II. Hişâm: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Noyder (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Noyder (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
5. satır:
| başlık = Kurtuba Halifesi
| tam adı = Hişam bin Hakem, el-Müeyyed Billâh
| hüküm süresi = 1. kez: [[1 Ekim]] [[976]] – [[15 SubatȘubat]][[1009]] <br> 2. kez:[[23 Temmuz]][[1010]] – [[18 Mayis]][[1013]]
| önce gelen = 1. kez:[[II. Hakem]] <br>2. kez:[[II. Süleyman Kurtubalı|II. Süleyman]]
| sonra gelen = 1. kez: [[II. Muhammed Kurtubalı|II. Muhammed]] <br>2. kez:[[II. Süleyman Kurtubalı|II. Süleyman]]
12. satır:
| annesi = Subh
| doğum tarihi = [[11 Haziran]][[965]]
| ölüm tarihi = [[18 MayisMayıs]] [[1013]]
}}
 
 
'''II. Hişam''' ; ([[Arapça]]: <big>ھشام المؤيد بالله </big>''Hişam, el-Müeyyed Billâh'' d. [[11 Haziran]][[965]], Kurtuba - ö. [[18 Mayis]] [[1013]], [[Kurtuba]])[[1 Ekim]] [[976]] – [[15 Subat]][[1009]] ile [[23 Temmuz]][[1010]] – [[18 Mayis]][[1013]] donemlerinde iki kez Kurtuba halifesi olan [[Endülüs Emevi Devleti]] hükümdarı.
[[Dosya:Hisham II of Córdoba Dinar 94227.jpg|thumb|220px|Kurtuba'da darp edilmiş II. Hişam altın dinar sikkesi]]
 
'''II. Hişam''' ; ([[Arapça]]: <big>ھشام المؤيد بالله </big>''Hişam, el-Müeyyed Billâh'' d. [[11 Haziran]][[965]], Kurtuba - ö. [[18 MayisMayıs]] [[1013]], [[Kurtuba]])[[1 Ekim]] [[976]] – [[15 Subat]][[1009]] ile [[23 Temmuz]][[1010]] – [[18 Mayis]][[1013]] donemlerindedoönemlerinde iki kez Kurtuba halifesi olan [[Endülüs Emevi Devleti]] hükümdarı.
 
== Hayat==
Satır 21 ⟶ 24:
===Tahta cikisi ===
 
Halife [[II.Hakem]]'in 976 yılında ölümü üzerine veliaht oğlu Hişâm, el-Müeyyed Billâh unvanıyla, Endülüs Emevî Devleti tahtının onuncu vârisi ve üçüncü halifesi olarak, [[Kurtuba]]'da [[1 Ekim]] [[976]]'de henüz 10 veya 12 yaşındayken tahta çıktı. Ancak bu çıkış, vezir MushafîCafer el-Musafî ve destekçisi İbnMansur Ebu Emi Ebî ÂmirEmir sayesinde olmuştu.
 
Fakat bir cocugun halife oarak tahta cikisi aleyhtarlari coktu. Sarayin Slav kokenli parali asker muhafizlari oln "Sakalibe" birligi komutanlari olan Faik ve Cevzer I. Hakem doneminde onemli danisman olarak gorev yapmislardi. Hakim'in olum yataginda yaninda bulunmuslardi ve bu olumu gizleyip iktidar gucunu keni ellerine gecirmek istemekteydiler. Fakat Vezir Cafer el-Mustafi ve Mansur Ibn Ebi Amir bu planin gerceklesmesini onlemislerdi. Fakat Hakem'in kardesi ve Hisam'in amcasi olan 27 yasinda bulunan Mugîre b. Abdurrahman'ı halife yapma planlari hazirladilar. Bunu Vezir Cafer el-Mustafi'ye bildirip onu da yanlarina almak istediler.
Çünkü çocuk yaşta birinin halife olmasını istemeyenler de vardı. Bunlar sarayın Slav kökenli muhafızları (Sakâlibe) idi. Bu saray muhafizlari liderleri Faik ve Cevzer, II. Hakem'in değer verdiği komutanlar idi ve II. Hakem son nefesini bu ikisinin kollarında vermişti. Faik ve Cevzer, Hakem'in ölümünü duyurmadan önce kendi mevkilerini garantiye almak için plan yaptılar. Kendileri önemli, varlıklı ve nüfuzlu kimselerdi. Emirlerinde pekçok köle ve silahlı muhafız vardı. Dolayısıyla güçlü durumda idiler ve bunu halka karşı yaptıkları taşkınlıklara sabır gösteren halife sayesinde elde etmişlerdi. Böyle olunca yeni halife seçiminin sadece kendi ellerinde olduğunu sanmışlardı. Onlara göre henüz çocuk olan Hişâm tahta geçerse, halifenin vesayeti kendilerinden hoşlanmadıkları vezir Mushafî'ye geçecek, idare tamamen vezir ile Hişâm'ın annesi Subh'un elinde olacak ve dolayısıyla kendi nüfuzları azalacaktı. Ayrıca, onlara göre halk Hişâm'a isteksiz olarak biat etmişti ve kamuoyu veraset usulü saltanata karşı çıkıyordu. Aynı şekilde, bir çocuğun sembolik hükümdarlığına halkın katlanması da zordu.
 
