Damğan veya Mehmandust Savaşı - Damgan şehri yakınlarında 29 Eylül'den 5 Ekim 1729'a kadar süren bir savaş. Savaş Safevi devleti ile Afganlar arasında gerçekleşmiştir. Savaş, Nadir Han ve Safevi yönetimi için önemli bir zaferle sonuçlandı, ancak Eşref Han'ın İran'daki yönetimi henüz tamamen sona ermedi. Bu muharebeyi, II. Tahmasb'ı tahta çıkarmak için başarılı seferler izledi. Damğan Savaşı'ndan sonra Murchekhort Savaşı gerçekleşti. Murchekhort, İsfahan yakınlarındaki bir köydü ve savaş Safevilerin zaferiyle sonuçlandı. Bu iki muharebe sonucunda Afgan Gilzay hanedanının imparatorluk tahtındaki kısa süreli saltanatı sona erdi. Hotakiler, günümüz Afganistan'ının güney kısmını kapsayan kendi topraklarına sürüldüler.[3]

Damğan veya Mehmandust Savaşı
Nadir'in Seferleri

Nadir'in kuvvetlerinin Afganlara ateş açmasını yansıtan illüstrasyon
Tarih29 Eylül-5 Ekim 1729
Bölge
Horasan, Damğan yakınlarındaki Mehmandust köyü
Sebep II. Tahmasib ve Nadir Han'ın Safevi tahtını Afganlardan geri alma isteği
Sonuç Kesin Safevi zaferi
Taraflar
Safevîler Hotakîler
Komutanlar ve liderler
Nadir Han
Lütf Ali Han
Tahmasb Han Celair
Fetali Han Kayani
Latif Han
Eşref Han Hotaki
Muhammed Seydal
Nasrulla Han
Zebardust Han
Çatışan birlikler
25.000 40.000-50.000
Kayıplar
3.000[1] veya 4.000[2] 12.000[2]

Damğan Savaşı, Nadir Han'ın askeri sisteminin eski tarz süvari tabanlı ordulardan çok daha üstün olduğunu kanıtladı. Afgan ordusu eski tarz bir süvari ordusuydu. Damğan Savaşı'ndan sonra Eşref Han bu sorunu çözmeye çalıştı ancak bulduğu çözümler yeterli olmadı ve Murchekhort Savaşı'nda da yenildi.[4]

Savaşın arka planı değiştir

Ana muharebeden bir gün önce II. Tahmasb, Nadir Han'a savaşı kazanırsa onu kendi kız kardeşiyle evlendireceğine söz verdi.

Eşref Hotaki, bir askeri darbeyle selefi Mir Mahmud Hotaki'yi askeri darbeyle devirerek iktidara geldi. Alt bir ordu ile üstün Osmanlı ordusuna karşı büyük başarılar elde etti ve onları mağlup etti. Ancak daha sonra Osmanlılarla bir anlaşmaya vardı. Bu anlaşmaya göre Eşref Han, Safevi İmparatorluğu'nun batı topraklarını Osmanlı İmparatorluğu'na verdi ve karşılığında onların desteğini kazandı. Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu Eşref Han Hotaki'yi imparatorluğunun meşru hükümdarı olarak tanıdı.

Bu sırada Nadir Han ve II. Tahmasb, Eşref Han'a karşı mücadelede imparatorluğun kuzey doğusunda kendilerine bir üs kurmakla meşguldüler. Nadir'in Herat'a yürüdüğünü haber alan Eşref Han, 30.000 kişilik bir kuvvetle İsfahan'dan ayrıldı ve Ağustos 1729'da Horasan'a yürüyüşe başladı. C. Hanvey'e göre Eşref, Tahran, Kum, Kaşan ve Kazvin'in silahlı nüfusuna evlerini terk etmelerini ve yerleşim yerlerinden uzak durmalarını emretti. Aksi takdirde öldürülebilirler. Bununla Eşref, Nadir ile savaş halindeyken adı geçen şehirlerin nüfusunun Afganlara karşı ayaklanmasını engellemeye çalıştı. Hatta Eşref'in İsfahan şehrinde gerçekleştirdiği cinayetler ve katliamlar sonucunda şehrin nüfusu önemli ölçüde azalmış ve sadece 200 kişilik bir grup şehri kontrol etmek için tutulmuştur.[5]

Eşref, Nadir doğuda bir Afgan kabilesi olan Abdallarla savaşırken Horasan'ı ele geçireceğini umuyordu. Ancak olaylar Eşref'in beklediği gibi olmadı. Nadir, Herat'ı fethetti ve Eşref, Horasan'a ulaşmadan önce Meşhed'e döndü. Eşref'in kendisine yaklaştığı haberini aldıktan sonra Nadir, birliklerine 12 Eylül 1729'da Sebzevar'da toplanmalarını emretti.

