Köçekçe (Ulvi Cemal Erkin)

Ulvi Cemal Erkin bestesi

Köçekçe, Türk Beşleri adıyla anılan çağdaş Türk müziğinin ilk temsilcilerinden Ulvi Cemal Erkin'in, orkestra için 1942 yılında yazdığı bir orkestra süiti veya dans rapsodisi.

Erkin; genellikle aynı makamda yürük ve hareketli şarkı ile türkülerin uzun ara nağmelerle birbirine bağlanmasından meydana gelen, aynı zamanda tarihte çengi ve köçek takımlarının oyun oynamaları için düzenlenmiş bir geleneksel Türk müziği formu olan köçekçelerden,[1] Dede Efendi'nin Bülbül Olsam Kona da Bilsem Dallere, Ulah Havası, Benliyi Aldım Kaçaktan, Yabandan Geldim Yabandan, Yine Yol Vermedi Acem Dağları, Hicazkar Mandıra gibi karcığar ve hicaz makamında bazı örnekleri ve köçekçelerin ara nağmelerini bir araya getirerek Dans Rapsodisi başlığıyla Köçekçe Süiti'ni oluşturmuştur.

Ulvi Cemal Erkin “Köçekçe” dans rapsodisinde Türkiye’nin bölgesel olarak farklılıklar gösteren ve Türk folklorunun müzikal açıdan zengin özelliklere sahip ritim ve melodik özelliklerini dikkat çekici renkli bir orkestrasyon ile sergilemiştir.[2]

1942'de Cumhuriyet Halk Partisi'nin düzenlediği ulusal kompozisyon yarışmasında birinciliği kazanan ve ilk kez 1 Şubat 1943'te Ernst Praetorius yönetimindeki Riyaseticumhur Filarmoni Orkestrası, günümüzde adıyla Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tarafından Ankara Radyosu stüdyosunda seslendirilen bu renkli eser, Erkin'in en çok sevilen ve en sık seslendirilen eseri olmuştur. Besteci "Bu sayfaların yazılması fikrini veren ve her satırında dost ve sanatkâr alakasının büyük hissesi bulunan Dr. Vedat Nedim Tör'e, 28 Ekim 1942" cümlesini Köçekçe'nin partisyonunun başına yazmıştır (Süre 9'30).

Orkestrasyon değiştir

3 Flüt (3. picc.), 2 Obua ve İngiliz kornosu, 3 si-bemol klarnet, 3 Fagot, 4 Korno, 3 Trompet, 3 Trombon ve Tuba, Timpani, Zil, Darbuka, Çift Zil, Büyük Davul, Arp, Çelesta ve Yaylılar

Güçlü bir orkestrasyona sahip olan eser birçok melodinin kısa ara bağlantılar ile birbirine eklenmesinden oluşan özgür bir forma sahiptir. Orkestra renkleri ustaca kullanılmıştır ve çalgı teknikleri yazımı konusunda da oldukça başarılı bir eserdir. Her yeni melodide farklı bir enstrüman grubu ön plana çıkar. Müzik neredeyse baştan sona kadar parmak zilleri ve darbuka gibi geleneksel vurma çalgıların ritimleri ile sürekliliğini sağlarken ağır kısımlarda solo çalgılar bu görevi uzun soluklu melodileri ile sürdürür. Eser her ne kadar eğlenceli ve yüzeysel gibi görünse de bir bütün olarak düşünüldüğünde Türkiye'nin 20. yüzyıl müziğini simgeleyen ulusalcı akımın en iyi örneklerinden birisi olarak kabul edilir.

Eserin yayın hakkı Universal Edition'a aittir. Türkiye'de orkestralarda her yıl seslendirilen eser yakın zamanlarda Deutsches Symphonie-Orchester Berlin, BBC Symphony Orchestra, Rundfunk Sinfonieorchester Berlin, Het Brabants Orkest, Dresden Philharmonic Deutsche Staatsphilharmonie Rheinland-Pfalz, Münchner Rundfunkorchester, Luzerner Symphonie Orchester gibi Avrupa'nın ünlü orkestraları seslendirmiştir.

Kaynakça değiştir

Dış bağlantılar değiştir