Estetik olarak, “tekinsiz vadi” (ing: Uncanny Valley) bir nesnenin insan benzerliği derecesi ile nesneye duyulan duygusal tepki arasındaki hipoteze dayalı bir ilişki olarak kabul edilir. Bu fenomen, robotik, 3D bilgisayar animasyonları ve gerçekçi bebekler arasındaki örneklerde görülebilir. “Tekinsiz vadi” hipotezi, neredeyse insan gibi görünen bir varlığın izleyicilerde soğuk, ürkütücü bir hissiyat oluşturmasıyla ilgilenmektedir. Diğer taraftan dijital teknolojilerin artan yaygınlığı günümüzde (örneğin, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ve foto-gerçekçi bilgisayar animasyonları) "vadi" ile ilgili tartışmaları yaygınlaştırmıştır.

Etimoloji değiştir

Robotik profesörü Masahiro Mori, kavramı ilk olarak 1970 yılında "Bukimi No Tani" (不気味の谷) adlı kitabında tanıtmıştır ve bu kavramı "bukimi no tani genshō" (不気味の谷現象) olarak ifade etmiştir; bu ifade, kelime anlamıyla “tekinsiz vadi fenomeni” (ing: uncanny valley phenomenon) anlamına gelmektedir.[1] Bukimi no tani' kelimesi, Jasia Reichardt tarafından 1978'de yazılan Robots: Fact, Fiction, and Prediction adlı kitapta 'uncanny valley' olarak çevrilmiştir.[2] Zamanla, bu çeviri, kavramı Ernst Jentsch'in psikanalitik 'uncanny' kavramına istemeden bir bağlantı oluşturdu; Ernst Jentsch, bu kavramını 1906 tarihli "On the Psychology of the Uncanny"(Almancası: Zur Psychologie des Unheimlichen) adlı makalesinde tanıtmıştır[3][4]. Bu bağlantı, daha sonra Sigmund Freud'un 1919 tarihli "The Uncanny" adlı makalesinde Jentsch'in fikirlerine eleştiri getirerek genişletmesiyle daha da dikkat çekici hale gelmiştir.”[5]

Hipotez değiştir

 
In an experiment involving the human lookalike robot Repliee Q2 (pictured above), the uncovered robotic structure underneath Repliee, and the actual human who was the model for Repliee, the human lookalike triggered the highest level of mirror neuron activity[6]

Mori'nin orijinal hipotezi, bir robotun görünüşü insan gibi yapıldıkça, bazı gözlemciler robotun duygusal tepkisinin giderek pozitif ve empatik hale geldiğini, ta ki bu dönüşüm güçlü bir tiksinme noktasına ulaşana kadar. Ancak, robotun görünümü insan benzerliğinden giderek daha az ayırt edilebilir hale geldikçe, duygusal tepki tekrar pozitif hale gelir ve insanlar arası empati düzeylerine yaklaşır.[1] Grafik üzerine çizildiğinde, tepkiler, antropomorfizmin gerçeğe en yakın olduğu bölgelerde derin bir çukur ile belirtilir. (İsmindeki ‘vadi’ bölümü bu sebepledir)

Bir robotun görünümü ve hareketi "biraz insan" ve "tamamen insan" kavramları arasında olduğunda ortaya çıkan itici tepki bölgesine "tekinsiz vadi" (ing: uncanny valley) denir. İsim, neredeyse insan gibi görünen bir robotun bazı insanlar için aşırı derecede garip ve ürkütücü göründüğü ve bu nedenle insan-robot etkileşimi için gereken empatik tepkiyi oluşturamadığı fikrini savunur.

Tasarım Prensibleri değiştir

Tekinsiz vadiden kaçınmak için bir dizi tasarım prensibi önerilmiştir:

Tasarım öğeleri insan gerçekçiliğiyle eşleşmelidir. Bir robot, insan ve insan olmayan öğelerin karıştırıldığı durumlarda tekinsiz bir izlenim bırakabilir.[7] Örneğin, sentetik bir sesle donatılmış bir robot ya da insan sesine sahip bir insan, insan sesine sahip bir robottan ya da sentetik bir sese sahip bir insandan daha az ürkütücü bulunur.[7] Bir robottan daha olumlu bir izlenim elde etmek için, görünüşteki insan gerçekçiliği davranıştaki insan gerçekçiliği ile uyumlu olmalıdır.[8] Eğer bir animasyon karakteri hareketlerinden daha fazla insan gibi görünüyorsa, bu olumsuz bir izlenim bırakır.[9] İnsan nöro görüntüleme çalışmaları aynı zamanda görünüş ve hareket kinematiğinin uyumlu olmasının önemli olduğunu göstermektedir.[10][11][12]

