Vikipedi:Köy çeşmesi (politika): Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Nanahuatl (mesaj | katkılar)
375. satır:
:[[Kullanıcı:Vito Genovese|<font color="#008000">'''Vito Genovese'''</font>]] 15.59, 28 Ağustos 2020 (UTC)
::Tartışmaları belirttiğiniz için teşekkürler. Bu tartışmalarının hiç birinden nihai bir sonuç çıkmamış, yardım sayfasında ise ek fiil kullanılması gerektiği yazıyor ancak bu bir politika değil. Bu konuyu tartışıp biçem el kitabına eklemeliyiz. --[[Kullanıcı:ToprakM|<span style="font-family: old english text mt;color:blue;font-size:93%">'''''ToprakM'''''</span>]]&nbsp;<sup>[[Kullanıcı mesaj:ToprakM|<span style="color: #bf0023;">✉</span>]]</sup> 16.17, 28 Ağustos 2020 (UTC)
* :::Daha önceki tartışmalara dahil olmadım ama madem konu başlığı açılmış görüşümü yazmak isterim. Ben katkılarımda bu ekleri kullanmıyorum. Çünkü bu tür bir belirtme şekli bana ansiklopedik bir yazım tarzından uzaklaşmak gibi geliyor. Biçem el kitabında gösterilen M.Kemal Atatürk ve II. Mehmet maddelerinde bile -dır, -dir ekleri söz konusu değil. Girişte yapılan bu eklemeler maddenin geleninde ve alt başlıklarda da kullanılıyor ve okunuşu zorlaştırıyor. gitmiştir, seçilmiştir, göçmüştür, yazmıştır..vs. Bu konuda bir politika yoksa olmalı, zira bir maddenin içeriği kadar yazılışı da önem arz ediyor. --[[Kullanıcı:Maurice Flesier|<font face="Segoe script" size="3" color="#0047AB">Maurice Flesier</font>]]<sup> [[Kullanıcı mesaj:Maurice Flesier|message]] </sup> 22.35, 28 Ağustos 2020 (UTC)
* ::::Bu tanım meselesi yukarıda örneklendiği üzere burada olduğum sürece periyodik olarak her zaman gündeme gelen bir mesele oldu. İki alternatifin her birini tercih edenler var, ben de şahsen -dır olmamasından yanayım, öznel bir sebeple - Türkçe ansiklopedi geleneğinde Büyük Larousse tarzı ansiklopedilerde böyle alıştım. Ancak sanırım günün sonunda bu işin çok basit bir çözümü var: İkisinin de kabul edilebilir olduğunu kabul etmek. Standartlaştırmanın faydasını göremiyorum. --[[Kullanıcı:Seksen iki yüz kırk beş|Seksen iki yüz kırk beş / GGT]] ([[Kullanıcı mesaj:Seksen iki yüz kırk beş|mesaj]]) 22.40, 28 Ağustos 2020 (UTC)
:::::bu kadar konuşulup bugüne kadar 'nihai bir sonuç' çıkmamış olması zaten yeterince açıklayıcı. her şeyi standart yapmaya gerek yok. politikaya eklenecekse böyle eklenmeli. --[[Kullanıcı mesaj:Kibele|<font color="#800000">'''kibele'''</font>]] 08.31, 29 Ağustos 2020 (UTC)
::::::Kesinlikle her şey standart olmalı, yoksa kişisel olarak "bence bu daha hoş"lardan geçilmez, Okur için de ciddiye alınmaz, "bu ne böyle, her maddesi farklı biçemde?" denir. Ben derim açıkçası. Konuya gelirsek, maddelerdeki hiçbir ifade "siyasetçi" şeklinde bitmezken ilk cümlede bitmesini doğru bulamıyorum açıkçası. Sözlük tanımı gibi oluyor.--[[Kullanıcı:Nanahuatl|Nanahuatl]]<sup>[[Kullanıcı mesaj:Nanahuatl|Efendim?]]</sup> 03.33, 31 Ağustos 2020 (UTC)
{{çıkıntı|::::::}}
Konu bir tercih meselesi, o yüzden bu tercihi yapacak topluluk üyeleri için sağlıklı bir temel teşkil edebileceğine inandığım bazı şeyler yazmak isterim. Bu konuyu iki farklı yönden ele alabiliriz. Biri bilimsel yönü, diğeri de tarihsel/geleneksel yönü. Önce ikisinden başlamak isterim.
 
