Minas Tirith: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
8. satır:
Numenor’un yokolmasından sonra Elendil’in önderliğinde Orta Dünya’ya dönen insanlar burada iki büyük krallık kurmuşlardı. Arnor ve Gondor adlı bu krallıklara aynı zamanda Arnor ve Gondor Birleşmiş Krallığı da denmekteydi. İşte bu krallıklardan Gondor pek çok büyük şehir inşa etmişti. Ama hiç kuşkusuz bu şehirlerden en görkemlisi “Minas Anor” (Güneş Kulesi) idi. İ.Ç. 2320'de kurulan Minas Anor oldukça stratejik bir konuma sahipti. Hem Anduin River’i kontrol edebiliyor hem de Mordor’dan gelmesi muhtemel tehlikelere karşı bir set vazifesi görüyordu. Kurulduğu yıllarda Dunedain prensi Anarion’un kontrolü altındaydı. Aynı yıllarda inşa edilen diğer bir kule ise Anarion’un kardeşi tarafından kurulan [[Minas Ithil]] (Ay Kulesi) idi. Bu iki kale-şehir uzun yıllar boyunca Mordor’dan gelen tehlikelere karşı Orta Dünya’yı korudular. Bu iki şehirin arasında ise Gondor ve Arnor’un yani Birleşik Krallık'ın başkenti [[Osgiliath]] (Yıldızların Sarayı) bulunmaktaydı. Fakat Büyük Salgın'dan sonraki yıllarda Minas Ithil ve Osgiliath güç kaybetmeye başlamış ve bu yüzden Gondor’un başkenti Minas Anor olmuştur. Ü.Ç. 1900'de Kral Calimehtar Minas Anor’un en yüksek yerine Ak Kule'yi inşa ettirdi. Ü.Ç. 2002'de Minas Ithil’in Cadı Kral tarafından ele geçirilip isminin [[Minas Morgul]] (Kara büyü Kulesi) olarak değiştirilmesi üzerine Minas Anor’un ismi de Minas Tirith (Muhafız Kulesi) olarak değiştirildi.
== Şehrin Yapısı ==
Şehir, her biri dağa oyulmuş ve etrafı, ortasında bir kapısı olan surlarla çevrilmiş yedi satıh üzerine inşa edilmişti.Fakat kapılar bir hizaya yerleştirilmemişti: Şehir surlarındaki Büyük Cümlekapısı dairenin doğu noktasındaydı fakat bir sonraki güneye, üçüncüsü kuzeye bakıyor, bu böylece değişe değişe yükseliyordu; böylelikle Hisar’a tırmanan kaldırım taşlarıyla döşeli yol, dağın yüzünde bir o yana, bir bu yana dolanıp duruyordu.Yol, ne zaman Büyük Cümlekapısı’nın hizasına denk gelse, çıkıntı yapan muazzam kütlesi, ilki hariç Şehir’in bütün dairelerini ikiye ayıran kayadan kocaman bir payandayı delerek kemerli bir tünelden geçiyordu. Çünkü kısmen tepenin ilkel biçimlendirmesinden, kısmen de eskilerin muazzam hünerleri ve emekleri sayesinde Cümlekapısı’nın arkasındaki geniş avlunun gerisinden kenarları gemi omurgası kadar keskin, doğuya bakan, taştan yüksek bir tabya yükseliyordu.En üstteki dairenin hizasına kadar yükseliyor ve orada mazgallı siperlerle taçlanıyordu; böylece Hisar’dakiler, tıpkı dev bir gemideki gemiciler gibi tabyanın tepesinden, diklemesine aşağılarındaki, yedi yüz ayak* altlarındaki Cümlekapısı’nı gözleyebilirlerdi.Hisar’ın girişi de doğuya bakıyordu ama kapı, kayanın tam göbeğine oyulmuştu; oradan, lambaların aydınlattığı bir yokuş yedinci kapıya tırmanıyordu.Böylece sonunda Yüce Avlu’ya, Ak Kule’nin eteği önündeki Kaynak Yeri’ne varıyordu: Ak Kule yüksek ve biçimliydi, temelinden tepesine elli kulaç* yüksekliğindeydi ve tepesine dikilmiş Vekilharçların Sancağı ovanın bin ayak* tepesinde dalgalanıyordu.
 
Gerçekten de sağlam, içeride eli silah tutan birileri bulunduğu sürece düşman ordularınca ele geçirilemeyecek bir hisardı burası; düşman arkadan dolanıp Mindolluin’in alçak eteklerine tırmanarak Muhafız Tepesi’ni dağ kütlesine bağlayan dar sırta varırsa o başkaydı tabii.Fakat beşinci sura kadar yükselen bu sırt, batı ucuna kadar dayanan sarp kayalıklara kadar koca surlarla çevrilmişti; ve burada da, göçüp gitmiş olan kralların ve hükümdarların dağ ile kule arasında hep sessiz duran evleriyle kubbeli mezarları duruyordu.(J.R.R. Tolkien)
*700 ayak=213m
*1000 ayak =304m
*50 kulaç=91m
 
== Pelennor Çayırları ve Rammas Echor ==
İthilien, Düşman’ın gölgesi altına düştükten sonra büyük bir emekle inşa ettikleri dış sura Rammas Echor diyordu Gondor’lu İnsanlar.Sur, dağın eteğinden on fersah kadar ilerliyor, sonra Pelennor Kırlıkları’nı da çevreleyerek geri dönüyordu.Pelennor Kırlıkları: Uzun yamaçlardaki zarif, bereketli kasaba toprakları ve Anduin’in derin düzlüklerine inen teraslar. Şehir’in Büyük Cümlekapısı’ndan en uzak noktada, kuzey doğuda, sur dört fersah öteye uzanıyordu ve tam orada çatık kaşlı bir tepeden nehrin yanındaki uzun düzlüklere bakıyordu; burada sur yüksek ve sağlam yapılmıştı, çünkü tam o noktada, surlarla çevrilmiş bir geçit üzerinde yol, Osgiliath köprüleri ve geçitlerinden gelecek her zaman meydan savaşına hazır olan kuleler arasındaki korunaklı bir kapıdan geçiyordu.En yakın yerinde, yani güneydoğuya bakan kısmında, sur Şehir’den bir fersah kadar ötedeydi.Burada, Güney İthilien’deki Emyn Arnen dağlarında geniş bir dirsek çizerek gidrn Anduin ani bir şekilde batıya dönüyor ve dış sur hemen nehrin kıyısından başlıyordu; surun tam altında güney tımarlarından gelen tekneler için iskeleler bulunuyordu.(J.R.R. Tolkien)
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Minas_Tirith" sayfasından alınmıştır