Âşık halk edebiyatı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Oguzhancelimli (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Unutma (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır:
{{Düzenle|Aralık 2008}}
'''Âşık Halk Edebiyatı''', âşıkların ortaya koyduğu eserlerin oluşturduğu, [[halk edebiyatı]] içinde yer alan bir kol. [[Anonim]] ürünlerin dışında kalan şiirlerin ([[koşma]], [[destan]], [[semai]], [[kalenderi]] vb.) oluşturduğu toplam, böyle adlandırılır. Kimi âşıkların başından geçen ve yaygınlaşıp ünlenen hikâyeler de âşık edebiyatı içinde incelenir. Bir tarikata mensup olup o yolda [[şiir]] söyleyen [[tekke]] şairlerinin eserleri, tekke şiiri diye anılır, âşık edebiyatının içinde değildir.
Âşıklık geleneğinde sazlı, sazsız, [[doğaçlama]], yazarak ya da birkaç özelliği birden taşıyıp geleneğe bağlı [[şiir]] söyleyenlere [[âşık]], bu söyleme biçimine âşıklık-[[âşıklama]], âşıkları yönlendiren kurallar bütününe '''âşıklık geleneği''' denir.
 
Aşıklık geleneği yüz yıllardır süre gelen, canlılığından, dinamimzminden ödün vermeden hala ilk günkü canlılığını koruyan, ılık esintilerle içimizi okşayan manevi bir kültürdür.
Halk diliyle ve hece vezniyle meydana getirilen, saz eşliğinde söylenen şiirlerden oluşan geleneksel edebiyatımızın adıdır. Bu geleneği sürdüren şairlerimize Âşık denildiği için bu edebiyata da Âşık Edebiyatı denilmiştir. Âşık Edebiyatı'nın kökü Orta Asya'ya kadar dayanır. Bu akımı temsil eden âşıklar, Orta Asya Türk şiir geleneğine bağlı kalıp, ellerinde sazları ile diyar diyar dolaşarak sanatlarını icra ederler. Aşıklar halk arasında yetişir, duygu ve düşüncelerini saz çalarak dile getirirler.Böylece kendi şarkılarını aşık edebiyatına uygun olarak söylerler.
Âşıklık geleneği, kültür varlığımızın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Âşıklık çağlar süren deneyimlerden geçerek biçimlenmiş, kendine özgü icra töresi, geleneğe dayalı yapısı, âşık olmak, âşıklığı sürdürmek için uyulması gereken kuralları olan bir gelenektir. Âşık edebiyatı, ozan - baksı geleneğinin Anadolu'da yaşama biçiminin değişimiyle ortadan kalkması üzerine oluşmuştur.Âşıklık geleneğinde sazlı (telden), sazsız (dilden), doğaçlama yoluyla, kalemle (yazarak) veya birkaç özelliği birden taşıyan geleneğe bağlı olarak şiir söyleyenlere "âşık", bu söyleme biçimine "âşıklık - âşıklama", âşıkları yönlendiren kurallar bütününe de "âşıklık geleneği" adı verilir."
aşık edebiyatı nazım biçimleri; koşma destan semai varsağı ve türküdür. Hece ölçüsünün 7, 8, 11'li kalıpları çok kullanılmıştır. Daha çok yarım uyak kullanılmış, cinaslara da yer verilmiştir.
Aşıklık Gelenekleri
{{edebiyat-taslak}}
Bir toplulukta eskiden olmalarından ötürü saygın tutulup,kuşaktan kuşağa iletilen kültürel kalıntılar,alışkanlıklar,bilgi,töre ve davranışlar olarak ifade edilen aşıklık geleneği diğer kültür değerlerinde olduğu gibi,belirli bir işlevi yerine getirmek,bir ihtiyacı karşılamak üzere geleneksel kültürün yarattığı kültür değeridir.Halk şiirinde aşıkların şiirlerini dörtlük düzenine göre söylemesi gelenektendir.Yine dörtlük düzeninde hece ölçüsünü ve bu ölçünün yedili,sekizli, onbirli olanlarını kullanmaları geleneğin belirgin örneklerindendir.
 
Aşıklık geleneklerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
[[Kategori:Edebiyat terimleri]]
1)Mahlas Alma
2)Rüya Sonrası Aşık Olma. (Bade içme)
3)Usta - Çırak
4)Atışma - Karşılaşma
5)Leb - değmez (dudak değmez)
6)Askı (muamma)
7)Dedim - Dedi Tarzı Söyleyiş
8)Tarih Bildirme
9)Nazire Söyleme
10)Saz Çalma.