Topluluğumuz yediden yetmişe geniş bir yaş aralığında olduğu için özellikle de [[wikt:tevellüt|tevellüdü]] yetmeyen arkadaşlarımız için [[Türkiye'de ansiklopedi]] maddesinin mevcut sürümünün vermediği bazı bilgiler vereyim. Nasıl bilgisayarlar bir zamanlar kurumlara ait olan devasa makinelerken bir noktada PC adını alarak evlerin demirbaşına dönüştüyse, ansiklopedilerin de buna benzeyen bir evrimi var. Vaktiyle yayımlanan ansiklopediler elbette piyasadaydı, ancak genellikle tekli ciltler hâlinde satılan bu çalışmalar o kadar yaygın kullanımda değildi. O günlerden [https://www.youtube.com/watch?v=dwV1bp7scDY şu reklama] bakmak söz konusu dönemlere yetişenler için hoş bir nostalji olabilir. Konuya gazeteler el atana kadar bu böyle devam etti, ansiklopediler entelektüel kesimin evinde olabildi yalnızca.
bu kadar konuşulup bugüne kadar 'nihai bir sonuç' çıkmamış olması zaten yeterince açıklayıcı. her şeyi standart yapmaya gerek yok. politikaya eklenecekse böyle eklenmeli. --[[Kullanıcı mesaj:Kibele|<font color="#800000">'''kibele'''</font>]] 08.31, 29 Ağustos 2020 (UTC)
 
* Kesinlikle her şey standart olmalı, yoksa kişisel olarak "bence bu daha hoş"lardan geçilmez, Okur için de ciddiye alınmaz, "bu ne böyle, her maddesi farklı biçemde?" denir. Ben derim açıkçası. Konuya gelirsek, maddelerdeki hiçbir ifade "siyasetçi" şeklinde bitmezken ilk cümlede bitmesini doğru bulamıyorum açıkçası. Sözlük tanımı gibi oluyor.--[[Kullanıcı:Nanahuatl|Nanahuatl]]<sup>[[Kullanıcı mesaj:Nanahuatl|Efendim?]]</sup> 03.33, 31 Ağustos 2020 (UTC)
90'larda gazeteler okuyucularına kuponla hediyeler verirdi. 30 gün boyunca her gün gazeteyi alıyordun, o 30 kuponu kesip saklıyordun, sonunda gazeteyi kim dağıyorsa artık, Yay-Sat bayisine filan gidiyor, kuponları teslim ediyor, hediyeni alıyordun. İlk 6 günü kaçırdıysan 7. günün şafağında gazete standına bakıyordun, 7 kupon değerinde Mega Kupon görüyordun. İçin rahat edip kaldığın yerden devam ediyor, 14. günde 14 kupon değerinde Süper Mega Kupon, 21. gün yine Süper Mega Ultra King Kong Kupon görüyor, artık aptal yerine konduğuna kızmaya başlıyordun. Bu koşullar o dönemin en büyük üç gazetesi Hürriyet, Milliyet ve Sabah (ve onlarla aşık atmaya çalışan diğerleri) arasında büyük bir mücadele yarattı. Yemek takımlarından beyaz eşyalara ve (elbette çekilişle) [https://www.youtube.com/watch?v=Ym8n_LoLEpQ arabalara] kadar akla ne geliyorsa verdiler, televizyon reklamlarıyla birbirlerinin ürünlerini kötülediler, yoğun bir savaş yaşandı. Bu mücadelenin ilk adımlarından biri de ansiklopedi savaşları oldu. O günlerin kokusunu almanıza yarayabilecek birkaç TV reklamını örnek olarak vermek isterim:
 
