Oradour-sur-Glane Katliamı


10 Haziran 1944'te Alman işgali altındaki Fransa Haute-Vienne'deki Oradour-sur-Glane köyünde, kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere 642 kişi Nazi Waffen-SS askeri kolu tarafından katledildi. Katledilen köyün yakınlarında savaştan sonra yeni bir köy inşa edildi, ancak Fransız Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle orijinalin kalıcı bir anıt ve müze olarak kalmasını emretti.

Katliamdan sonra harabeye dönmüş Oradour-sur-Glane

Genel Bilgi değiştir

Şubat 1944'te 2. SS Panzer Tümeni (Das Reich), Toulouse'un kuzeyinde Valence-d'Agen'in güneyindeki Fransız kasabasında konuşlandırılarak, yeni teçhizat ve askerlerle yeniden bir araya gelmeyi bekliyorlardı. D-Day in Haziran ayında Normandiya istilasından sonra, müttefiklerin kuzeyden ilerlemesini durdurmak için bir askerî harekât emredildi. Birliklerinden biri 4. SS Panzer Grenadier Alayı ("Der Führer") bir diğeri 4. SS Panzer Grenadier Alayı ("Der Führer") idi. Albay Sylvester Stadler rejim komutanı olarak görev yapıyordu ve aynı anda Binbaşı Adolf Diekmann da 1.Tabura komuta ediyordu. Komuta 14 Haziran'da Binbaşı Otto Weidinger'e geçti.

Diekmann, 10 Haziran 1944 günü sabahın erken saatlerinde Weidinger'e, Vichy Rejiminin Fransız askeri kuvvetleri olan Milice'nin iki üyesinin görüşmek istediğini bildirdi. Onlar bir Waffen-SS subayının yakınlardaki bir  köy olan Oradour-sur-Vayres de esir edildiğini iddiaa ettiler. Yakalanan subayın, 2. SS Panzer Keşif Tabur Komutanı SS-Binbaşı Helmut Kämpfe olduğu iddia edildi. Onun bir gün önce Maquis du Limousin tarafından yakalanmış olabileceği söylendi.

Stadler, Diekmann'a belediye başkanının Kämpfe karşılığında rehine olarak otuz kişi seçmesini emretti.

Katliam değiştir

10 Haziran'da Diekmann Oradour-sur-Glane'i mühürledi ve taburuna tüm kasaba sakinlerinin köy meydanında bir araya getirilerek kimlik belgelerinin kontrol edilmesini emretti. Waffen-SS köye vardığında sadece bisiklet kullandıkları bahanesiyle 6 kişiyi tutukladı. Kadınlar ve çocuklar kilisede kilitli bırakıldı ve köy yağmalandı. Köydeki adamlar makineli silahların bulunduğu barınaklara ve kulübelere sürüklendi.

Hayatta kalanlardan birine göre SS üyeleri insanların bacaklarına hedef alarak ateş ettiler. Kurbanlar hareket edemeyecekleri duruma geldiklerinde onları bir ahıra kapattılar ve ahırı ateşe verdiler. Sadece altı erkek kaçmayı başardı. Bunlardan bir tanesi daha sonra yolda yakalandı ve öldürüldü. Toplamda da 190 Fransız erkek yaşamını yitirdi.

SS üyeleri bu eylemin yanı sıra kiliseyi ateşe verdiler ve buradan kaçmaya çalışan kadın ve çocuklara makineli tüfeklerle ateş açtılar. 247 kadın ve 205 çocuk acımasızca öldürüldü. Tek kurtulan 47 yaşındaki Marguerite Rouffanche'ydi. Rouffanche kilisenin kutsal eşyalarının saklandığı odadaki pencereden, genç bir kadın ve bir çocuk ile kaçtı. Üçü de vuruldu ve 2'si hayatını kaybetti. Rouffanche bezelye çalılarına sürüklenerek, ertesi sabah bulununcaya kadar gece boyunca burada gizlendi. SS üyeleri varıncaya kadar yaklaşık yirmi köylü Oradour-sur-Glane'den kaçmıştı. O gece köy resmen yerle bir edildi.

Birkaç gün sonra, kurtulanların birkaç saat içinde ölen 642 kişiyi defnetmelerine izin verdiler. Adolf Diekmann, zulmün Tulle yakınlarındaki partizan faaliyetlere ve Helmut Kämpfe'nin kaçırılmasına misilleme olduğunu söyledi.

İlgili filmler değiştir

  • "Oradour" adlı uzun metrajlı film 2011 yılında Fransa'da yayınlandı.
  • "Le vieux fusil" katliam gerçeklerine dayanarak 1975 yılında çekilmiştir.
  • "The Patriot" bir Mel Gibson filmidir. Sivillerin bulunduğu bir kilisenin, Amerikan Devrimi sırasında intikam alan İngiliz birlikleri tarafından yakıldığı bir sahneye yer verdi. 2011'de Time dergisi, bu kurgusal olayın Oradour-sur-Glane'deki olaylara dayandığını belirten bir yazı yayınladı.

Kaynakça değiştir