Bu arifede Eşref Simnan'a ulaştı ve onu kuşattı. Simnan hakimi, Eşref'in askeri sefere başladığını haber alır almaz, Şah Tahmasib ve Nadir'e kendisine yardım etmesi için haber saldı. Aksi takdirde Simnan'nın Eşref'in birliklerine direnmesi mümkün değildi. Simnan hakimi bu vilayetin ele geçirilmesinin Horasan'ın savunmasını zorlaştırabileceğini belirtti. Nadir bu sonuca razı oldu ve temsilcilerini Simnan hakimine gönderdi. Nadir Simnan hakimie ve halkına yardım edeceğine söz verdi. Aynı zamanda onları Eşref'e karşı daha iyi bir direniş göstermeye çağırdı.[6]

Bu zamana kadar ordusu 40.000'e yükseldi, Nadir'in ordusu ise 25.000 savaşçıya sahipti. "Alam Ara-ye Naderi"ye göre Eşref'in topladığı asker sayısı 100 bin kişiydi.[5] Ancak bu sayının gerçekliği tartışmalıdır. Eşref, Simnan'ı kuşatmak için küçük bir kuvvet bıraktıktan sonra Şahrud'a doğru yürüdü. Nadir'in birlikleri Nişabur ve Sebzevar üzerinden Damğan'a doğru ilerledi. Eşref önce Simnan'ı ele geçirmek ve ardından Nadir'in güçleriyle savaşa girmek istedi. Eşref bu amaçla önce Simnan yakınlarındaki Seyyid Ali kalesini ele geçirdi, ardından Simnan'ın kendisini kuşattı. Seman kuşatma altındayken Eşref'e Nadir'in Bistam'a ulaştığı bilgisi verildi. Bu sırada Nadir, Şahrud bölgesinde kamp kurdu. Nadir buradan 500 kişilik bir grupla Muhammed Han Mamuye'yi istihbarat için gönderdi. Eşref Han da istihbarat ekibi gönderdi. Bu gruplar Şahrud'un güneydoğusunda bir araya geldi. Muhammed Han galip geldi ve sorgulama için 14 Afgan'ı ele geçirdi. Bu esirlerden gerekli bilgileri alan Nadir, kampın yerini değiştirerek yeni kamp yeri olarak Dehmolla köyünü seçti.

"Tarih-e Cahanqoşa-ye Naderi"nin yazarı, savaş başlamadan önce Eşref'in Nadir'in toplarını ele geçirmeyi planladığını yazıyor. Bu niyeti gerçekleştirmek için Seydal Hana bir görev vermiş ve Seydal Han bu görevi yerine getirmek için Bistam'dan bir rehber almıştır. Onlar aracılığıyla Nadir'in birliklerinin yerini gözden geçirdi. Tüm birlikler surların içinde konuşlanamadığı için toplar surların dışında kaldı. Ancak Seydal Han, Nadir'in toplarını ele geçirmeyi başaramadı. Ertesi sabah, Nadir'in birlikleri ilerlemeye başladığında, Seydal Han da uzaklaştı ve Mehmandust yakınlarındaki Eşref'in ana kuvvetlerine katıldı.[6]

Savaş değiştir

Hizalamalar ve savaş öncesi manevralar değiştir

 
1. Nadir, Tal Tepeleri'ndeki sol kanadını korumak için muhafız birliğini ileri gönderir.
2. Nader bu zamanı topçu hattını piyade yolu üzerinde yüksek bir zemine yerleştirmek için kullanır.
3. Eşref ordusuna son bir saldırı emri verir, ancak ordusu Safevi tüfek ve topçularının yoğun ateşi altında kalır.
4. Piyadelerini toplayan Nadir, Afgan ordusunun merkezine saldırır ve onu ikiye böler.

Nadir ordusunu 4 gruba ayırdı, görevlerini belirledi ve uygun mevzilere yerleştirdi. Bir grup çerhçinin eşlik ettiği Nadir Afgan savaşçılarının savaş öncesi oluşumunu bizzat gözlemledi. Eşref'in birliklerinin oluşumunu gözlemledikten sonra, topçu birliklerini birliklerinin çevresine yerleştirdi. Nadir, Afgan birliklerinin sağ kanadındaki tepenin önemli bir konuma sahip olduğunu biliyordu ve birkaç topla o tepeye gitti. Nadir, birliklerinin emir almadan savaşa girmesini yasakladı.