{{daraltılabilir üst|bg=white|title=Burası biraz konu dışı kalabalık olduğu için gizliyorum, sağdaki [genişlet]'e tıklayıp görebilirsiniz}}
 
* [https://www.youtube.com/watch?v=swxlmTXo0no Üç reklam bir arada]
** Milliyet Gazetesi - Théma Larousse, Dictionnaire Larousse, Junior Larousse
*** [[Erhan Yazıcıoğlu]] (dış ses)
** Gün Gazetesi - Milliyet'e suçlama
*** [https://www.seslendirmeevi.com.tr/profil/cahit-saher/352-tr Cahit Şaher] (sunum) [hepsini zaten kendi seslendirdiği reklamlara toptan giydirmesi de efsane]
** Milliyet Gazetesi - Üç ansiklopedi için savunma
*** Erhan Yazıcıoğlu (sunum)
* [https://www.youtube.com/watch?v=YVD1p6dxpTw Sabah Gazetesi - Oxford Ansiklopedisi]
** [[Cüneyt Gökçer]] (sunum), Cahit Şaher (dış ses)
* [https://www.youtube.com/watch?v=6fldtBlAapg Sabah Gazetesi - Meydan Larousse ve Gelişim Hachette]
** Cahit Şaher (dış ses), [[Filiz Akın]] (oyuncu), [[Aliye Uzunatağan]] (seslendirme)
* [https://www.youtube.com/watch?v=IYYYATpzNB4 1] ve [https://www.youtube.com/watch?v=lX17wP8DT8Y 2]
** Hürriyet Gazetesi - Hürriyet Ansiklopedisi
*** [[Zafer Ergin]] (dış ses)
{{daraltılabilir alt}}
 
Bulabilsem bir de Sabah'ın Grolier International Americana reklamlarını ve ona yapılan karşı atağı paylaşmak isterdim ama [https://eksisozluk.com/entry/693977 bu efsanenin] kaydı internette yok gibi şu an.
 
Ansiklopedi üzerinden savaşmayı ilk kim akıl etti bilinmez, ancak Britannicalar, Larousselar, Hachetteler havalarda uçuştu bir dönem. Larousse ve Hachette gibi Fransız ansiklopediciliğinin ürünleri, Britannica gibi bir İngiliz/Amerikan devi ve Grolier gibi bir Amerikan ansiklopedisi. Burada elbette 70'lere kadar süren ülkemizdeki yoğun Fransız etkisini de unutmamak gerekiyor. Dilde şu anki Fransızca ödünçleme sözcük sayısı bir tesadüf değil. Bugünkü İngiliz-Amerikan kültürel etkisi belli bir noktadan sonra ortaya çıkan bir durum. Larousse ülkeye aslen 69'da giriyor, Britannica'nın gelişi ise 84'ü buluyor. Bu dönüşümde sosyoekonomik dinamiklerin ve 84'teki iktidarın sahibinin önemli bir rolü var. O dönem bir aile hangi gazeteyi satın alıyorsa ona göre evine ilgili ansiklopedi giriyordu ve bu ansiklopedileri yakın zamana kadar birçok evde görmek mümkündü, bazı evlerde yine mümkündür sanıyorum. Sonra internet çağı, yani biz geldik ve bu basılı ansiklopediler yavaş yavaş eskicilere verildi. Hatta özellikle gazetelerin verdiği sürümleri sahaflar bile almamaya [https://eksisozluk.com/entry/14945377 başladı]. Ben de [[Özel:KalıcıBağ/18361431#Mirada|şu iş]] için bir kütüphaneye gittiğimde elime aldım bunlardan birini en son. Uzun süre de gerek duyacağımı sanmıyorum artık.
 