İnsan yüz oranları ve fotorealistik insan dokuları birlikte kullanılmalıdır. Fotorealistik bir insan dokusu, insan yüz oranlarını gerektirir, aksi takdirde bilgisayar tarafından oluşturulan karakter tekinsiz bir vadiye düşebilir. Sanatçılar tarafından çekiciliği artırmak için tipik olarak kullanılan anormal yüz oranları (örneğin, daha büyük gözler), foto-gerçekçi bir insan dokusuyla birlikte ürpertici görünebilir.

Çatışma ve belirsizliği azaltmak için görünüş, davranış ve yetenekler uyumlu olmalı. Performans açısından, bir robot çok fazla ev aleti gibi görünüyorsa, insanlar ondan pek bir şey beklemeyebilir; eğer çok insana benziyorsa, insanlar ondan çok şey bekleyebilir.[8] Son derece insana benzeyen bir görünüm, belirli davranışların var olduğu beklentisine yol açar, örneğin insan gibi hareket dinamikleri. Bu düşünce muhtemelen bilinçaltı seviyede çalışır ve biyolojik bir temele sahip olabilir. Nörobilimciler, bu biyolojik temeli "beynin beklentileri karşılanmadığında, beyin... 'bir tahmin hatası' oluşturur" şeklinde belirtmişlerdir. İnsansı yapay temsilciler daha yaygın hale geldikçe, belki de algı sistemlerimiz bu yeni sosyal ortakları ağırlamak için yeniden ayarlanacaktır. Ya da belki de 'robotları bu kadar açıkça kendi imajımıza benzetmek pek iyi bir fikir değil' diye karar vereceğiz."[11][12][13]

Eleştiriler değiştir

Tekinsiz vadinin bilimsel incelemeye uygun bir olgu olarak var olup olmadığı konusunda bir dizi eleştiri ortaya atılmıştır:

Tekinsiz vadi, bir dizi çok türlü olayı içeren bir grup olgudur. Tekinsiz vadi içinde yer alan olaylar çeşitli olabilir, farklı duyusal algıları içerebilir ve muhtemelen çeşitli, birbiriyle örtüşen nedenlere sahip olabilir. İnsanların kültürel geçmişleri, humanoidlerin ‘tekinsiz vadi’ açısından nasıl algılandığı konusunda önemli bir etkiye sahip olabilir.[14]

Tekinsiz vadi belki de kuşaklara bağlı olabilir. CGI, robotlar ve benzeri teknolojilere daha alışkın olan genç kuşaklar, bu hipoteze dayalı sorundan daha az etkilenebilir olabilir.

Tekinsiz vadi, sadece kategorizasyon ve frekans tabanlı etkiler (ing: Frequency-based effects) gibi bilgi işleme örneklerinden biridir. Tekinsiz vadinin heterojen bir grup olgu üzerine dayandığı varsayımının aksine, son zamanlarda ki argümanlar, tekinsiz vadi benzeri olguların sadece kategorizasyon gibi bilgi işleme ürünleri olduğunu öne sürmektedir. Cheetham’ın[15], tekinsiz vadinin kategorizasyon süreçleri açısından anlaşılabileceğini, bir kategori sınırının 'vadiyi' tanımladığını savunmuşlardır. Bu argümanı genişleterek, Burleigh ve Schoenherr[16], uncanny valley ile ilişkilendirilen etkilerin kategori sınırına ve bireysel örnek frekansına bağlı olarak ayrılabileceğini öne sürmüşlerdir. Yani, uncanny valley'ye atfedilen negatif duygusal tepkiler, basitçe maruz kalma frekansının bir sonucu olup, bunun “mere-exposure” etkisine yani bir şeye sıkça maruz kalmanın, o şeye karşı duygusal tepkilere olumlu yönde etkileyebileceği fenomenine benzer olduğunu belirtmişlerdir. Eğitim öğelerinin frekansını değiştirerek, kategori sınırına dayalı bilişsel belirsizlik ile eğitim örneklerinin frekansına dayalı duygusal belirsizlik arasında bir ayrımı göstermişlerdir. Schoenherr ve Burleigh[[17] tarafından yapılan bir takip çalışmasında, öğretim manipülasyonunun kategorizasyon doğruluğunu etkilediği ancak negatif duygu derecelendirmelerini etkilemediği gösterilmiştir.[18] Bu nedenle, kuşak etkileri ve kültürel faktörler, temel bilgi işleme mekanizmalarıyla açıklanabilir. Bu ve benzer çalışmalar, tekinsiz vadi'nin aslında insan kategorilerine daha fazla aşinalığın bir sonucu olduğunu ve özgün bir fenomeni yansıtmadığını savunmak için kullanılmıştır.

