Tartışma:Türk Dil Kurumu

Son yorum: 88.243.153.197 tarafından 1 yıl önce Başuzman Düzeltmeleri başlığına
Vikiproje Türkiye (Başlangıç-sınıf, Orta-önem)
VikiProje simgesi Bu madde, Vikipedi'deki Türkiye maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Türkiye kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
 Başlangıç  Bu madde Başlangıç-sınıf olarak değerlendirilmiştir.
 Orta  Bu madde Orta-önemli olarak değerlendirilmiştir.
 
Vikiproje Siyaset (Başlangıç-sınıf, Az-önem)
VikiProje simgesi Bu madde, Vikipedi'deki Siyaset maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Siyaset kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
 Başlangıç  Bu madde Başlangıç-sınıf olarak değerlendirilmiştir.
 Az  Bu madde Az-önemli olarak değerlendirilmiştir.
 

Bu bilgiler tumuyle TDK sayfasindan alinmis. Guncellenmesi ve tarafsiz bir yazi gerekmektedir. Agop Dilaçar ile ilgili bir sayfa baslattim fakat bu sayfa duzenlenmeden degiklik yapmak istemedim.Kullanıcı:Luke_Skywalker

Belki de [buradaki] bilgileri (sayfa sonunda olan) ilginç olabilir... --katpatuka

Bağlantı verdiğiniz sayfada Türkçe'nin özleştirilmesi bilimsel olmayan karşı çıkışlarla eleştirilmiş. Orada öne sürülen temelsiz savların tümü, Vikipedi'nin değişik tartışma sayfalarında zaten yanıtlandı. Derlitoplu ve ayrıntılı yanıtlar isteyenler TDK'nin 1984'ten önce yayımladığı özleştirme ile ilgili değişik kitaplarına bakabilirler. Ancak, bağlantı verdiğiniz sayfadaki bir tek noktaya değinmek isterim: "Agop Dilaçar adında Türk olmayan biri"nin dilimize zarar verdiği söylenmiş. Bunu yazan ya gerçekleri bilmiyor, ya da daha büyük olasılıkla pek çok kez örneğini gördüğümüz ırkçılık ürünü yargılardan biriyle karşı karşıyayız. Agop Dilaçar, Türk diline büyük emekler vermiş doğma-büyüme bir Türktür. Türk yurttaşı olarak doğmuş ve hep Türkiye'de yaşamıştır. En zor günlerinde bile Türkiye'yi terk etmemiş ve hep bu ülke için çalışmıştır. Müslüman değildir, ama müslümanlıkla Türklüğü özdeş sayan ayrımcı zihniyet, müslüman değil diye Agop Dilaçar gibi yurttaşlarımızı Türk olarak da görmemektedir. Muhammedcimci 16:38, 5 Mayıs 2006 (UTC)

Yanlılık ve bazı sorunlar değiştir

Bu makalede yanlılık var. "... çağdaş Türkçenin ilerlemesi ve zenginleşmesi amacıyla çalışmalar yürüten..." tanımlaması yanlı. 1982 Anayasası'nın kabulünden sonra TDK'den atılan ve sonradan Dil Derneği'ni kuranlara ve Di Derneği çevresinde toplananlara sorulacak olursa, bu tanımlamaya katılmayacaklardır. Dolayısıyla TDK'nin amacını yazarken, "Kurumun tüzüğüne göre..." gibi sözce eklenirse, o zaman yanlılık dengelenir. Ancak öncelikle tüzüğe bakıp böyle bir amacın yazılı olup olmadığı görülmeli.

Ayrıca, "...yürüten Kol ve Komisyonların üyeleri de bu kurul tarafından" diye yarım bırakılmış bir tümce görüyorum. Neden acaba?

Makalede "plânlandığı" diye bir sözcük geçiyor. Doğu kökenli sözcüklerin kimilerinde "â" harfinin kullanılmasını bir dereceye kadar anlaşılır ve kabul edilebilir buluyorum. Ancak Batı dillerinden gelen "plan" sözcüğünü "plân" diye yazmanın mantığı nedir, kavrayabilmiş değil. Hangi Batı dilinde "plân" diye bir sözcük var, ya da "â" gibi bir harf var? (Bucalı, 15 Kasım 2005, 23.26).