Ansiklopedinin öncülleri antik dönemlere kadar gitse de şu anda bakıp bir görüşte tanıyacağımız biçimdeki ansiklopediler 18. yüzyılın ortalarından başlıyor. Elbette bu geleneğin çıkış noktası da sözlükler. Dolayısıyla tanım tümcelerinin sözlükler gibi veriliyor olması da bu gelenekten kaynaklanıyor. Larousse'un, Britannica'nın modern sürümlerine baktığımızda da bu geleneği sürdürdüklerini görüyoruz:
 
* https://www.larousse.fr/encyclopedie/personnage/Martin_Luther_King/127514
* https://www.britannica.com/biography/Martin-Luther-King-Jr
 
Hatta bizim dışımızda doğru düzgün ansiklopedicilik yapanlarda da aynı geleneğin sürdüğü göze çarpıyor:
 
* https://islamansiklopedisi.org.tr/ansiklopedi (Martin Luther King maddesi yok tabii burada, Martin Luther maddesi verecektim ama o da bakımdaymış)
 
Bu noktayı özellikle Z kuşağı üyesi arkadaşlarım için vurgulamak isterim. Vikipedi'nin gelişi öncesinde hepimizin ansiklopediden anladığı, bu herkesin evlerine giren ansiklopedilerde yer alan, yukarıda örneğini verdiğim biçemdi. Vikipedi ilk gün karşımıza çıktığında biri "Tanımlar böyle yapılacak" deseydi, "O ne ya, öyle ansiklopedi mi olur?" derdik, çünkü alternatif bilmiyorduk.
 
Genel olarak söz konusu tanımların Vikipedi tarzında yapılmasının da bir evveliyatı ve hatta bilimsel temeli var. Bu konuya önümüzdeki günlerde Vikisözlük için yazmaya niyetli olduğum bir yazıda girmek istiyorum. Bu evveliyat sonunda ortaya Vikipedi türü ansiklopediler çıkıyor ve ortaya [[:en:Martin Luther King Jr.]]'daki gibi tanım tümceleri çıkıyor.
 
Şimdi tarihi 2020'ye getirmeyi başarabildiğime göre bir de işin bilimsel yönüne gireyim.
 
-DIr biçimbiriminin tam olarak ne yaptığını daha iyi anlayabilmek için bazı temellerden söz etmem gerekir. Dilbilimde birbirinden ayrılamayacak üç kavram vardır: [[:en:Grammatical tense|Zaman]], [[:en:Grammatical aspect|görünüş]] ve [[:en:Grammatical mood|kip]]/[[:en:Modality (linguistics)|kiplik]]. Zaman, present/past/future diye giden konuşma anına göre sözü edilen anın öncelik/sırasındalık/sonralık ilişkisinden ibarettir. Görünüş, İngilizce derslerinden hatırlanacak olan continuous ve perfect gibi şeylerdir ve bitmişlik/bitmemişlik ile ilgilidir. Kiplik ise olasılıkların ifadesidir. Yapmaya muktedir, izinli, istekli vs. oluşumuzun dilsel ifadesidir. Şu an bizi kiplik ilgilendiriyor. Kipliği de kendi içinde birçok kategoriye ayırabiliriz ama bizi bir tanesi özellikle ilgilendiriyor: Bilgisel kiplik, genel olarak konuşucunun neyin doğru olduğuna inandığını ifade eder. Dolayısıyla -DIr bir [[:en:Epistemic modality|bilgisel]] [[:en:Copula (linguistics)|koşaç]] [[:en:Clitic|kliğidir]]. Peki bu ne demek?
 