Fakat Vezir Cafer el-Mustafi ikili oynamaktaydi. Kendi yonetici kadrosuyla anlasarak Hakem'in olum haberini almadan Mugîre b. Abdurrahman'i oldurmeye karar aldilar. Bu kararin uygulanmasi o zaman I. Hakem doneminde hazinedarlik ve darphane eminligi ve orduda General Galip'in kethudaligi gorevlerini yapmis olan kisi olan Mansur İbn Ebî Emir tarafindan ustlenildi ve Mugîre bin Abdurrahman bogularak olduruldu. Boylece Sakalibe'nin komplo plani elemine edilmis oldu.
Buna karşın, genel istek doğrultusunda Hişâm'ın 27 yaşındaki amcası Mugîre b. Abdurrahman'ı halife yaptıkları takdirde halk nezdinde itibar bulacaklarını ve kendilerine minnet borcu olacak yeni halife sayesinde ülkedeki hâkimiyet ve ayrıcalıklarını sürdürebileceklerini umuyorlardı.
 
Planlarını gerçekleştirme yolunda daha ilk anda büyük bir hata ederek düşüncelerini, kendilerine zarar gelmeyeceğine inanarak vezir Mushafî'ye açtılar. Onların fikrini beğenmeyen Mushafî, güçlerini iyi bildiği için ihtiyatlı davranarak başlangıçta onlara güven verdi.
 
===Naipler idaresi===
Fakat ardından İbn Ebî Âmir, Ziyad b. Eflâh ve Kâzım b. Mu-hammed gibi önemli yönetici arkadaşlarıyla toplantı yapıp durumu değerlendirdikten sonra hep birlikte, kardeşinin ölüm haberini almadan önce Muğîre'yi öldürmeye ve böylelikle sakâlibenin planını bozmaya karar verdiler. Çünkü vezir ve ekibine göre, Hişâm tahta geçerse istedikleri gibi ülkeyi yönetebilecekler, bilakis kendilerinden hoşlanmayan Mugîre geçerse mevkilerinden ve hatta hayatlarından olabileceklerdi. Karar gereğince Muğîre'yi öldürme işini, saraya yakınlığı ve önemli kişilerin güvenini kazanmış olması sebebiyle İbn Ebî Âmir üstlendi ve Muğîre'yi boğdurdu.
 
II. Hisam'a taht naibi olarak annesi "Subh" ile vezir Cafer el-Mustafi tayin edilmisti. Hişâm’a biat toreninden sonra Mansur İbn Ebu Emir'in tavsiyesi ile bazı vergiler kaldırdıktan ve ahaliyi cekmek icin 7 Ekim'de cocuk halife bir askeri törenle halka gosterildi. Vezir Cafer Mushafî "hacip (sedaret kethudasi)" ve Mansur İbn Ebî Âmir halifenin naibi olan annesi Subh'un istegi ile vezir olarak atandılar. Devletin yönetimi "hâcib" Cafer ei-Mustafî ile Subh destekli vezir Mansur İbn Ebî Âmir'in eline geçmiş oldu.
Böylece sakâlibenin planı bozularak İbn Ebî Âmir'in de istediği şekilde Hişâm'a halife olarak biat edilmiş oldu. Bu olayda Hişâm, Mugîre'ye karşı önemli iki avantajını kullanmıştı. Birincisi, hayatta iken babası tarafından veliaht ilân ve tayin edilmesi; daha önemli ikincisi ise, Hakem'in üst düzey yöneticilerinin özellikle İbn Ebî Âmir'in kendisini desteklemesiydi.
 