  • Katılıyorum ve şunu da belirtmek istiyorum: Plan sözcüğünde de olduğu gibi, l harfilden sonra gelen a harfine, çok özel durumlar dışında (bkz: hâlâ) inceltme işareti gerekmez, çünkü l harfi ya da sesi, zaten yumuşak tınılıdır ve ardından gelen ünlüyü yumuşatır.
  • Bunun dışında TDK'nın yanlılığı hakkında da dikkatimi çekmiş olan noktalar vardır. Ben şahsen bu tür hataların bilinçli bir şekilde yapıldığına inanma eğilimindeyim. Örnek sözcük, "melekût"tur. Melekût, TDK sözlüğünde "Ruhlar ve melekler âlemi" şeklinde açıklanıyor. Halbuki melekût, "saltanat, hükümranlık" anlamında bir sözcük olup, "melik" (hükümran) kelimesinden türemiştir. TDK'nın vermiş olduğu anlam ise İslam felsefesine (tasavvuf) göre bir tanımdır. Bilimsel olması gereken bir kurum olan TDK, bu sözcükle taraf olmaktadır, yanlı davranmaktadır. --Aliska 19:51, 24 Haziran 2006 (UTC)

Yanlı ve yanlış değiştir

Türk Dil Kurumu'nun 1980 sonrası daha güçlü, daha bilimsel olduğu savları yanlı ve yanlıştır, yanlış olduğu yapılan çalışmaların niteliği ile ortaya konulabilecek kadar nesneldir. Ayrıca devletle bağların güçlenmesi belirtildiği gibi olumlu değil, aksine olumsuzdur.

Türk Dil Kurumu dernek tüzelkişiliğine sahipken 1983'te Atatürk'ün vasiyetnamesi çiğnenerek kapatılmış, aynı ad altında devlet kurumu kurulmuştur. Bu kurum dernek TDK'nin çalışmalarının üzerine çıkamamıştır. Çünkü çalışma gönüllülük esasında değildir. Siyasal güdümle güdülen TDK, Dil Devrimi karşıtlığı da yapmaktadır. Yazım kurallarında ortaya çıkan kargaşa da dernek TDK kapatılıp devlet kurumu TDK kurulduktan sonraya rastlar, devlet kurumu TDK yerleşik kuralları alt üst etmiştir.

Bilimsel çalışmalar, ancak bağımsız yapılarda yapılabilir. Üniversitelerin özerk olması gereği de bu gerçeğe dayanır. Metin oldukça yanıltıcıdır. Değiştirmeye de cesaret edemedim, çünkü Vikipedi'nin ifadesiyle vandal olarak görülmek istemiyorum. Bu imzasız yazı 95.10.97.193 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

  • Vikipedi'ye gerçek anlamda katkı yapan hiç kimse vandal olarak nitelenmez. Yine de, madde üzerinde önemli değişiklikler yapmadan önce tartışma sayfasını kullandığınız için teşekkürler. --Superyetkinileti 16:48, 19 Mayıs 2010 (UTC)
  • Yukarıdaki iletinizden cesaret alarak maddeyi nesnelleştirmeye çalıştım. Yanlı ve yanlış konusunu açan kişiyim. Aslında değiştirilmesi gerekenler bitmedi. Umarım ölçütlerinize uygun olmuştur. ÖY Bu imzasız yazı 95.15.112.49 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