Bilgisel kiplik birimlerini dünya dilleri yukarıda da belirttiğim üzere doğru olduğuna, gerçek olduğuna inandıkları bilgilerin ifadesinde kullanırlar. Çünkü bilgisellik, konuşan kişinin sahip olduğu bilgiler ışığında dünyaya ilişkin yapabildiği en iyi yorumdur. Elindeki bilgisi budur, dolayısıyla tüm bu bilgilerden çıkarımlayıp ifade edebildiği doğrusu da budur. -DIr kullanarak konuşan birini dinlediğimizde (ironi yapmadığı varsayımıyla, zira bu klitiğin ek işlevleri de var) doğru olduğuna inandığı şeyi söylediğini düşünürüz. Bize bunu sezdirir. Bu nedendir ki (aha doğru olduğuna inandığım şey geliyor, vaziyet alın) politik söylemin ayrılmaz bir parçasıdır bu klitik. Bir dönem şaka yollu [https://eksisozluk.com/entry/4011190 Tansu Çiller Türkçesi] olarak da anılan, söz konusu klitiğin yoğun kullanıldığı bağlamlar, konuşan kişinin karşısındaki insana doğruyu söylediğini, söylediği şeyin doğruluğuna inandığını ifade eder. Politikacı bu yüzden bu klitiği kullanır ki hitap ettiği kitleler doğru söylediğine inansın. Dolayısıyla söz konusu klitik kaçınılmaz olarak resmiyetle özdeşleşmiştir. Buraya kadar olan kısım, işin bilgisellik kısmı.
 
Koşaçlığa gelelim. Koşaç, eylem gibi işlev görüp yapıyı "tam tümceye" dönüştürür. Tam tümce diyorum yarım ağızla, aslen burada kastım "finiteness" kavramı. Bunun sonluluk, çekimlilik gibi karşılıkları var ama aslen burada kasıt içinde zaman bilgisi olan tümce. Yani tümcenin zamanı past, present, future, her neyse tümcenin içindeyse o zaman finite oluyor, değilse olmuyor. Biz şimdilik işimizi görsün diye bu ibareye sonlu tümce diyelim.
 
Sonlu olmayan (sonsuz?) bir tümceye örnek olarak şunu verebiliriz:
 
* Ali buraya gelse
 
Bu tümcenin içinde zaman bilgisi yok; past değil, present değil, future değil (neden İngilizce kullanıyorum, şimdiki zaman dersem aklınıza hiç alakasız bir ek gelecek, o yüzden). Dolayısıyla bu tümce "sonsuz" bir tümce.
 
* Ali'nin buraya gelmesini istiyordum.
 
İşte şimdi past eki olan -du devreye girmiş, artık tümcede zaman bilgisi var ve tümcemiz sonlu bir tümce. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Türkçenin present ekinin bir [[:en:Null morpheme|sıfır biçimbirim]] olması. Yani yapısal olarak orada ama sessiz.
 
* Ali'nin buraya gelmesini istiyorum.
* Ali'nin buraya gelmesini istiyordum.
 
İlk tümcede sıfır biçimbirim olan present tense eki, ikinci tümcede -du biçimindeki past tense eki var. -iyor ise bir zaman eki değil, görünüş eki. Olayın sözü edilen an itibarıyla sürmekte olduğunu ifade ediyor. Present tense'in, ki artık kendisine doğru bir biçimde şimdiki zaman demek istiyorum, bizim için tanım tümceleri nedeniyle büyük bir önemi var. MLK maddesine geri dönelim. İngilizce Vikipedi şöyle diyor:
 
* Martin Luther King Jr. '''was''' an American Christian minister and activist who became the most visible spokesperson and leader in the civil rights movement from 1955 until his assassination in 1968.
 
İşte biz buna çok alışık değiliz, ancak bazı maddelerde yapmıyor değiliz. Örnek olarak [[Özel:KalıcıBağ/23131966|Annia Cornificia Faustina Minor]]'a bakılabilir. Tabii bir de şimdiki zamanlı madde alıp karşılaştıralım. Seriyi bozmayalım, örneğimiz bu sefer de [[:en:Martin Luther King III]] olsun:
 
* Martin Luther King III '''is''' an American human rights advocate.
 
