Savunuculuk, bir bireyin kendisi, bir diğer birey ya da bir grup birey adına konuşma, temsilde bulunma, eylemde bulunma, belirli hedef(ler)i gerçekleştirme ya da koruma amaçlarından birisinin ya da birden çoğunun gerçekleştirilebilmesi için yürütülen çalışmaların tamamını ifade etmektedir. Bu bağlamda karar alma süreçlerini etkilemeyi hedefleyen Savunuculuk kavramı, lobicilik kavramını da içermekle birlikte, yalın anlamlıyla lobicilikten çok daha geniş sınırlara sahiptir. Savunuculuk genel olarak siyaset ile ilişkili bir kavram olmakla birlikte sadece siyasi değil, iktisadi, sosyal ve hatta diplomatik sonuçlar doğurabilmektedir.

Bir bireyin kendi fikir ve düşünce özgürlüğüylede bağlanlıtı olup, tüm hayati konularda da savunma sistemi geliştirmesine Savunuculuk denilebilir.

Mahkemelerde dahi bunu ters yönde yapıp, yani gerçeği yansıtmayan savunmalarda mevcuttur.

Savunuculuk, genel olarak doğrudan kontrol-denge mekanizmaları arasında sayılmasa dahi aslında sivil toplumun devleti denetlemesine sağladığı katkı sebebiyle bu sistematikte önemli bir yere sahip olduğu kabul edilebilir. Keza kuvvetler ayrılığı açısından bakıldığında sık sık gündeme gelen erkler arası kontrol-denge mekanizmalarına benzer bir işleyişle sivil toplumun üç temel erk olan yasama, yürütme ve yargıyı devletin varlık sebebi olan bireyin denetlemesini güçlendirerek mümkün kılmaktadır.

Bu anlamda Savunuculuk, sivil toplumu güçlendirerek demokrasinin daha sağlıklı bir şekilde hayata geçmesine önemli katkı sağlayabilmektedir.