Bu arada Kurtuba devlet idaresinin Hakem'in hastaligi ve küçük bir çocuğun tahta gecmesi ile zayifladigini sanan Hıristiyanlar kuzeyden Müslümanlara saldirisa ve onlara karsi akinlar yapmalarinda neden oldu. "Hajib" Cafer El-Mustafi bir asker olmadigi icin bu saldirilara karsi uygun tedbirler alamamakta idi. Diger naip olan halifenin annesi Subh buna careyi yeni vezir Mansur İbn Ebî Âmir'i tesvik etmekte buldu. Mansur İbn Ebî Âmir'de yeterli odenek, techizat ve destek verilirse Hristiyanlar'un saldirilaraina karsi gelebilecegini ve onlara karsi seferler duzenleyerek onlari yola getirebilecegini Subh'a inandirdi.
===Naipler idaresi===
 
===Mansur ibn Ebi Amir ve icraati==
Hişâm’a biat merasiminden sonra halkı etkilemeyi bilen İbn Ebî Âmir'in tavsiyesiyle vezir Mushafî, halkın gönlünü almak için bazı vergileri kaldırdıktan başka, halkın halifeye olan sadakat duygularını canlandırmak amacıyla 7 Ekim günü bir askeri tören eşliğinde yeni halifeyi halka takdim etti. Aynı gün, halife tarafından Mushafî hâcib olarak ve Sâhibü'ş-Şurta İbn Ebî Âmir ise, halifenin annesi Subh'un arzusu üzerine vezir olarak atandı. Bu durumda devletin yönetimi gerçekte halifenin değil, hâcib Mushafî ile Subh destekli vezir İbn Ebî Âmir'in eline geçmiş oluyordu.
 
[[Dosya:Al-Mansur Calatañazor.jpg|thumb|220px|Mansur ibn Ebi Amir']]
=== Vezir İbn Ebî Âmir idaresi===
976 yili sonlarinda Cafer el-Musafî Hıristiyanlara karşı bir sefer kararı çıkardı. Mansur İbn Ebî Âmir'in bu seferi komua etmek icin istedigi 100.000 dinar altin ve asker secme yetkilerinin hepsinin kendine verilmesi sartlarinin koydu. Para miktarı fazla bulunmasına rağmen, başka gönüllü çıkmayınca istedikleri verildi ve boylece ilk sefere serdar olarak Mansur İbn Ebî Âmir secildi. Bu Ispanyol Hristiyan ve musluman menkibelerine (ornegin "Zikr bilad el-Endulus") "Alamanzor" olarak adi gececek Musluman askerin baslangic seferi oldu.
 
[[Dosya:Almanzor campaigns.svg|thumb|250px|İbn Ebî Âmir'in Hristiyanlara karsi seferleri. Haritada koyu yesil bolgeler fetih ettihleri yerleri gosterir. Sari olarak gosterilen Hristiyan kalan bolgeler olup mevkilere yonlemis olan oklarain ucun seferin son hedefini gostermektedir.]]
Bu arada daha Hakem hastalandığında küçük bir çocuğun tahta vâris olmasını fırsat bilen Hıristiyanların, komşuları Müslümanlara saldırma teşebbüsleri İbn Ebî Âmir'in daha yükselmesine zemin hazırlamıştı. Hükümetin Hıristiyanlara karşı harekete geçmemesi, onların akınlarını Kurtuba kapılarına doğru taşımalarına sebep olmuş ve bu durum Kurtuba'da huzursuzluklara sebep olmuştu. Hâcib Mushafî ise, Hristiyanları püskürtebilmek için iktisadi ve askeri gücü harekete geçirebilecek duruma sahip değildi. Ayrıca savaştan pek anlamadığı gibi, savunma için etkili hiçbir tedbir de alamıyordu. Öte yandan Hıristiyanların ilerlemesi ve Endülüs'ün huzursuzluğu sebebiyle harekete geçmek gerektiğini düşünen Subh, beceriksizliği yüzünden Mushafî'ye kızıyordu. Bu konudaki endişesini söylediği İbn Ebî Âmir, kendisine ordu komutanlığı ve yeterli teçhizat verildiği takdirde düşmanları yeneceğine dair garanti verdi. Daha sonra İbn Ebî Âmir, Mushafî ile durumu görüşerek, harekete geçmesinin hem görevi hem de menfaati gereği olduğunu anlattı.
 
