Salim Başol: Revizyonlar arasındaki fark

1.1928 öğrenim yılında [[Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi]]'nden mezun oldu. 1930 yılında [[Niksar, Tokat|Niksar]] hâkimliğine atanarak hâkimlik mesleğine başladı. Sonra değişik illerde ceza hâkimliği, Ağır Ceza Mahkemesi Üyeliği ve Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı (İstanbul) yaptıktan sonra [[10 Kasım]] [[1949]] tarihinde Yargıtay Üyeliğine ve [[18 Aralık]] [[1954]] tarihinde [[Demokrat Parti (1946)|Demokrat Parti]] hükümeti tarafından Yargıtay İkinci Başkanlığına atanmıştır. Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanı iken [[27 Mayıs Darbesi]]'nden sonra Milli Birlik Komitesince [[Yassıada]]'da kurulan [[Yüksek Adalet Divanı]] Başkanlığına atanmıştır. Bu görev önce A. Recai Seçkin'e teklif edildi. Ancak Recai Seçkin "sağlık sebepleri" ile bu görevi sırasındakabul etmedi. Aslında bu görevi kabul etmemesinin gerçek nedeni, Başbakangörevin siyasi yönünün ağır basması ve o sırada ceza yasasında yapılan değişikliğin hukuk ilkelerine uymaması idi. Bu hususu Prof. Dr. Necip Bilge, Ankara Hukuk Fakültesi'nce yayınlanan "A. Recai Seçkin'e Armağan" isimli kitaptaki makalesinde belirtmiştir. [[AdnanRecai Menderes]]Seçkin'in tutuklulukkabul şartlarınaetmedği itirazYassıada etmesiMahkemesi üzerineBaşkanlığı cevapgörevini olarakSalim söylediğiBaşol kabul etmekte sakınca görmedi; çünkü görevin önce kendisine önerilmemesine kırılmıştı. Bu görev konusunda istekli idi. Yargılamalarda cuntacıların istekleri doğrultusunda hareket etti ve yargılamanın evrensel ilkelerini göz ardı etti. DP milletvekilleri Anayasa'ya aykırı olan kanunlara "Sizikabul" burayaoyu tıkanvermekle güçsuçlanıyordu. böyleMağdurlardan Samet Ağaoğlu savunmasında istiyor"evet sözüben ilebu ünkanuna kazandıoy verdim, ama benimle birlikte kabul oyu veren Fethi Çelikbaş arkadaşım neden benim yanımda değil?" diye sorunca, yargıç Başol "ne yapalım, sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor".<ref>http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=198889</ref> demiştir. Başol'un bu sözü yargılamanın vehametini gösteren simge bir söz olarak hep dile getirilmiştir. Sanıklara kötü ve kaba davranmıştır. Maliye Bakanı Hasan Polatkan'nın savunmasını tamamlamasına izin vermemiştir. Hukuk tarihimizde darbe dönemlerinin hukuk dışı yargılamalarının önemli bir yargıcı olarak olumsuz imajı ile anımsanmaktadır.