1)Mahlas Alma
Mahlas,şairlerin yazdıkları şiirlerde asıl adlarının yerine kullandıkları takma ada denir.Halk edebiyatında mahlas geleneğe bağlı uygulanan bir kuraldır. Aşıkların çoğunun asıl ismi unutulmuş,mahlasları isim olarak kullanılır olmuştur.Dadaloğlu'nun asıl adı Veli,Sümmani'nin Hüseyin,Gevheri'nin Mehmet vb.'dir.Aşık geleneğe uygun olarak kullanacağı mahlası şu yollarla alır:
a)Mahlasını Kendi Seçerek Alma:
-Adını,soyadını mahlas olarak kullanır.
-Yaşayışına ve sanatına uygun olarak kendi seçtiği herhangi bir ismi mahlas olarak kullanır.
b)Bir Usta Aşıktan İmam, Pir Ya Da Mürşitten Alma.
- Usta aşık çırağı sınava tabi tutar.
- Usta aşık çırağının durumuna göre bir mahlası uygun görür.
- Şeyh ve pirin manevi tesiriyle mahlas alır.
c) Rüyasında bade içerken alma.
2)Rüya Sonra Aşık Olma (Bade İçme)
Rüya motifi Türk Halk Edebiyatında sıkça karşımıza çıkan bir motiftir.Genellikle halk hikayelerinde yer alan bu motif bazı aşıkların hayat hikayeleri içinde de görülmektedir.Aşıklar aşıklığa başlamayı ya da yetişip usta aşık olmayı geleneksel bir unsur olarak gördükleri iki önemli yol,usta yanında yetişme ya da rüyada bade içerek badeli aşık olmaya bağlarlar.
Bade,şerbet,su gibi içilecek bir mai olabileceği gibi elma,nar,ekmek,üzüm gibi herhangi bir yiyecek de olabilir.Aşık edebiyatında bade içme rüya motifi bir gelenek icabıdır. İnanışa göre aşık olmak için ya usta yanında yetişmek ya da mutlaka "pir" elinden bade içmek gerekir.
Bade aşığa;
- Bir pir tarafından,
- Üçler tarafından,
- Beşler tarafından,
- Yediler tarafından,
- Kırklar tarafından verilir.
3)Usta - Çırak
Aşık edebiyatında yüzyıllar boyu yaşatılan geleneklerin en önemlilerinden biri de usta çırak geleneğidir.Aşıklar genellikle bir usta aşığın yanında onun çırağı olarak yetenekler ölçüsünde olgunlaşırlar.Gelenek gereği icracılık ve aşığın şairlikteki ustalığı için üstat da denilen bir aşığın yanında ders almaları gerekmektedir.Genç aşığın ustasının yanında çok büyük bir sabır göstermesi gerekmektedir. Sabrın sonunda çırak ustasının hayır duasını alarak tek başına halk önüne çıkma iznine kavuşur.
4)Aşık Karşılaşmaları:
Atışma,aşıkların dinleyenler karşısında,deyişme sırasında birbirini iğneleyici fakat mizah çerçevesi içinde söyleşmeleridir.Karşılama,aşıkların rakibine üstün gelmek için soru cevaplı tarzı seçmesi yada onu mat etmenin yollarını aramasıdır.Aşıkların doğaçlama, karşılıklı olarak belirli bir kural çerçevesinde söyleşmelerine "atışma" denir.Atışma, en az iki aşığın dinleyici huzurunda karşı karşıya gelerek birbirlerini sazda ve sözde belli kurallar çerçevesinde denenmeleri esasına dayanır.
5)Leb - Değmez
Aşıkların ustalıklarını sergilemek için bir nevi söz hüneri olarak başvurdukları bir biçimdir.İçinde (B,P,M,V,F) dudak ve diş-dudak sesleri bulunmadan söylenilen şiir demektir.Aşıkların dudakları arasına iğne koyarak yarıştıkları bir atışma biçimidir.
6)Askı (Muamma)
Muamma,halk şiirinde bir kimsenin ya da varlığın adını gizleyen şiir demektir.Aşık edebiyatında muammanın özel bir önemi vardır.Aşıklarca muamma düzenlemek ya da bir muammayı çözmek bilgi ve zeka ister."Murat Uraz" muammanın uygulanışını şu şekilde anlatmaktadır:
Kahvelerde muamma teşhir edildiği gecelerde;sigara ve nargile içilmez,kimse sesli konuşmaz,herkes intizam içinde oturur. Halk şairi tarafından hazırlanmış muamma büyük ve uzaktan okunabilecek bir yazı ile kağıda yazılır ve tahtaya yapıştırılır.Tahtaya bir milimetre kalınlığında bal mumu sürülür.
