Üretilmiş risk; risk kavramı modernliğin ortaya çıkması ile var olmuştur. Modernliğin getirmiş olduğu ekonomik, kültürel ve teknolojik gelişimlerin getirdiği risklerin doğurduğu risklere diyebiliriz.

Kendi haricinde her şeyi kontrol etmeye çalışan modernlik kendi kontrolsüzlüğünün kurbanı olmak üzeredir. Çernobil faciası, Fukuşima’daki facialar bu düşünceyi doğrulamaktadır. İnsan her ne kadar öğrenen ve ders alabilen bir varlık olmasına rağmen modern toplumlar adına güvenlik ve emniyet problemleri açığı ortada durmaktadır. Geleneksel kültürlerde risk kavramı yoktu. Risk tehlike ile aynı anlamda değildir. Risk aktif gelecekteki olasılıkları değerlendirir ve tehlikeleri işaret eder."[1] Modern toplumlarda karşılaştığımız riskler, modern ve modern teknolojiler tarafından “üretilmiş” durumlardır (Ulrich Beck, 1992:21,26; Anthony Giddens, 1998:28). Yaklaşık iki asırlık bir ‘risk birikim süreci’ sonrasında modern teknolojiler ve sanayileşme aracılığıyla farkında olmaksızın bu ‘üretim’ gerçekleşmiştir. (Beck, 2005). İkinci olarak, günümüzde riskler ulusal sınırların ve ulus-devlet siyasetinin kontrolünün ötesinde bir hareket alanına sahiptir. (Beck, 1992:13). Buna göre, Çernobil örneğinde görüldüğü gibi modern risklerin etkileri, ‘zamansal’, ‘mekânsal’ ve ‘nesiller arası’ bir aşkınlığa sahiptir. Nitekim felaketin etki alanı sadece facianın gerçekleştiği zaman, mekân ve nesiller ile sınırlı kalmamaktadır. Modern risklerin ‘meydana gelme olasılığı düşük olsa da meydana geldiği zaman etkileri telafi edilemeyecek kadar yüksektir’ (Beck 2005). Toplumsal yaşamın her anında insanlık kendisinin deprem, sel gibi felaketlerin tehdidi altında hissetmiştir. Fakat bireyler modern dönem öncesi dönemlerde ‘kaderci’ bir anlayışla bu gibi doğal afetlere dini bir anlam yükleyerek meşrulaştırmışlardır ve böylece felaketler sonrasında ortaya çıkan sonuçları olağan addederek kabullenmişlerdir (Mythen, 2007 :709) Fakat günümüz modern sanayi toplumunun karşı karşıya kaldığı riskler, salt doğal afetlerden daha fazlasıdır. Nitekim bu riskler modern toplumun işlev mekanizması içinde modernleşmenin kendi kendisinin sebep olduğu durumlar olarak sanayileşme süreci içinde devamlı bir laboratuvar haline getiren ve toplumların kendi elleriyle ürettikleri bu modern teknolojiler, yine modern toplumun kendi sonunu getirebilecek bir potansiyeli içinde taşımaktadır. Dolayısıyla Beck ve Giddens gibi risk toplumu teorisyenleri, ‘üretilmiş risklerin’ doğası itibarı ile sanayi öncesi toplumlardaki risklere göre çok daha katastrofik bir karaktere sahip olduğunu ileri sürmektedirler(akt. Mythen 2004; 19). Fakat modern toplumları risk toplumları yapan bu ‘üretilmiş risklerin’ gerçekleşmesi değil, risklerin ‘gerçek olması ihtimali’ ve bu ihtimalin getirdiği belirsizlikler karşısında modern yöntemlerle gerçek bir ön alıcı çözümün bulunamamasıdır.[2]

Kaynakça değiştir

  1. ^ Professor Anthony Giddens. "Runaway World, Lecture 2 – Risk – Hong Kong". Reith Lectures 1999. BBC online Network. 18 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2016. 
  2. ^ M. Salih ELMAS. "Modern Toplumun Güvenlik Çıkmazı Tehdit, Risk ve Risk Toplumu Perspektifinden Güvenlik". Güvenlik Serisi: 7. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu. 12 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2016.