Ali Şerîatî: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Roziboti (mesaj | katkılar)
Yazım kuralları düzeltilmiştir.
29. satır:
=== Çocukluğu ===
 
Şeriati [[1933]] yılında [[Mazinan]], [[Sabzevar]], [[İran]]'da doğdu. Babası ilerici milliyetçi bir öğretmen olan muhammedMuhammed takiTaki'dir. Eğitim yıllarında ilk kez İran'ın daha aşağı sınıflarından insanlarla tanıştı, var olan fakat bilmediği yoksulluk ve zorluklarla tanışması bu dönemde oldu. Ayrıca aynı dönemde Batı felsefi ve siyasi düşüncesiyle de tanışmıştır. Modern sosyoloji ve felsefenin bakış açısı ve bunun geleneksel İslami prensipler ile harmanlanması aracılığıyla Müslüman toplum ve toplulukların karşılaştığı sorunları açıklamaya ve çözümler bulmaya çalışmıştır. Şeriati [[Mevlana]] ve [[Muhammed İkbal]]'den büyük ölçüde etkilenmiştir.
 
=== Eğitimi ===
 
Lisansını İran'da bitirdikten sonra, [[Paris Üniversitesi]]'nde doktorasına başladı. Burada, [[1964]] yılında Sayfuddin'den "Belh'in Faziletleri Tarihi" isimli bir el yazmasının notlandırılmış bir farsça[[Farsça]] çevirisini yaparak Edebiyat dalında doktor olmuştur. Daha sonra İran'a dönmüş, fakat hemen şah yönetimi tarafından tutuklanıp hapsedilmiştir. Yönetim onu [[Fransa]]'dayken devleti yıkıcı siyasi aktivitelerde bulunmakla suçlamıştır. Daha sonra [[1965]]'te serbest bırakılmış ve [[Meşhed Üniversitesi]]'nde eğitim vermeye başlamıştır.
 
=== Ölümü ve etkileri ===
45. satır:
Şeriati, ayrıca Martinikli Marksist düşünür ve şair [[Frantz Fanon]]'un "''[[Yeryüzünün Lanetlileri]]''" isimli eserini, [[Jean Paul Sartre]]'dan "Şiir Nedir" ve Fransız oryantalist ve aynı zamanda katolik papaz olan [[Louis Massignon]]'dan "Selman-ı Pak" adlı eserleri [[Farsça]]ya çevirmiştir.
 
Birçok eseri bulunan Ali Şeriati'nin eserlerinin neredeyse tümü Türkçeye[[Türkçe]]ye çevrilmiştir.
 
=== Şeriati'ye Eleştiriler ===
 
Ali Şeriati, ''Devrimci İslam'' kavramı üzerinden bir düşünce sistemi oluşturmuştur.Fakat bazı [[Sünni]] İslami kesimler, Ali Şeriati'ye karşı çıkmaktadır.Bazı İslami kesimler, bu düşüncenin marksist-sosyalist kuram üzerine kurulduğundan dolayı karşı çıkmış, İslam dininin bu düşünce sistemi ile bağdaştırılmasına şiddetle karşı çıkmışlardır. Özellikle 1400 yıllık bir dinin, son yüzyılda çıkmış bir kuram ile bağdaştırılmasını kabul etmemişlerdir ve İslam dininin de bu düşünce ile birleştirilmesini gereksiz bulmuşlardır.Özellikle İslami kesimler, İslam'ın refah ve saadet olgusunu kendinde barındırdığını ve böyle bir sistemden beslenmesinin gereksiz ve yanlış olduğunu ve böyle bir kurama ihtiyacının olmadığını kabul etmişlerdir.
 
Sünni İslami Kesimlerin, en büyük eleştirisi ''Devrimci İslamcılığın'' siyasi yapısıdır.Bu İslami kesimler, İslam'ın siyasi bir olgu olmadığını fakat siyasi bir özelliğinin olduğunu kabul ederler.Kısaca Sünni İslamcılara göre İslam öncelikle bir dindir ve siyasi bir düşünce değildir fakat özellikleri arasında ''İslam Siyaseti'' adıyla bir alt başlık bulunmaktadır.Fakat Devrimci İslam kavramı ise İslam dininin tamamen Siyasi bir olgu olduğunu, bir siyasi düşünce olduğunu ve bu temeller üzerine kurulduğunu kabul eder.Neticede de İslam öncelikle bir dindir ve siyasi bir düşünce değildir.Bu dinin alt başlıklarında ise ''İslam Siyaseti,İslam Ekonomisi,İslam Kültürü,İslam Edebiyatı,İslam Dış Politikası,İslam Hukuku'' vb. gibi kavramlar bulunur.Kısaca İslam başlı başına bir Siyasi Düşünce değildir.
55. satır:
=== Ayrılma Noktası ===
 
Devrimci İslam kavramı ile Dini İslam bazı noktalarda ayrılmalar gösterir.Özellikle bazı noktalara bakış açıları bu ayrılmanın göstergesidir.Devrimci İslam, [[Hz.Muhammed]] (sav)'a bir siyasi lider ve devrimci gözüyle bakar.Dini İslam ise Hz.Muhammed'e bir peygamber ve dini lider bakar.Bu ayrılmanın en büyük tarafı Tasavvuf'[[tasavvuf]]tur.Sünni İslamcılar İslam'ın ve Peygamber (sav)'in gönüllere hitap ettiğini bu dininde bir gönül dini olduğunu ve en temel noktanın ''Allah Rızası'' olduğunu ve bu amaca ulaşmak olduğunu belirtir.Devrimci İslamcılar ise buna tamamen karşı çıkar ve tasavvuf'utasavvufu reddeder.Daha çok reel ve realist düşünceye sahiptirler.Bu nedenledenedenle tasavvuf'ude tasavvufu gerçek dışı ve saçma kabul ederler.Bunun yanında Hz.Muhammed (sav)'in mucizelerinin olmadığınıda düşünürler.Bu nedenle Sünnet'in reel taraflarını benimserler.Hz.Muhammed (sav)'in bazı sünnetlerini reel ve gerçekçi bulmadıkları için kabul etmezler ve bu tarz sünnetlerin sonradan uydurulduğunu ve [[Asr-ı Saadet]] döneminde böyle bir yaşam tarzının bulunmadığını kabul ederler.Örneğin Sünni ve Tasavvufi düşünen İslamcılar, Hz.Muhammed'in riyazet ( dünya nimetlerinden kopma ve dünya malına değer vermeme) düşüncesini tamamen kalben Allah'a yaklaşmak,rızasını kazanmak ve takvaca yükselip Allah ile kalben bir muhabbete erişmek olarak kabul ederken, Devrimci İslamcılar, Hz.Muhammed'in riyazet düşüncesinin tamamen o dönemdeki sömürücü ve kapitalist düzenine karşı bir duruş olduğunu söylerler.İşte fark tamamen bakış açısıdır.Sünni Tasavvufi İslamcılar, Zikir çekmeyi, kalbi kötülüklerden arındırma,takvaca yükselme ve Allah ile kul arasındaki manevi muhabbeti arttırmak olarak kabul ederken Devrimci İslamcılar bunu tamamen gerçek dışı ve reel olmadığını ve böyle bir şeyin olamayacağını kabul ederler.Bu nedenle Zikir sünnetini kabul etmezler.Tarikatlara ve Tasavvuf'a karşı çıkarlar.
 
Bunun gibi ayrılmak noktaları vardır.Günümüzede de bu gibi tartışmalar iki kesim tarafındanda sürmektedir.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Ali_Şerîatî" sayfasından alınmıştır