, Mustafa Kemal'in ve onun resmi konuğu İran şahı Rıza Pehlevi'nin huzurunda sahnelendi. Bu ilk operayı, gene Ahmed Adnan Saygun'un "Taşbebek", Necil Kazım Akses'in "Bayönder" adlı eserleri izledi.
Türkiye'de oynayan ilk ulusal operalar, beklenen sonucu kısa sürede vermiş ve Milli Eğitim
Bakanlığı, Atatürk'ün direktifleriyle Ankara'da bir devlet konservatuvarının kurulmasıyla ilgili hazırlıklara başlamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı'nda ilk olarak bir Güzel Sanatlar Genel
Müdürlüğü kurulmuştur. 1936 yılında da 1924 yılında Ankara'da faaliyete geçirilmiş bulunan
Musiki Muallim Mektebi'nin öğrencileri arasından seçilen yetenekli elemanlarla, gene aynı
kurumun içinde ilk olarak Devlet Konservatuvarı sınıfları faaliyete geçirilmiştir.
 
1935/36 ders yılında, Musiki Muallim Mektebi'nde kurulmuş bulunan Devlet Konservatuvarı
sınıflarında, müzik sanatının bütün dallarında olduğu gibi, tiyatro ve opera alanında da
çalışmalara hızla başlanmış ve kısa zamanda uzun mesafeler alınmıştır. Paul Hindemith'in, sürekli görev kabul etmeyerek, zaman zaman Ankara'ya gelip Konservatuvar’ı denetlemesi ve rapor vermesi yanında, anlaşmalı uzman olarak Ankara'da kalmış olan Carl Ebert, Devlet Konservatuvarı tiyatro tatbikat sahnesi ile opera stüdyosunu, dokuz yıl kesintisiz yönetmiştir.
 
Carl Ebert'in Ankara Devlet Konservatuvarı'nın opera stüdyosundaki eğitim öğretimle ilgili çalışmaları, başlangıçta, uluslararası opera literatürünün standart eserlerinden alınan örneklerle, Türkçe metinli denemeler halinde oluşup gelişmiştir ve bu alanda öğrencilerin sahneye koydukları ilk oyun, W. A. Mozart'ın bir perdelik Bastien und Bastienne adlı operası olmuştur.
 
Türkiye'de [[Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası]]'nın eşliğinde ilk olarak Türkçe metinle
oynanmış bulunan bu eser, zamanın basınında geniş ilgi yaratmıştır. Opera konusunda elde
edilmiş olan olumlu sonuç, batı operalarından türkçe librettolu operalar oluşturma çabasına
yol açmış ve 1940 yılında Türkiye'de ilk olarak, ünlü besteci G. Puccini'nin [[Madame Butterfly]] operasının sadece 2.perdesi, 1941 yılının mayıs ayında da gene Puccini'nin [[Tosca]] operasının sadece 2.perdesi, konservatuvarın opera stüdyosu elemanları tarafından, türkçe librettolarla ve üstün bir başarı ile sahneye konmuş ve bu ilk opera temsilleri, zamanın basınında oldukça ilginç yankılar yaratmıştır.
 
Üç yıllık yoğun çalışma sonunda elde edilen bu büyük başarı, bu konuda gerekli önlemlerin
alınmasını gerektirmiştir. 16 Mayıs 1940 tarihinde yürürlüğe giren bir yasa ile Musiki Muallim
Mektebi içinde idareten kurulup faaliyete geçirilmiş olan Devlet Konservatuvarı sınıflarının
Müzik, Opera, Bale ve Tiyatro bölümlerini içine alan bir Devlet Konservatuvarı'na
dönüşmesiyle yetenekli besteciler, müzikçiler, solistler, balerinler yetişmiştir. 1947/48 yılları arasında Ankara'da, ünlü Alman mimar Bonatz tarafından, Sergievi binası tiyatro ve opera binasına dönüştürülmüş ve Opera, 2 Nisan 1948 Cuma gecesi törenle hizmete girmiştir. [[Türk Beşleri]] olarak nitelenen bestecilerin eserlerine yer verilen bir programla açılışı yapılan "Opera"da, o gece, Ahmed Adnan Saygun'un "Kerem" operası ilk kez seslendirilmiştir.
 
1949 yılında özel bir yasa ile çalışmalarına başlamış bulunan Ankara Devlet Opera ve Balesi
ile bu kurumun kolu halinde kurulan İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin çeşitli kadro
ihtiyacını, Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olan sanatçılarla karşılayabilme imkânı elde
edilmiştir. Ankara Devlet Operası'nın kuruluşunda önemle yer alması gereken opera
orkestrası ile korosu ve balesinin de 1950/53 yıllarından itibaren organize edilmelerine
başlanmış olması, bu üç ayrı ünitenin zamanla üstün düzeyde bir bütün oluşturmasına imkân
sağlanmıştır. Bunlardan bale okulu, 1947 yılında İngiltere'den davet edilen ünlü bale uzmanı
Dame Ninette de Valois'nın katkısıyla, önce İstanbul'da Yeşilköy'deki pansiyonlu ilkokulda
kurulmuş ve değerli bale uzmanlarının eğitimi altında yetiştirilmiş bulunan ilk baleciler, üç
yıllık bir eğitim ve öğretimden sonra, öğrenimlerini 1950 yılında, Ankara Devlet
Konservatuvarı'nda kurulan Bale Bölümü’nde sürdürmüşlerdir. İlk mezunlarını da 1956/57
yılında vermiştir.
 
