Hatt-ı hümâyun: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Geleceğe dönüş! Euthygenes tarafından yapılan 2006-12-16 08:07:10 tarihli değişiklik geri getirildi.
Delamorena (mesaj | katkılar)
Düzenlenmesi gerekiyor
3. satır:
Osmanlı devlet düzeni içinde en önemli yazılı buyrultular olan hattı hümayunlar, Osmanlı sülalesinin simgesi olan [[Kırmızı|al]] [[renk]]li keseler içinde taşınır, üç kez öpülüp başa götürüldükten sonra açılarak okunurdu.
 
HATT-I HÜMAYUN
 
Osmanlılarda, padişahlar tarafından herhangi bir iş için çıkarılan yazılı emir. Hatt-ı Şehriyâri ve Hatt-ı şerîf de denilirdi.
Hat, Arapça yazı demektir. Hatları, padişahlar kendi el yazıları ile yazdıkları gibi, uzun olup da mabeyn kâtipleri tarafından yazılanlar da vardı. Her ne suretle olursa olsun, padişah namına çıkarılan emirlerde hünkârın imzası bulunurdu. Osmanlı tarihinde, padişahların bu yol ile emir vermeleri usulü, Sultan Üçüncü Murad Han zamanında başladı. Sultan Üçüncü Murad Han devrine kadar (1574-1595), vezir veya kazaskerlerin, padişahların huzuruna kabul olundukları arz günlerinde, sadrazamlar tarafından kendilerine arz edilen meseleler hakkında padişahlar, “olsun” veya “olmasın” diye, şifahen, düşündüklerini söylerler; sadrazamlar bunu kâğıtlara işaret ederek gerekeni yaparlardı.
Sultan Üçüncü Murad Han, hükümdar olduktan sonra, hatt-ı hümâyunu bizzat kendisi yazdı.
Osmanlı Sultanları’nın dört çeşit hatt-ı hümâyunları olurdu: 1) Enderun-ı Hümâyun nakil ve tayinleri ile Enderun’dan dışarı bir hizmet verilme hakkındaki yazılar. 2) Herhangi bir mesele hakkında veziriâzamların arzlarına karşı, bizzat padişah tarafından yazılan mütalaa, 3) Herhangi bir mesele hakkında padişahın, veziriâzama doğrudan doğruya emir vermesi veya kendisinden bir mütalaa istemesi, 4) Ehemmiyetli bir iş için divan-ı hümayundan çıkmış, tuğralı fermanın üstüne padişah tarafından yazılan hatt-ı hümâyun. Bu hatt-ı hümâyunlu fermanlar, en geçerli fermanlardı. Kendisine gönderilenler için, en büyük iltifat sayılırdı.
Padişahların hatt-ı hümâyunları; tâlik, tâlik kırması, nesih ve rik’a ile yazıldığı halde,Sultan İkinci Mahmut’dan sonra yalnız rik’a ile yazılmıştır. Osmanlı padişahları arasında, hatt-ı hümâyunları, yazı bakımından en güzel olan,Sultan Üçüncü Ahmet’dir.Sultan Üçüncü Mehmed’in tâlik kırması yazısı, hem güzel, hem işlektir.Sultan Abdülaziz Han’ın ve son padişahların yazıları, umumiyetle işlek ve okunaklıdır. Sultan Beşinci Murad ileSultan Vahideddin’in yazıları, diğerlerinden daha güzeldir. Tanzimat'a kadar, hatt-ı hümâyunlar, reisü-l küttaba (baş kâtibe) teslim edilirdi. Her aya ait olan hatt-ı hümâyunlar, bir torbaya konulur ve üzerleri mühürlenirdi. Sonra bunlar muhafaza altına alınır ve saklanırdı. Günümüzde Topkapı Sarayı Arşivi ile Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunmaktadır.
 
[[Kategori:Hat ve Kaligrafi]]
Satır 8 ⟶ 15:
 
{{tarih-taslak}}
{{düzenle|Ocak 2007}}