Mansur İbn Ebî Âmir, Şubat 977 yılında, yeni ordusuyla Kurtuba'dan ilk akinini balsaltip. Kaştâle (Castilla) topraklarındaki Talemenka (Ta-lamanca) bölgesinde bulunan Hısnü'l-Hâme (Los Banos) kalesini kuşattı ve büyük bir ganimetle muzaffer olarak Nisan ayında Kurtuba'ya döndü. Bundan sonra Mansur İbn Ebî Âmir 978 ile 1002 doneminde asgari 56 degisik yere akin yapti. Bunlardan en onemlileri, tarihleri ve hedefleri soyle verilebilir:
Onun tavsiyesini doğru bulan Mushafî, vezirlerini toplayarak Hıristiyanlara karşı sefer kararı çıkardı. Ancak, orduya komuta etme sorumluluğunu üstlenmek isteyen başka vezir çıkmayınca İbn Ebî Âmir, kendisine asker seçme yetkisi ve yüzbin altın verilmesi halinde orduya komuta edebileceğini söyledi. Para miktarı fazla bulunmasına rağmen, başka gönüllü çıkmayınca İbn Ebî Âmir'e istedikleri verildi.29
* [[981]] - [[Zamora]]
* [[985]] - [[Barcelona]]
* [[987]] - [[Coímbra]]
* [[988]] - [[Sahagún]] ve Eslonza Manastiri
* [[997]] - [[Braga]] ve [[Santiago de Compostela]]
* [[999]] - [[Pamplona]]
* [[1000]] - Cervera Muharebesi
* [[1002]] - San Millán de la Cogolla
 
İbn Ebî Âmir, 366 (Şubat 977) yılında, seçkin askerlerinden oluşturduğu ordusuyla Kurtuba'dan hareket etti. Kaştâle (Castilla) topraklarındaki Talemenka (Ta-lamanca) bölgesinde bulunan Hısnü'l-Hâme (Los Banos) kalesini kuşattı ve büyük bir ganimetle muzaffer olarak Nisan ayında Kurtuba'ya döndü. Müslümanların bu taarruzu öyle etkili olmuştu ki, düşmanlar uzun süre onları rahatsız etmeye cesaret edemediler. Bu zaferle halkı fazlasıyla memnun eden İbn Ebî Âmir, seferden artan parayı orduya harcayarak samimiyeti, nezaketi ve cömertliği sayesinde ilk defa doğrudan temas kurmuş olduğu askerlerin de böylece sevgisini kazanmış ve onları arkasına almış oluyordu. Yine bu zafer sayesinde o, devletin hemen tüm sivil kademelerinden başarıyla yükseldikten sonra bir ordu komutanı olarak da etkili olabildiğini halifeye ve halka ispat etmişti.
 
=== Tahta ikinci kez geçme===
Satır 51 ⟶ 62:
23 Haziran 1010'da II. Hişam el-Vahded komutası altında bulunan İslav kökenli paralı muhafız askerler olan Sakâlibe tarafından tekrar tahta getirilmişdir. II. Hişam'ın bu ikinci halifelik döneminde devletin idaresi halifeyi hapisten kurtaran muhafızlar komutani el-Vahded'in elinde bulunmuştur. Fakat el-Vahded ve sakalıbe birliği ile II. Hişam ancak Kurtuba'da hükümlerini geçirebilmişlerdir. Berber birliklerini ne elemine edebilmişler ve ne de kontrol altına alabilmişlerdir. Ülkenin Kurtuba dışında kalan kısımlarında Kurtuba merkezinin hükmü geçmez olmuştur.
 
Sonunda Nisan ve Mayıs 1013'de berber birlikleri el-Vahded ve sakalıbe birliğine karşı galip gelerek Kurtuba'yı ellerine geçirmişler ve şehri talan etmişlerdir. Bu birlikler II. Hisam'ı tahttan indirmişler ve yerine tekrar [[II. Süleyman Kurtubali|II. Süleyman]]'yi tahta geçirmişlerdir. Berberler tarafından tahttan indirildikten II. Hisam'ın akıbeti hakkaındahakkında hiçbir belge bulunmamaktadır. Büyük olasılıkla 18 Mayıs 1013'da Kurtuba'yı ellerine geçirmiş olan Berber birlikleri tarafından öldürülmüştür.
 
 
"https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Hişâm" sayfasından alınmıştır