Akciğerli balıkların eti lezzetlidir. Yerliler avlayıp yerler. Bilhassa yaz uykusunda iken kozalarını bularak onları rahatça yakalarlar. Bazen da toprağı kenarlardan oyarak kozayı toprak tabakayla beraber uzaklara naklederler. Koza içinde uyuyan balık bunun farkına varmaz.
[[Abiyogenez]] (Kendiliğinden oluş) fikrinin savunucularından olan [[Aristoteles|Aristo]], [[Knidos]] yakınlarındaki bir gölde bulunan balıkların suların kurumasıyla kaybolduklarını (öldüklerini), aylar sonra yağmur sularıyla dolan gölde, tatlı su kefallerine benzer balıkların yüzdüğünü gördü. Bu balıklar yumurtalardan çıkmadığına göre, çamur ve kumlardan meydana gelmiştir dedi. Cansız maddelerde canlıyı meydana getiren aktif bir özün var olduğunu söyledi. Aristo ve taraftarlarının Abiyogenez fikirleri sonradan gelen fen adamları tarafından deneylerle çürütüldü. [[Pasteur]], bu deneylerinden dolayı ödül kazandı. Fakat, sonradan Miller-Urey gibi bilim adamları dünyanın ilk koşulları olarak farzedilen deneysel koşullar oluşturarak, küçük fanus içerisinde kimyasal maddeler çorbası hazırlayıp deney yaptılar. Güçlü ışık ve şimşeğin benzerini bu kimyasal çorbaya maruz bıraktırarak birkaç gün sonra organik kimyasal yapıların oluştuğunu gözlemlerdir. Bu organik maddelerin RNA benzeri yapıları da oluşturduğunu kayda geçirdiler ve çürütüldüğü sanılan Abiyogenez, Aristo'nun hayal edemeyeceği teknoloji ve bilimle tekrar hayat bulmuştur.
Aristo'nun kuraklıktan sonra gölde gördüğü balıklar yukarıda bahsedilen çift solunumlu balıklardandı. Suların kurumasıyla balçığa gömülmüş ve akciğer solunumu yapmışlardı. Gölün yağmur sularıyla dolmasıyla balçıktan çıkarak solungaç solunumuna tekrar dönmüşlerdi.