Devlet Tiyatroları'nın ilk Genel Müdürü Muhsin Ertuğrul'dan sonra göreve 1951'de Cevad Memduh Altar getirilmiştir. Altar, operada "repertuvar" sistemi ile "yıldız" sistemine önem vererek, dünya sahnelerinin ünlü kişilerini davet etmiştir. 1958'de tiyatro ile opera ayrılıp iki farklı müdürlük olunca, Devlet Opera ve Balesi'nin ilk müdürlüğüne Necil Kazım Akses getirilmiştir.
 
1959/60 yılında İstanbul'da da opera kurma çalışmaları sonuçlanmış ve Aydın Gün, Tepebaşı
Dram Tiyatrosu'nda İstanbul Şehir Operası'nı kurmuştur.
 
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü kuruluş kanunu 14.7.1970 günü yayınlanarak
yürürlüğe girmiştir. Böylece Ankara’daki Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile [[İstanbul
Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü]], resmen tiyatrodan ayrılıp bağımsız bölümler haline
gelmiştir.
 
1983 yılında İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü, 1992 yılında [[Mersin Devlet Opera ve
Balesi Müdürlüğü, 1999 yılında Antalya Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü ve 2009 yılında
Samsun Devlet Opera ve Balesi Müdürlükleri kurulmuştur.
 
2009 yılında Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü, Genel Müdürlük’ten ayrı bir
yapılanma ile yeniden oluşturulmuştur.
 
Bugün Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, kendi faaliyet alanında altı il müdürlüğü ile
çalışmalarını sürdürmektedir.
 
''Özsoy'' ismindeki ilk Türk operası [[Ahmet Adnan Saygun]] tarafından, [[Münir Hayri Egeli]]'ye ait sözlerle 1934 yılında bestelenmiştir. Bunu [[Adnan Saygun]]'un ''Taşbebek'' ve [[Necil Kazım Akses]]'in ''Bayönde'' operaları takip etmiştir.
 
== Müdürlükler ==
 
=== Ankara Devlet Opera ve Balesi ===
'''Ankara Devlet Opera ve Balesi''' <ref>[https://secure.dobgm.gov.tr/opera2009/devopera.asp?Mud=1 Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü]</ref>
{{ana madde|Ankara Devlet Opera ve Balesi}}
 
'''İstanbul Devlet Opera ve Balesi''' <ref>[https://secure.dobgm.gov.tr/opera2009/devopera.asp?Mud===2 İstanbul Devlet Opera ve Balesi ===Müdürlüğü]</ref>
{{ana madde|İstanbul Devlet Opera ve Balesi}}
 
'''İzmir Devlet Opera ve Balesi''' <ref>[https://secure.dobgm.gov.tr/opera2009/devopera.asp?Mud===3 İzmir Devlet Opera ve Balesi ===Müdürlüğü]</ref>
{{ana madde|İzmir Devlet Opera ve Balesi}}
 
'''Mersin Devlet Opera ve Balesi''' <ref>[https://secure.dobgm.gov.tr/opera2009/devopera.asp?Mud===4 Mersin Devlet Opera ve Balesi ===Müdürlüğü]</ref>
{{ana madde|Mersin Devlet Opera ve Balesi}}
 
'''Antalya Devlet Opera ve Balesi''' <ref>[https://secure.dobgm.gov.tr/opera2009/devopera.asp?Mud===5 Antalya Devlet Opera ve Balesi ===Müdürlüğü]</ref>
{{ana madde|Antalya Devlet Opera ve Balesi}}
 
'''Samsun Devlet Opera ve Balesi''' <ref>[https://secure.dobgm.gov.tr/opera2009/devopera.asp?Mud===6 Samsun Devlet Opera ve Balesi ===Müdürlüğü]</ref>
{{ana madde|Samsun Devlet Opera ve Balesi}}
 
 
== Dış bağlantılar ==
== Kaynakça ==
* [http://www.dobgm.gov.tr Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Ankara Devlet Opera ve Balesi resmi internet sayfası]
{{kaynakça|1}}
* [http://www.idobale.com İstanbul Devlet Opera ve Balesi resmi internet sayfası]
* [http://www.izdob.gov.tr İzmir Devlet Opera ve Balesi resmi internet sayfası]
* [http://www.idobale.com/opera.php Türk opera ve balesi kısa tarihini anlatan internet sayfası]
 
{{Türk-kurum-taslak}}