Mute Muharebesi

629'da gerçekleşen bir muharebe

Mute Muharebesi, 629 yılında gerçekleşen, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu ile Müslümanlar arasındaki ilk muharebedir. Bu muharebe, aynı zamanda tarihte Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında gerçekleşen ilk muharebedir.

Mute Muharebesi
İslamiyet'in İlk Savaşları
Arap - Bizans İmparatorluğu Savaşları
Tarih8 Eylül 629
Bölge
Kudüs yakınları, Mute meydanı
Sonuç Müslüman kaynaklarına göre Müslüman zaferi veya pat,[1] Hristiyan kaynaklarına göre ise Bizans zaferi[2]
Taraflar
Müslümanlar Doğu Roma İmparatorluğu
Gassaniler
Komutanlar ve liderler
Zeyd bin Harise  (ölü)
Cafer bin Ebu Talib  (ölü)
Abdullah bin Revaha  (ölü)
Halid bin Velid
İmparator Herakleios
Güçler
  • 100.000[3][5][6][7][8](Müslüman kaynakları)
  • 200.000[9][10] (Müslüman kaynakları)
  • 10.000 veya daha az (modern tahminler)[11]
  • Kayıplar
    12[12] (Müslüman kaynakları) Sayı verilmemektedir[12]

    Savaşın nedeni değiştir

    İslam peygamberi Muhammed, büyük devletlerin hükümdarlarına elçiler göndererek onları İslam'a davet ediyordu. Bu elçilerden biri olan Haris bin Umeyr de, Bizans İmparatorluğu'na bağlı Busra kentinin valisine gönderildi. Ancak Busra valisi Şürahbil, gelen elçiyi öldürdü. Bunu haber alan Muhammed, Şürahbil'in üzerine bir ordu gönderilmesine karar verdi.[13]

    Muharebe değiştir

    Müslümanlar yaklaşık 3.000 kişilik bir ordu oluşturdular. Ordunun komuta edilmesi konusunda Muhammed, şu şekilde talimat verdi:

    Zeyd bin Harise’yi kumandan tayin ettim. Zeyd bin Harise şehit olursa yerine Cafer bin Ebu Talib geçsin. Cafer bin Ebu Talib de şehit olursa, Abdullah bin Revaha geçsin. Abdullah bin Revaha da şehit olursa, Müslümanlar aralarından münasip birini seçip onu kendilerine kumandan yapsınlar.[14]

    Daha sonra Muhammed, orduya kadın ve çocukları, yaşlıları öldürmemeleri; ağaçları, evleri ve kiliseleri yıkmamaları konusunda telkinlerde bulundu.[15]

    İslam ordusunun Medine'den hareket ettiğini duyan Busra valisi Şürahbil, Bizans İmparatoru Herakleios'a haber gönderir. Bu arada kardeşi Sedus komutasındaki bir birliği de, Müslümanları karşılamak üzere Vadi'l Kura'ya gönderir. Burada yapılan çarpışmada Sedus öldürüldü ve ordusu bozguna uğratıldı.[16]

    Giderek ilerleyen İslam ordusu Şam'ı geçti. Bu sırada Bizans İmparatoru Herakleios'un 100.000 kişilik bir orduyla üzerlerine geldiğini haber alan Müslümanlar, çarpışmada nasıl davranacakları konusunda değerlendirme yapmaya karar verdiler. Müslümanların çoğu, Muhammed'e haber gönderilmesi ve gelecek olan cevaba göre hareket edilmesini söyledi. Ancak bu savaşta ölecek olan Abdullah bin Revaha'nın şu konuşması, herkesin fikrini değiştirdi ve savaşa karar verildi:

    Arkadaşlar!.. Çekindiğimiz şey, ele geçirmek için yola çıktığımız şeydir, yani şehid olmaktır. Dinimizi yüceltmek için savaşalım. Ya şehid, ya gazi olacağız. Bunun ikisi de güzel değil mi?[17]

    Mute Meydanı'nda yapılan şiddetli çarpışmada, Muhammed'in ismini saydığı üç sahabe de öldü. Bunun üzerine komutayı Halid bin Velid eline aldı.

    Halid bin Velid'in yaptığı şaşırtıcı bir taktikle[18] Bizans ordusunda bir anlık panik havası yaratıldı. Müslümanlar, bundan yararlanarak sert bir taarruzla Bizans ordusunu kısmen de olsa bozmayı başardı.

    Ancak Bizans ordusunun 30 kata kadar varan sayı üstünlüğünü göz önünde bulunduran Halid bin Velid, savaşa daha fazla devam edilmesini mantıklı bulmayıp Medine'ye dönme kararı aldı ve o gece geri çekildi. Bizans ordusu da çok fazla kayıp verdiğinden dolayı, İslam ordusuna yönelik herhangi bir takip girişiminde bulunmadı.

    Ayrıca bakınız değiştir

    Kaynakça değiştir

    1. ^ Muhammad Husayn Haykal, The Life of Muhammad (Allah's peace and blessing be upon him), Tercüme eden Isma'il Razi A. al-Faruqi, 1976, American Trust Publications, ISBN 0-89259-002-5
    2. ^ Fred Donner, The Early Islamic Conquests, sayfa 105
    3. ^ a b General A. I. Akram, The Sword of Allah: Khalid bin Al-Waleed, Bölüm 6, sayfa 2
    4. ^ Türkiye Diyanet Vakfı İslâm ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı, İslâm Ansiklopedisi Genel Müdürlüğü, 1994, sayfa 129.
    5. ^ a b Yılmaz Öztuna: Devletler ve hânedanlar, Kültür Bakanlığı, 2005, ISBN 9751704707, sayfa 57.
    6. ^ El Kâmil Fi't-Tarih, II, 218.
    7. ^ Vakidî, Kitâb'ül-Meğâzi, II, 417.
    8. ^ İbn Kayyim el-Cevziyye, Fıkhu's Siyre, 492.
    9. ^ Taberî. Tarihî Taberî. Sağlam Yayınevi. 2007. s. 249. 12 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Eylül 2022. 
    10. ^ İbn Hişam, Siret, IV, 24.
    11. ^ Kaegi, Walter. Byzantium and the Early Islamic Conquests, Cambridge University Press, 1992, ISBN 0-521-48455-3, p. 79. "The numbers that the Byzantines raised are, of course, uncertain but unlikely to have exceeded 10,000."
    12. ^ a b Saif-ur-Rahman Mubarakpuri, ar-Raheeq al-Makhtoom, "The Sealed Nectar", Islamic University of Medina, ISBN 1-59144-071-8, Dar-us-Salam publishers
    13. ^ SURUÇ Salih, Peygamberimizin Hayatı, Nesil Yay., c. 2, s. 442, ISBN 975-408-020-8
    14. ^ İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, c. 2, s. 128
    15. ^ Müslim, Sahih, c. I, s. 1357
    16. ^ SURUÇ Salih, a.g.e., c. 2, s. 446
    17. ^ İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 17
    18. ^ SURUÇ Salih, a.g.e., c. 2, s. 455. Bu taktiğe göre, savaşanların yeri değiştirildi. Yani ordunun sağındakiler sola, solundakiler sağa; öndekiler de arkaya alınarak düşman askerlerinin yeni simalarla karşılaşması ve İslam Ordusu'nun takviye edildiği düşüncesi oluşturulmaya çalışıldı.