29 Eylül sabahı Eşref Han ordusunu geleneksel düzende düzenledi. Ordusunu merkez, sol ve sağ kanat olmak üzere 3 parçaya ayırdı. Eşref zaferden o kadar emindi ki Safevi ordusunun dağıtılmasından sonra Tahmasb ve Nadir'i ele geçirmek için ordusundan 2-3 bin kişilik bir grubu ayırdı. Sol kanat Seydal Han'ın komutası altındaydı. Sağ kanat komutanlığına Mahamman Amin Han atandı. Bu kanatlar ve merkez birliklerin plana göre Safevi ordusuna saldırması ve ezmesi gerekiyordu. Küçük bir grup yedekte tutuldu. Plana göre, ana kuvvetler Safevi ordusunu kaçmaya zorladıktan sonra, bu süvari birliği onları takip edip yok edecekti.[7]

Eşref ayrıca Nadir'in ordusuna arkadan ve kanatlardan sürpriz bir saldırı planladı. "Alam Ara-ye Naderi"nin yazarı da Eşref'in generallerinden Seydal Han'ın Nadir'in birliklerinin arkasından saldırma girişimini doğruluyor. Bunu önceden sezen Nadir, bu saldırıyı önlemek için Mir Abutalib Han ve Muhammedali Han'ı generallerinden ayırdı ve ordusunu dairesel bir düzende düzenledi. Bu generaller Seydal Han'ın saldırısını engelledi ve Muhammedali Han onları kamplarına kadar kovaladı.[8] Nadir, ileri kuvvetlerini ordunun sol kanadındaki Tal tepelerine yerleştirdi. Doğu ordularının geleneğinin aksine Nadir Han, topçu kuvvetlerini piyade birliklerinin arkasına yerleştirdi. Eşref Han'ın birlikleri, Nadir Han'ın muhafızlarının pozisyonlarını gözden kaçırmıştı. Muhafızlar tepelerin yakınında, onların önlerinde yerleştirildiler.[9] Afgan sol kanadı, Nadir'in öncüsü ile çatıştıktan sonra, onları takip etmek yerine ana hatta doğru geri çekildiler. Daha sonra Eşref Han 40.000 kişilik süvarisine Safevi ordusuna saldırmasını emretti. Afgan süvarileri, tepenin yakınında toplanan Safevi ordusuna kısa sürede büyük bir hızla yaklaştı.

Afgan saldırısının püskürtülmesi değiştir

Afgan birliklerine tepeye yerleştirilen Safevi topları ateş etti. Savaş sırasında topların dumanı beyaz bir bulut oluşturdu. İlk topçu ateşi sonucunda 300-400 Afgan süvarisi "dilimlenmiş salatalık gibi yere serildi". Arkadan ve kanatlardan taarruz başarısız olduktan sonra, Eşref merkezden ana taarruzu gerçekleştirmeye başladı. Safevi subayları, Afganlar muhafızlara kanatlardan saldırdıktan sonra tüfekçilere ateş etmemelerini emretti. Afganlar yaklaştıktan sonra (yaklaşık birkaç 10 metre uzaklıktan) ateş emri verildi. Nadir'in deneyimli muhafızları tarafından yıllarca mükemmelleştirilen ve savaşlarda kullanılan bu strateji, etkinliğini bir kez daha kanıtlamıştır. Safevi topçularının ve muhafızlarının ateş açması sonucunda Afganların cephe hatları ciddi zayiatlarla karşılaşdı. Arkadan gelen Afgan savaşçılar, lağıma düşüyor ve arkadaşlarının kalıntılarının üzerinden atlayarak saldırıyordu. Afgan mevzilerine isabetli bir şekilde isabet eden topların ateşi sonucunda Afgan safları duman ve sisle kaplanırken, ordu saflarında karışıklık meydana geldi. Afgan savaş bayrağının ve bayrak taşıyıcısının vurulması Afganlar arasında paniğe neden oldu. Bu kaos sırasında Eşref Han'ın karargahı Safevi toplarıyla vuruldu ve Eşref'in atlarının çoğu telef oldu. Bu andan itibaren karargah toplarla vurulmaya başlandı. Afgan topçusu geleneksel zamburaklardı. Zamburakların temel zayıflığı, bir deveye monte edildiklerinden isabetlerinin zayıf olması ve büyük toplar tarafından kolayca hedef alınabilmeleriydi. Kısa bir süre sonra, Afganların topçuları Safeviler tarafından ele geçirildi ve Afgan ordusu topçu desteğinden yoksun bırakıldı.