İlk Başkan/İlk Genel Sekreteri değiştir

TDK girişinde ilk başkanının Agop Dilaçar olduğu yazılı, Agop Dilaçar girişine baktığımız zaman ilk genel sekreteri olduğunu öğreniyoruz. TKD'nın sayfasına baktığımız zaman, başkanların arasında Agop Dilaçar adının geçmediğini görüyoruz. Bunu birisi araştırıp düzeltebilir mi? --JusTwin 08:01, 4 Şubat 2011 (UTC) İlk Genel Başkan, Samih Rıfat Horozcu'dur. TDK Tarihçe sayfasında da bu maddenin eski sürümlerinde de doğrusu yazıyor; niye Agop Dilaçar olarak değiştirilmiş anlamadım. Agop Dilaçar, ilk TDK kurultayına özel olarak davet edilmiş ve daha sonra TDK'da çalışmış bir dilbilimci ama hiç başkanlık yapmış değil. Samih Rıfat Bey, TDK kurulduğı sırada hayatını kaybediyor ve devrin milli eğitim bakanı kurumun başkanlığını üstleniyor, ondan sonra da 1951'e kadar kim Milli Eğitim Bakanı oluyrsa aynı zamanda TDK başkanlığını yürütüyor. Samih Rıfat başkan seçildiğinde belirlenen sekreter de Ruşen Eşref Ünaydın idi, bu durumda ilk genel sekreter olarak onun adının anılması gerek sanırım. Agop Dilaçar ise 1979'da ölümüne kadar genel sekreterlik yapmış ama kaç yılından itibaren bilemiyorum, kendisi TDK kurulduğu sırada Sofya'da yaşıyordu; Türkiye'ye davet edilip gelir gelmez genel sekreterliği üstlenmiş olabilir. --Başak 08:02, 5 Şubat 2011 (UTC)

İlk Genel Sekreter Agop Dilaçar değil, Ruşen Eşref Ünaydın'dır değiştir

Bunun için 1933 Türk Dili Tetkik Cemiyeti Bülteni 1. sayı, sayfa 6'ya bakmanız yeterlidir.

Reis: Samit Rıfat Bey, Umumi Katip: Ruşen Eşref Bey, Muhasebeci: Besim Atalay Bey

Buradaki "Umumi Katip" ifadesi genel sekreter demek. Ben anlamıyorum, Agop Dilaçar ilk TDK başkanı ya da ilk TDK genel sekreteri olmadığı halde zorla niye oraya monte edilmeye çalışılıyor?

88.243.159.186 22.07, 4 Mart 2023 (UTC)Yanıtla

Başuzman Düzeltmeleri değiştir

Türk Dil Kurumu AYK Uzmanı Ekrem Beyaz'a konu ile ilgili mesaj atılmış, şu şekilde dönüş sağlanmıştır:

Dönemle ilişkili toplantı tutanaklarını inceledik. Bu inceleme sonucunda Agop Dilâçar'la ilgili olarak şu ifadelerin geçtiğini tespit edilmiştir:

          14.12.1936 tarihli bir tutanakta "... ikinci aşama uzman olarak kadroya alınmasını ...",

          27.11.1937 tarihli bir tutanakta "Uzman Bay Dilâçar'ın bildirdiği ...",

          01.06.1938-31.05.1939 aralığını gösteren bir kadro cetvelinde "Garp Dilleri Başuzmanı - A. Dilâçar",         

          30.06.1938 tarihli bir tutanakta "Garp Dilleri Başuzmanı Bay Dilâçar'ın yazısı...".

Bu bilgiler ışığında Agop Dilâçar'ın 24-31 Ağustos 1936'da yapılan ve kendisinin de "Güneş-Dil Antropolojisi" başlıklı bildiriyi sunduğu Üçüncü Türk Dil Kurultayı'ndan sonra "ikinci aşama uzmanlığa" getirildiği, 1938 yılına ait tutanaklarda ise başuzman olarak anıldığı görülmektedir.

Kaya Türker'in kitabında işaret edilen İkinci Kurultay'dan sonra başuzmanlığa getirildiği bilgisi sehven yazılmış olabilir veya o tarihlerde getirildiği "ikinci aşama uzmanlık" unvanındaki "ikinci" ile karışarak yine sehven "İkinci Kurultay" şeklinde yazılmış olabilir.

Garp Dilleri Başuzmanlığı konusunda ise 1938-1939 aralığını gösteren kadro cetvelinde yer alan unvanlara bakıldığında Kurum'da bulunan uzmanların  "Üçüncü aşama uzman, İkinci aşama uzman, Birinci aşama uzman, Garp dilleri başuzmanı, Başuzman" şeklinde ayrıldığı görülmektedir. 88.243.153.197 11.33, 29 Mart 2023 (UTC)Yanıtla

"Türk Dil Kurumu" sayfasına geri dön.