Aşıklar nöbetle kahveye gelenlere işine ve halk arasındaki derecesine göre ağırlamalar söylerler.Ağırlanan kişi de ağırlığına göre muammanın etrafındaki bal mumu sürülmüş tahtaya para yapıştırır.Muammayı kim çözerse paraları alır ve muammayı tertipleyen aşık da bir taksim çıkarırdı.Şayet bu muamma birkaç gece kahve duvarında asılı kalır,kimse tarafından da çözülmemiş olursa sahibi olan aşık bunun ne olduğunu söyler ve bütün paraları alırdı.
7)Dedim - Dedi Tarzı Söyleşi
Halk şiirinde yaygın olarak kullanılan bir biçim olup koşma ve semailerdeki aşık ve sevgilinin (dedim-dedi ifadesine bağlı) karşılıklı söyleşmeleridir.
8)Tarih Bildirme
Aşık,kıtlık,yangın,sel felaketleri,salgın hastalık,önemli savaşlar vb. toplumu yakından ilgilendiren sosyal hayatla ilgili olaylarla kendi doğum tarihini şiirlerinde tarihi birer belge olmasını istemiş ve genellikle ilk yada son dörtlükte bazen de ara yerde tarih belirtmiştir.
9)Nazire Söyleme
Nazire,bir şairin şiirini diğer bir şair tarafından aynı uyak ve ölçüde benzer bir biçimde yazma demektir.
10)Saz Çalma
Saz,aşık için ilhamı kamçılayan bir alet olup aşıklık geleneğinin en önemli unsurlarından biridir.
[[Kategori:Halk edebiyatı]]
 
AŞIK EDEBİYATI ÖZELLİKLERİ
# Aşık veya ozan denilen kişilerin, saz eşliğinde söyledikleri şiirlerden oluşur.
# Genelde sözlü olmasına rağmen şairler, şiirlerini "cönk" dedikleri defterlerde toplamışlardır.
# Şairler, sazlarını omuzlarına alarak köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir dolaşmışlardır.
# Şiirlerde anlatım içten, canlı ve yalındır.
# Şairler, halkın içinden çıktığından halk dilini kullanmışlardır. Bu sade dil 18. ve 19. yüzyıllarda bazı şairler tarafından Divan Edebiyatı'nın etkisinde kalmasıyla eski arılığını kaybetmiştir.
# Nazım birimi dörtlüktür.
# Koşma, semai, destan, varsağı gibi nazım şekilleri kullanılmıştır.
# Hece ölçüsünün 7'li, 8'li ve 11'li kalıplarına ağırlık verilmiştir.
# Aşk, tabiat, gurbet, ayrılık, ölüm, özlem, kıskançlık, yiğitlik, toplumun sorunları, insan davranışları, bunlarla ilgili eleştiriler konu olarak işlenmiştir.
# Şiirlerin son dörtlüğünde şairin adı veya mahlası geçer; Buna tapşırma denir.
# Göz kafiyesi anlayışı yerine, kulak kafiyesine ağırlık verilmiştir. Yani kafiye için aynı sesin kullanılmasına gerek yoktur. Buna göre p/b , ç/ş, t/d, l/ n gibi seslerle de kafiye yapılmıştır.
# Genellikle yarım ve cinaslı kafiye kullanılmıştır.
# Benzetme (teşbih) ve kişileştirme (teşhis) dışında edebi sanatlara fazla yer verilmemiştir.
# Bazı ürünlerde yöresel özellikler görülür.
# Şiirler genellikle hazırlık olmaksızın irticalen yani içe doğduğu gibi söylenir.
# Divan Edebiyatı'nda görülün kalıplaşmış benzetmeler (mazmun) Halk Edebiyatı'nda da vardır. Buna göre sevgili anlatılırken yeşil başlı ördek, inci diş, elma yanak, badem göz, kiraz dudak, keman kaş, sırma saç, selvi boy gibi benzetmeler kullanılmıştır.
# Divan Edebiyatı daha çok düşünceye önem verdiği için soyut bir edebiyattır. Halk Edebiyatı'nda ise şair gördüğünü, yaşadığını anlatır. Bu nedenle Aşık Edebiyatı, somut bir edebiyattır. Ayrıca Divan Edebiyatı'nda sevgilinin tipi çizilir, adı söylenmez. Halk Edebiyatı'nda ise sevgilinin adı (Elif, Ayşe...) vardır.
# Şiirler, işlenen konulara göre "koçaklama, güzelleme, taşlama, ağıt" gibi adlar alır.
# Aşık Edebiyatı hayali olaylardan çok, gerçekçiliğin ön plana çıktığı bir edebiyattır.