Nadir'in merkeze saldırısı değiştir

Nadir Han'ın karşı saldırısı muhafızlar tarafından gerçekleştirildi. Eşref'in ordusunun merkezine doğru saldırdı. Afganların elindeki topçu birlikleri de orta kısımda toplanmıştı. Böylece saha savaşları başladı. Safevi ordusu Afganları merkeze doğru çekilmeye zorladı. Nadir'in komutanlarından İsmail Han Hazima ve liderliğindeki tüfekçiler, Afgan topçularının saflarını bile vurdular. Onlara eşlik eden süvarilerin beklenmedik bir şekilde hücum etmesi ile Afganlara bir darbe daha indirildi. Her iki taraftan aldıkları darbelerle şaşkın olan Eşref, savaşın gerginliğine dayanamadı.

Kısa bir süre sonra Afgan ordusu dağıldı ve savaşçılar kaçmaya başladı. Nadir Han'ın elinde tuttuğu Afşar atlıları kaçan orduyu kilometrelerce kovalasa da Eşref'i yakalamak mümkün olmadı. Nadir Han, ileride bir pusu kurulmasından korktuğu için Safevi ordusunun büyük kısmının bu kısa süreli takibe katılmasına izin vermedi.

"Alam Ara-ye Naderi"nin yazarına göre, bu zaferden son derece mutlu olan II. Şah Tahmasb, zaferle dönen Nadir'in alnını öperek, kendisine ve savaşçılarına şükranlarını ifade etti. Nadir ve savaşçıları Şah tarafından değerli hediyelerle ödüllendirilirken, savaş alanında kalan Afgan serveti de generaller arasında paylaştırıldı.

Sonuç değiştir

Savaş alanında 12.000 askerini kaybeden Eşref Han, büyük bir hızla batıya doğru ilerlemeye başladı. O batıda sonraki savaşlara kadar kayıplarını gidermeyi düşünüyordu. Yol üzerinde Hvar vadisinde Safevi ordusuna karşı pusu kurmuştu. Varamin'e geri çekilen Eşref, böyle bir savaşın Hvar vadisinde gerçekleşmesinin uygun olduğunu düşündü. O vadi iki dağ arasındaydı ve sınırlı erişime sahipti. Çok sayıda birlik orada savaşmaya uygun değildi. Geçidi ve yüksekleri koruyarak Safevi ordusuna büyük bir darbe indirmek mümkün olacaktı. Planın uygulanması, Tahran'ın eski Afgan valisi İslam Han'a emanet edildi. Ancak Afganlar yine yenildi.[10]

Bu yenilgilere kadar ülkede hiçbir gücün Afganlara karşı koyamayacağı düşünülüyordu. Eşref, özellikle Osmanlılara karşı kazandığı zaferden sonra kolayca kazanacağına inanmış, kendi gücüne olan güveni artmıştır. Damğan'daki yenilgi hızla imparatorluğa yayıldı ve Tahran'daki Afgan güçleri de şehri boşalttı ve Eşref'e katıldı.

Bundan sonra Nadir ve II. Tahmasb, yürüyüşün sonraki kaderi hakkında karar vermek zorundaydılar. Nadir, yeni kuvvetler toplamak için Meşhed'e dönmeyi teklif ederken, Tahmasb batıya - başkente gitmek istedi. Tahmasib'in teklifi reddedildikten sonra kamptan ayrıldı, ancak daha sonra Nadir'in gönderdiği elçiler onu vazgeçirerek geri gönderdiler. Nadir, Tahran şehrinde Tahmasb'dan ayrılarak yürüyüşe devam etti.

Ayrıca bakınız değiştir

Konuyla ilgili yayınlar değiştir

  • Mehman Süleymanov. Nadir şah. Tehran, 2010. 740 səh.

Kaynakça değiştir

  1. ^ Ferrier, J. P. (1858). History of the Afghans. Murray. s. 61. Erişim tarihi: 30 Eylül 2010. J.P.Ferrier. 
  2. ^ a b Axworthy(2009), The Sword of Persia, p. 89.
  3. ^ Gözalova, Nigar; Bağırov, Ekrem (2018). 18. yüzyılın 30'lu ve 40'lı yıllarında Nadir Şah Afşar'ın Bağdat seferleri. Bakü: Elm və Təhsil. 
  4. ^ Cabbarov, Elçin (2013). Nadir Şah Afşar. Bakü: Nurlar. 
  5. ^ a b Mehman Süleymanov 2010, s. 156
  6. ^ a b Mehman Süleymanov 2010, s. 157
  7. ^ Mehman Süleymanov 2010, s. 161
  8. ^ Muhammed Hüseyin Kuddusi (1999). Nadir şah. 
  9. ^ Michael Axworthy (2009). The Sword of Persia: Nader Shah, from tribal warrior to conquering tyrant, p. 131. I. B. Tauris
  10. ^ Mehman Süleymanov 2010, s. 162