Tekinsiz vadi, herhangi bir insan benzerliği derecesinde ortaya çıkabilir. Hanson ayrıca, tekinsiz varlıkların soyut (örneğin, MIT'nin robotu Lazlo gibi) ile mükemmel derecede insan (örneğin, kozmetik açıdan tipik olmayan insanlar gibi) arasındaki bir spektrumda herhangi bir yerde görünebileceğini belirtmiştir.[19] Capgras yanılgısı, hastanın insanların (veya bazı durumlarda nesnelerin) kopyalarla değiştirildiğine inandığı oldukça nadir bir durumdur. Bu kopyaların, fiziksel özellikleri açısından insan ile aynı olduğu rasyonel bir şekilde kabul edilir, ancak irrasyonel inanç, "gerçek" varlığın başka bir şeyle değiştirildiğidir. Bazı Capgras yanılgısı olan insanlar, kopyanın bir robot olduğunu iddia eder. Ellis ve Lewis, yanılgının, aşikar biçimde tanıma için sağlam bir sistemle, ancak gizli tanıma için hasar görmüş bir sistemle ilişkilendirildiğini ve bu durumun, bir bireyin tanımlanabilir olmasına rağmen duygusal anlamda tanıdık olmamasından kaynaklanan bir çatışmaya yol açtığını savunur. Bu, tekinsiz vadinin, beynin bilgiyi işleme şekline özgü kategorik algı sorunlarından kaynaklanabileceği görüşünü destekler.

Iyi bir tasarım, insan görünümündeki varlıkları Tekinsiz vadiden çıkarabilir. David Hanson, Mori'nin hipotezini bu bakımdan eleştirir; ona göre, insan benzeri görünüme yaklaşan varlıklar zorunlu olarak olumsuz değerlendirilir.[19] Hanson, tekinsiz vadinin, daha önce bu vadide bulunan varlıklara çizgi film tarzı, genç ve sevimli özellikler eklenerek tekinsiz vadi etkisinin azaltılabileceğini göstermiştir.[19] Bu yaklaşım, insanların çizgi filmlerde gençliğini anımsatan özellikler bulduğunda, izlediği şeyi daha çok çekici bulduğu fikrini içerir.

Benzer Etkiler değiştir

Eğer tekinsiz vadi, genel bilişsel süreçlerin bir sonucuysa, bunun evrimsel tarih ve kültürel eserlerde kanıtı olmalıdır.[18] Benzer bir etki, Charles Darwin tarafından 1839'da fark edilmiştir:

Bu [Trigonocephalus] yılanın yüz ifadesi iğrenç ve vahşi idi; gözbebeği, lekeli ve bakır renkli bir iris içinde dikey bir yarıktan oluşuyordu; çene tabanı geniş, burun ise üçgen bir çıkıntı ile sona eriyordu. Sanırım böylesine çirkin bir şey daha önce hiç görmedim, belki de birkaç vampir yarasası hariç. Bu iğrenç görünümün, özelliklerin birbirlerine göreceli olarak insan yüzüne oldukça orantılı bir şekilde yerleştirilmiş olmasından kaynaklandığını düşünüyorum; ve bu şekilde de bir çirkinlik ölçeğine sahip oluyoruz.