İşte bu noktada şimdiki zamanın Türkçede sıfır biçimbirim olması, yüklemi eylem olmayan bu tür adcıl tümcelerde karşımıza şu örneği çıkarıyor:
 
* Martin Luther King III Amerikalı insan hakları savunucusu.
 
Zaman bilgisi nerede, [https://www.youtube.com/watch?v=K8E_zMLCRNg yok] gibi, ama sıfır zaten, yani sessiz. Nereden bileceğiz olmadığını? Yani bu Türkçe tümceyi İngilizceye şu iki biçimde de çevirebiliriz ve bunların ikisi de doğru çeviri olur:
 
* Martin Luther King III, American human rights advocate.
* Martin Luther King III '''is''' an American human rights advocate.
 
İlk tümce sonsuz bir tümce, içinde zaman bilgisi yok, ikinci tümce ise sonlu bir tümce, zaman bilgisi içinde. Dolayısıyla üstteki Türkçe tümcenin iki okuması, iki yorumlaması var. Yukarıda Larousse ve Britannica'nın bugünkü durumlarını örneklemiştim. Onlar sonsuz tümceler kullanma geleneklerini sürdürüyor, İngilizce Vikipedi ve diğer [[Hint-Avrupa dilleri]]nin Vikipedileri sonlu tümceler kullanıyorlar.
 
Peki biz Türkçe tanımı şöyle yaparsak ne oluyor:
 
* Martin Luther King III Amerikalı insan hakları savunucusu'''dur'''.
 
Artık bunu İngilizceye çevirmenin tek bir yolu var:
 
* Martin Luther King III '''is''' an American human rights advocate.
 
Türkçe tümcemiz artık tartışmasız olarak sonlu bir tümce. Yani tüm bu gevezeliği yapmamın nedeni olan söz konusu klitik dilbilgisel olarak bu işe yarıyor. Koşaç olduğu için sonsuz tümceleri sonlu yapıyor. Bilgisel kiplik birimi olduğu için, kullanan kişinin doğru olduğuna inandığı bilgiyi kodluyor. Peki neden klitik? [https://www.academia.edu/12831130/Clitics_in_Turkish Klitik], evet, yani [[:en:Affix|ek]] değil, çünkü ekler belli bir sözcük sınıfına aittir, klitikler ise sözcük sınıflarına, dilbilgisel görevlere bağımlı kalmaz. -İyor'u yalnızca eylemlerle kullanabilirsiniz, ama -DIr için bu söz konusu değildir:
 
* Ahmet'tir bunu yapan.
* Ahmet bunu yapandır.
* Ahmet öğretmendir.
* Ahmet'tir öğretmen.
 
Ayrıca klitikler sesbilimsel olarak zayıf birimlerdir, vurgu taşıyamazlar örneğin.
 
İşin doğruya yanlışa değil de tercihe geleceğini en baştan söylemiştim. Benim tercihim bu birimin şimdiki zaman kullanacak tanım tümcelerimizde varsayılan olarak yer alması ve yaşamayan kişiler için de geçmiş zaman kullanmamızdır. Basit bir İngilizce Vikipedi kopyacılığından ziyade, -DIr klitiğinin bilgisellik [[:en:Modality_(linguistics)#Force_and_flavor|gücünü]] burada yapmaya çalıştığımız şey açısından önemli bir silah olarak görüyorum. Yapacağımız tanımlarda okuyucuya [[Vikipedi:Doğrulanabilirlik|doğru olduğunu düşündüğümüz]] şeyleri yayımladığımız mesajını vermeliyiz. Niteliğimize duyulan güvenin istediğimiz düzeyden çok uzakta olduğunu da hesaba katarsak, bu mesajın önemli olduğunu düşünüyorum.
 
[[Kullanıcı:Vito Genovese|<font color="#008000">'''Vito Genovese'''</font>]] 19.48, 1 Eylül 2020 (UTC)