Charles Darwin, The Voyage of the Beagle[20]

Etik-fütürist yazar Jamais Cascio'ya göre, benzer bir "tekinsiz vadi" etkisi, insanların kendilerini transhuman geliştirmelerle değiştirmeye başladığında (örneğin, vücut modifikasyonu), ki bu insan vücudu üzerinde normalde mümkün olmayan yetenekleri geliştirmeyi amaçlar.[21] Bu tür geliştirmeler algılanan insan davranışı normları içinde kaldığı sürece, olumsuz bir tepki beklenmez; ancak bireyler normal insan normlarını ortadan kaldırdığında, tiksinme tepkisi beklenir. Ancak, bu teoriye göre, bu tür teknolojiler insan normlarından daha fazla uzaklaştıkça, "transhuman" bireyler artık insan seviyelerinde değerlendirilmeyecek ve bunun yerine tamamen ayrı varlıklar olarak kabul edilecekler (bu noktaya "posthuman" denir), ve işte buradaki kabul yeniden tekinsiz vadiden yükselir.[21]

  1. ^ a b Mori, Masahiro; MacDorman, Karl; Kageki, Norri (Haziran 2012). "The Uncanny Valley [From the Field]". IEEE Robotics & Automation Magazine. 19 (2): 98-100. doi:10.1109/MRA.2012.2192811. ISSN 1070-9932. 21 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2024. 
  2. ^ Kageki, Norri (Haziran 2012). "An Uncanny Mind: Masahiro Mori on the Uncanny Valley and Beyond". spectrum.ieee.org. 19 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2024. 
  3. ^ Jentsch, Ernst (Ağustos 1906). "On the Psychology of the Uncanny" (PDF). art3idea.psu.edu. Ekim 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  4. ^ Misselhorn, Catrin (8 Temmuz 2009). "Empathy with Inanimate Objects and the Uncanny Valley". Minds and Machines. 19 (3): 345-359. doi:10.1007/s11023-009-9158-2. ISSN 0924-6495. 
  5. ^ Freud, Sigmund (2003). The uncanny. 1. publ. New York, NY: Penguin Books. ISBN 978-0-14-243747-6. 
  6. ^ Tinwell, Angela (Aralık 2014). The Uncanny Valley in Games and Animation (İngilizce). s. 165. ISBN 9781466586956. 26 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2024. 
  7. ^ a b Mitchell et al., 2011.
  8. ^ a b Goetz, Kiesler, & Powers, 2003.
  9. ^ Vinayagamoorthy, Steed, & Slater, 2005.
  10. ^ Saygin et al., 2010.
  11. ^ a b Saygin et al., 2011.
  12. ^ a b Saygin, Ayse Pinar; Chaminade, Thierry; Ishiguro, Hiroshi; Driver, Jon; Frith, Chris (Nisan 2012). "The thing that should not be: predictive coding and the uncanny valley in perceiving human and humanoid robot actions". Social Cognitive and Affective Neuroscience (İngilizce). 7 (4): 413-422. doi:10.1093/scan/nsr025. ISSN 1749-5016. 7 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2024. 
  13. ^ Gaylord, Chris (Eylül 2011). "Uncanny Valley: Will we ever learn to live with artificial humans?". The Christian Science Monitor. 27 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2024. 
  14. ^ Bartneck Kanda, Ishiguro, & Hagita, 2007
  15. ^ Cheetham, Marcus (2011). "The human likeness dimension of the "uncanny valley hypothesis": behavioral and functional MRI findings". Frontiers in Human Neuroscience. 5. doi:10.3389/fnhum.2011.00126. 8 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2024. 
  16. ^ Burleigh, Tyler J.; Schoenherr, Jordan R. (21 Ocak 2015). "A reappraisal of the uncanny valley: categorical perception or frequency-based sensitization?". Frontiers in Psychology. 5. doi:10.3389/fpsyg.2014.01488. ISSN 1664-1078. 30 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2024. 
  17. ^ Schoenherr, Jordan Richard; Burleigh, Tyler J. (Nisan 2020). "Dissociating affective and cognitive dimensions of uncertainty by altering regulatory focus". Acta Psychologica (İngilizce). 205: 103017. doi:10.1016/j.actpsy.2020.103017. 30 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2024. 
  18. ^ a b Schoenherr, Jordan R.; Burleigh, Tyler J. (21 Ocak 2015). "Uncanny sociocultural categories". Frontiers in Psychology. 5. doi:10.3389/fpsyg.2014.01456. ISSN 1664-1078. 
  19. ^ a b c David Hanson, Andrew Olney, Ismar A. Pereira and Marge Zielke (Temmuz 2018). "Upending The Uncanny Valley". 27 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2024. 
  20. ^ Charles Darwin. The Voyage of the Beagle . New York: Modern Library. 2001. p. 87.
  21. ^ a b Cascio, Jamais (Ekim 2007). "The Second Uncanny Valley". openthefuture.com. 21 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2024. 

Ayrıca bakınız değiştir

Dış bağlantılar değiştir